Ana içeriğe atla

Aharon Appelfeld - Zor Bir Hayatın Hikâyesi Kitap Alıntısı

 

Aharon Appelfeld Zor Bir Hayatın Hikâyesi

Köydeki günler uzun, beyaz gecenin derinliklerine uzanıyor. Köyde halı yok, sadece hasır döşemeler var. Misafir odasında bile hasır var. Ayak değer değmez kuru, hışırtılı bir ses çıkarı yor. Annem yanımda oturuyor ve bir karpuz dilimliyor. Köyde restoran ve sinema yok; geç vakte kadar bahçede oturuyor, gece yarılarına kadar süren gün batımını izliyoruz. Uyuklamamak için çok çabalasam da sonunda uykuya dalıyorum. Burada günler ufak sihirlerle dolu. Üç Çingene’den oluşan bir bando aniden bahçeye giriyor ve kemanın hüzünlü ezgileri duyuluyor. Büyükannem sinirlenmiyor; onları iyi tanıyor ve çalmalarına izin veriyor. Nağmeleri giderek beni daha çok üzüyor ve ağlamak istiyorum. Annem yardıma koşuyor ve Çingenelerden durmalarını istiyor ama durmuyorlar. “Bizi durdurmayın! Biz Çingeneler böyle ibadet ederiz!” 

“Ama çocuk korkuyor,” diye rica ediyor annem. 

“Korkacak bir şey yok, biz şeytan değiliz.” 

En sonunda annem onlara para veriyor ve çalmayı kesiyorlar. Çingenelerden biri yanıma gelip şirinlik yapmak istiyor ama annem onu benden uzakta tutuyor. Çingeneler arka bahçeden çıkar çıkmaz bir baca temizleyicisi beliriyor. Uzun boylu, gövdesine siyah halatlar dolamış biri, hemen çalışmaya koyuluyor. Yüzü kurum içinde ve baca boru sunun yanında ayakta durduğunda, annemin ben uyumadan önce okuduğu Grimm Kardeşler öykülerinden fırlamış şeytanları andırıyor. Akşama doğru inekler otlaktan geri dönüyor. Mölemeler, böğürtüler ve toz havayı melankoliyle kaplasa da, başlayan gecelik reçel kaynatma töreni bu havayı hemen dağıtıyor. Erik reçeli, armut erik reçeli, olgun kiraz reçeli; gece boyunca her reçelin önceden belirlenmiş bir saati var. Büyükannem mutfaktan büyük, bakır bir kazan alıp bahçedeki alacakaranlıktan itibaren beslenen ateşin üzerine koyuyor. Artık bakır kazan altın gibi ışıyor. Kaynatma neredeyse bütün gece devam ediyor. Büyükannem tadına bakıp karıştırıyor, defneyaprağı ekliyor ve en sonunda bana bir tabak sıcak reçel veriyor. O tatlılık, bunca zaman heyecan içinde beklemiş olmama rağmen, bu kez beni hiç mutlu etmiyor. Gecenin biteceği ve sabahleyin bir at arabasına binip kente geri döneceğimiz korkusu – işte bu korku beni ele geçiriyor, sinsice mutluluğumu bozuyor. Annemin elini alıp öpüyorum, bir daha bir daha öpüyorum, ta ki, gecenin kokularıyla kendimden geçerek hasırın üzerinde uykuya dalana dek. Köyde annemleyim. Babam kentte, işlerin başında kalıyor ve çıkageldiğinde bana yabancı görünüyor. Annemle birlikte nehrin kenarındaki, ya da başka bir deyişle, Prut Nehri’nin kollarından birinin kenarındaki otlaklara gidiyoruz. Su yavaş yavaş akıyor, berraklık büyüleyici ve insanın ayakları yumuşak toprağa gömülüyor. Yazları günler yavaşça, sanki hiç sona ermeyecekmişçesine uzuyor. Kırka kadar saymayı, çiçek çizmeyi biliyorum ve birkaç gün içinde büyük harflerle ismimi nasıl yazacağımı da öğrenmiş olacağım. Annem beni bir an için bile yalnız bırakmıyor. Yakınlığı öyle harika ki onsuz tek bir an bile beni üzüyor.

Yorumlar

Yorum Gönder

Fikirlerinizi paylaşırsanız sevinirim.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Beyza Alkoç - 3391 Kilometre

Merhabalar Beyza Alkoç'un 3391 kilometre kitabını ilk çıktığı zaman görmüştüm ama açıkçası almakla almamak arasında kalmıştım. Kitap hediyeleşme etkinliği sayesinde okuma fırsatı bulduğum kitaba tek kelimeyle bayıldım. 

Sait Faik Abasıyanık - Karlı Hava

Poy Baharatı Nedir? Nerelerde Kullanılır?

  Merhabalar Baharat kullanmayı sever misiniz?

Zeynep Sahra - Elmalı Turta

Merhabalar Zeynep Sahra'nın Ayçöreği hikayesi Elmalı Turta ile son sürat devam ediyor. Öncelikle yeniden belirtmek istiyorum bu kitap Ayçöreğinin devam kitabı. Yani öncelikle Ayçöreğini okumalısınız.

Zülfü Livaneli, Erdal Öz - Sazın Teli Koptu

 

Nilgül - Arabesk Günler

 

Mehtap Soyuduru Çiçek - Yolcu

Merhabalar Mehtap Soyuduru Çiçek kitabıyla tanışmam A101 Kitap Alışverişlerine dayanıyor. Kitaplara ulaşma maceramı da buradan  okuyabilirsiniz. Tatil' de elimdeki son kitabı da bitirdikten sonra (ki 3 tane kitap okudum Yolcu başladığım 4.kitaptı.) Yolcu isminden dolayı başladığım ve başladığım andan itibaren de elimden bırakamadığım bir kitap oldu.

Cahit Sıtkı Tarancı - Kırık Bir Aşk Hikayesi

Cahit Sıtkı Tarancı'nın meşhur bir şiiri var, " Abbas" adında.

Ayten Gökçer Vefat Etti

 

Yurt