Ana içeriğe atla

Cahit Sıtkı Tarancı - Kırık Bir Aşk Hikayesi

Cahit Sıtkı Tarancı'nın meşhur bir şiiri var, " Abbas" adında.
İşte her şey bu şiirde gizli aslında. Cahit Sıtkı askerliğini yedek subay olarak yaparken, çürüğe ayrılmış bir er emrine veriliyor. İsmi Abbas, Mardinli.

Cahit Sıtkı'nın kahvaltısını hazırlıyor, evini temizliyor, kıyafetlerini ütülüyor, akşam çilingirli mezeli soraflar hazırlıyor. Cahit Sıtkı bu temiz Anadolu çocuğunu zamanla çok sevmeye başlıyor. Akşamları demlenirken  onunla dertleşiyor. Böyle bir akşamda Abbas'a bir soru soruyor:
- İstanbul'u bilir misin?
- Bilirim komutanım.
- Ya Beşiktaş'ı?
- Bilirim komutanım acemiliğimi ben orada yapmıştım. Orada bir sevgilim var. Onu bana kaçırıp getirir misin?
- Elbet komutanım.

 Sabah olur, Cahit Sıtkı bakar Abbas hazırlanmış.
" Hayırdır Abbas neden böyle hazırlık yaptın? " diye sorar.
" İstanbul'a gidiyorum sana sevgilini getireceğim" der.
Cahit Sıtkı çok duygulanır gözyaşlarını gizlemeye çalışır.

Akşam eve dönünce rakı sofrasını kurdurur. Abbas'ı karşısına oturtur. Cahit Sıtkı alır kalemi kağıdı eline ve o sofrada o ünlü şiiri ABBAS'ı yazar.

Buraya kadar okuduğunuz Abbas şiirinin çıkış hikayesiydi. Peki kimdi bu sevgili? Neydi bu çaresizlik, imkansız olan?

Cahit Sıtkı en samimi arkadaşı Vedat Günyol'la birlikte büyümüş. Sık sık onların evlerinde kalırmış. Vedat'ın çok da güzel bir kızkardeşi varmış. Mihrimah. Üçü birlikte vakit geçirirmiş hep. Gerisini Vedat Günyol' dan dinleyelim.
"Paris'teyiz ben hukuk öğrencisiyim; Cahit ise Türkçe yayın kuruluşunda spikerlik yapıyor. Bir akşam körkütük sarhoş olduk. Champs-Elysees'de yürüyoruz. Cahit Sıtkı nara ata ata şiir okuyor. Ne oldu dememe kalmadan boynuma sarıldı. O sırada bende ağlamaya başladım. " Ne o yoksa çocukluk arkadaşın mı öldü?" dedim. " O benim çocukluk arkadaşım değil ilk aşkımdı. Ben senin kardeşine aşıktım. O yüzden evinizden dışarı hiç çıkmıyordum."

Ama ama nasıl olur dememe kalmadan, yüzüne baktım. Tam bir Diyarbakırlı gibi, aşkını hiç belli etmemekten duyduğu gurur vardı yüzünde. Elinde kalan tek şey o olmuştu sanki. Çünkü Mihrimah çoktan bir doktorla evlenmişti. O süre içinde ne ben nede Mihrimah kuşkulanmamıştık. Bu kez kızma sırası bana geçti. Ayağa kalktım, yakasından tutup " Niye söylemedin bana ulan" diyerek yumruklamaya başladım. Sonra birbirimize sarıldık hıçkıra hıçkıra ağladık."

Yorumlar

  1. Ne hazin bir durum.. eskiden böyleydi maalesef :( şimdi olsa kırk kere açılmıştı kıza.. ah ah..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Momentos;
      Şimdi ki zamanda böyle aşk yok maalesef:(

      Sil
  2. Off çok üzücü bir hikayesi varmış. Arkadaşımın kardeşine yan bakamamdan çıkmış ve nice aşıklar açılamadan devam etmişler hayatına :((

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. lovehouse;
      Maalesef eskiden arkadaşının kardeşine bakmak namus demekti.

      Sil
  3. Yaşadıkları onca acılar mı şairleri ünlü yapıyor, yoksa ünlü şairlerin acıları mı bu kadar dertli oluyor? Bilemedim.. Şu bir gerçek ki; Türk Edebiyatının tüm üstadları sıkıntılar ve kederler içinde bir ömür yaşamışlar. Ve fakat nasıl güçlü bir karakterdir ki asla şikayet etmemişler. Yokluklar içinde yazmışlar eserlerini. Demem o ki ; tüm dostlarıma kitap okumak için öncelikle Türk Edebiyatının yazarları ve şairlerinden yana tercihte bulunmaları. Kıymetlerimize, kıymetlilerimize sahip çıkmalıyız.
    Selam ve Sevgilerimle..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Taner Koç;
      Şu bir gerçek ki, bende eski şair ve yazarların daha başarılı eserler çıkardıklarını düşünüyorum. Yenilere haksızlık etmek değil niyetim ama o zamanın şartları düşünüldüğünde kısıtlı imkanlarla neler yapmışlar.

      Sil
  4. Cahit Sıtkı'yı çok severim ama bu anısını duymamıştım. Şairlerin ve yazarların hayatı ne ilginç oluyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Şule;
      Yazar ve şairlere ait anıları bende çok seviyorum:)

      Sil

Yorum Gönder

Fikirlerinizi paylaşırsanız sevinirim.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Tüm Zamanların En Güzel Kadını : Prenses Fevziye

Kavalalı Mehmet Ali Paşa soyundan, Mısır'ın ilk kralı Fuad'ın kızı; yine Mısır'ın son kralı Faruk'un kız kardeşiydi Prenses Fevziye.

Zeynep Sahra - Elmalı Turta

Merhabalar Zeynep Sahra'nın Ayçöreği hikayesi Elmalı Turta ile son sürat devam ediyor. Öncelikle yeniden belirtmek istiyorum bu kitap Ayçöreğinin devam kitabı. Yani öncelikle Ayçöreğini okumalısınız.

Beyza Alkoç - 3391 Kilometre

Merhabalar Beyza Alkoç'un 3391 kilometre kitabını ilk çıktığı zaman görmüştüm ama açıkçası almakla almamak arasında kalmıştım. Kitap hediyeleşme etkinliği sayesinde okuma fırsatı bulduğum kitaba tek kelimeyle bayıldım. 

Nil Karaibrahimgil - Ben Aptal Mıyım?

 

Sait Faik Abasıyanık - Karlı Hava

Kademe Analizi Nedir?

 

Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) ve Risk Bildirim Formu

 

22 Nisan 2024 Pazartesi Altın Fiyatları

 

Uğruna İnsanların İntihar Ettiği İran Şahının En Sevdiği Karısı Anis-el Doleh

Merhabalar Son zamanlarda sosyal medyada sıklıkla karşılaştığım bir haber, aslında güzellik kavramımızı sorgulamama neden oldu.