Ana içeriğe atla

Domates Kurusu Nasıl Salça Oldu?

Merhabalar

İnsanın başına ne gelirse fazla meraktan gelirmiş. Benimki de aynen öyle oldu. Hadi gelin size domates kurutma maceramın nasıl salça operasyonuna döndüğünü anlatayım.

Uzun yıllardır domates kurusuna merakım var. Aslına bakarsanız domates ile olan bir aşkım var ki, sadece domates ile bile karın doyurabilirim. Her yıl domatesi kış için mutlaka dondurucuda saklarım. Kışın menemen yapmak istediğimde domates sosu yerine taze domatesten yapmak taze lezzetli. Domates sosu ile yaptığımda sanki konserve tadı oluyor ve ne ben, ne de ev halkı bu tadı sevmiyoruz. 

Domates kurutmak nereden aklına geldi derseniz? Allah biliyor ya tadını hiç bilmiyorum. Fakat sosyal medyada ya da aktarlarda sürekli gördüğüm domates kurusunu çok merak etmeme rağmen, nedendir bilinmez hiç alıp denemek şansına da nail olmadım.

Önceki evimizde de balkon aşırı sıcak ve direkt güneş alıyordu ancak hiç domates kurusu yapmaya yeltenmemiştim. Bu evimizin balkonu daha büyük ve yine çok güneş aldığından kendimde bir deli cesareti bulup domates kurusu yapmaya kalktım. İlk denemem yanlış domatesten oldu. Köy domatesi yerine erik domatesi olmalıymış. İlk deneme sonucunda ne yazık ki kurutamadım. Hatta bilmem kaç saat fırında kurutmayı denememe,(eşim duymasın beni gebertecek) üstüne üç gün balkonda kurutmaya devam etmeme rağmen ne yazık ki kurumadı. Bende o domatesleri atmak yerine yağın içine bastım ve ilk etapta bulgur pilavında tüketmek üzere buzdolabına kaldırdım. Ama inat ettim domates kurusu yapacağım ya, annemlerin pazarcı komşularına iki kasa erik domates siparişi verdim ve cuma günü geldi. Cumartesi sabah saat 9'da başlayıp, öğlen 13:30'a kadar üstteki gördüğünüz şekilde domatesleri yıkayıp, doğrayıp, tuzlayıp tek tek dizdim. Görüntü muhteşem. Kendimle gurur duyuyorum. Gelip geçip görüntüye hayran kalıp, kuruması için Allah'ıma ne dualar ediyorum.

Akşamına eşim işten geldiğinde tabii ki delirdi. Bu kadar domatesi yapana kadar en azından bir kilo alıp denemem gerektiğinden tutunda, kendime eziyet etmelerime kadar geldi konu. Bendeki savunma ise 15 kg domatesten 1 kg domates kurusu çıkıyor, o nedenle bu kadar çok var diyorum ama yemiyor hayvan terli. Tabii bende moral sıfırın altında. Ama pes etmeden halen daha dua etmeye devam. Bu arada da tuzlama nedeniyle sulanan domateslerin gelip, geçip sularını döküyorum ki bir an evvel kurusun. 

Pazar günü yine camları açıp sabahtan köye gittik. Gece eve döndüğümüzde saat 22:00. Bende bir panik havası. Eğer domatesler ziyan olursa eşimden yiyecek olduğum tribin, sözlerin haddi hesabı yok. Hemen balkona koştum. Bir de ne göreyim kurumadan eser yok. Moral bozuk, canım sıkkın ama eşime de bir şey belli etmemeye çalışıyorum. Evdeki tüm tencereleri iş başına alıp hemen domates kurtarma operasyonu düzenledim. Gece 02:00'ye kadar domatesleri blend edecek kadar kaynatıp sabah salça yapmak üzere kenara koydum. Ama kararlıydım o gece tüm domatesleri kaynatacaktım ki çok şükür hepsini bozulmadan kaynattım. Ertesi gece 02:00'ye kadar da bir önceki gün kaynattığım domatesleri bu seferde salça olmak üzere saatlerce kaynattım. Evdeki şişeler yetmedi, gittim şişe aldım. Annemlerde kıyamet gibi şişe var ama ne fayda. Ev uzak. Gidip gelsen benzin parası aynı hesaba gelecek. 

Eşim akşam eve geldiğinde son tencereyi ocağa koymuştum ama ben pert, mutfak ise kan gölüne dönmüş gibi felaket. Kevgirden domates geçirmekten, kavanoz kapağı kapatamayacak durumdayım siz düşünün bileğim ne kadar zorlanmış. Bu arada domates toplam 40 kg. Yani benimde gözüm doymamış arkadaş. Eşim haklı aslında ama çaktırma Beyda. Haklısın dersen, daha beter söylenecek. 

Sonuç olarak 40 kg domatese ödediğim 80,00.-TL karşılığında (üşenmedim tarttım) 16 kg salça çıktı. Eşimin söylendiği kadar var. Asıl bombayı sona sakladım. Eşimin teyzesinden 15 kg salça aldığımızı da düşünürsek elimizde 30 kg salça oldu. Annemde ben gün kurusu salça sevdiğimden bir kasa domatesten yaklaşık 5-6 kg kadarda o salça yaptı. Elimizde nereden bakılsa 35-36 kg salça oldu. Artık gelen misafirlere salçalı ekmek veririm. Yer gök salça nasıl olsa.

Ancak her kötü şeyin aslında bir öğretici tarafı varmış ki, bu da benim domates kurutmam Eskişehir şartlarında imkansızmış. Balkon yerine direkt güneş görecek ve aniden kavuracak bir yerde (çatı vb.) kurutmam gerekiyormuş. Yoksa bu şekilde kurumazmış. Ayrıca Eskişehir şartlarında gece sıcaklık farkı doğduğundan da nemlenme yapıyor ve kurumuyormuş.

Bunun dışında hayatımda ilk kez salça yaptım. Ev ortamında biraz zor olsa da, daha ekonomik olduğu su götürmez bir gerçek. Uğraştırıyor mu? haliyle ama iki ya da üç posta halince domates alınarak salça yapılabilirmiş. Bunu da tecrübe etmiş oldum. Seneye elimde salça kalır muhtemelen ama şayet kalmazsa kendi salçamı kendim yapmayı planlıyorum. Her sene annem bize yapıp verdiğinden, bu sene o yorulmasın diye eşimin teyzesinden almıştık. Fakat ekonomik olması nedeniyle kesinlikle kendim yapmaya karar verdim. Biraz uğraşırım ama olur mu? bence çok da güzel olur. 

Salçalar daha uzun süre dayansınlar ve kapakları atmasın diye tuz oranlarını biraz fazla tuttum. Tuz demişken annemle konuştuğumuzda söylediği bir şey ile dumur oldum. Salçanın tuzu en son atılırmış. Nedeni ise kaynarken patlarmış. Ama bu bilgi bana geldiğinde sadece son tencereye tuz atmamıştım. Yaşadığım hayal kırıklığı paha biçilemez. Mutfak fayanslarındaki salça çalışmalarına ise tek söz yok. Sürrealist çalışmalarım var benim. Delirmemek elde değil. Ne yapalım bu bilgiyi de böylelikle aklıma kazımış oldum. Hani bir musibet bin nasihatten hayırlıymış ya benim ki öyle oldu. 

Sonuç olarak; eşimin dediğini yapıp bir kilo domates kurusu sipariş ettim. Eşim ne mi dedi?
"Allah aşkına Beyda!... Yiyeceğin bir kilo domates kurusu git al, kendini de daha fazla yorma!..." 

Doğru söze ne denir ki? 

Yorumlar

  1. çok güldüm :))) salçalarda gayet güzel görünüyor ellerinize sağlık bereketli olsun :)))

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Fikirlerinizi paylaşırsanız sevinirim.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Beyza Alkoç - 3391 Kilometre

Merhabalar Beyza Alkoç'un 3391 kilometre kitabını ilk çıktığı zaman görmüştüm ama açıkçası almakla almamak arasında kalmıştım. Kitap hediyeleşme etkinliği sayesinde okuma fırsatı bulduğum kitaba tek kelimeyle bayıldım. 

Tüm Zamanların En Güzel Kadını : Prenses Fevziye

Kavalalı Mehmet Ali Paşa soyundan, Mısır'ın ilk kralı Fuad'ın kızı; yine Mısır'ın son kralı Faruk'un kız kardeşiydi Prenses Fevziye.

Poy Baharatı Nedir? Nerelerde Kullanılır?

  Merhabalar Baharat kullanmayı sever misiniz?

Ryunosuke Akutagava - Raşomon

 

Düşünmemiz Lazım

Bugün sosyal medyada denk geldiğim bir paylaşımı bende sizlerle paylaşmak istiyorum.

Zeynep Sahra - Elmalı Turta

Merhabalar Zeynep Sahra'nın Ayçöreği hikayesi Elmalı Turta ile son sürat devam ediyor. Öncelikle yeniden belirtmek istiyorum bu kitap Ayçöreğinin devam kitabı. Yani öncelikle Ayçöreğini okumalısınız.

Dün Seni Gördüm Rüyamda

 

Ryunosuke Akutagava - Tuhaf Bir Hikaye

 

Osamu Dazai - Son Yıllar

 

Paul Auster - Yükseklik Korkusu Kitap Alıntısı