Mehtap Soyuduru Çiçek Röportajı

Merhabalar

Yazar röportajlarımız tüm hızıyla devam ediyor.

Bu haftaki konuğum Yolcu kitabıyla kalemine hayran kaldığım sevgili Mehtap Soyuduru Çiçek. Keyifli röportajımızda güzel zaman geçirmeniz dileğiyle.

Yeni yazılarımda görüşünceye dek, kendinize çok iyi bakın. Güzel ve sağlıklı bir gün sizlerle olsun.

Hoşçakalın.

Mehtap Hanım öncelikle bloğuma hoşgeldiniz. Bu güzel röportaj için şimdiden teşekkür ederim. Dilersiniz sorularımıza geçelim.

*Kısaca kendinizden bahseder misiniz?

Merhabalar

1987 İstanbul doğumluyum. Evli ve 2 erkek çocuk annesiyim. Annelik başıma gelen en güzel şey. Göktuğ ve Gökalp isimlerinde, dünyanın en tatlı iki çocuğuna sahip olduğunu sanan nice annelerden sadece biriyim.

* Yazmaya ne zaman başladınız? 

Ortaokul çağlarımda. On üç yaşımda falandım. Günlük yazarak başladım ve günlüğümü birilerinin okumasından endişe ederek hayal gücümü aldım elime. 

* Kitap yada genel olarak yazma konusunu nasıl seçiyorsunuz? Etkileşim var mı? Yoksa tamamen tesadüf mü? Yani kurguyu önceden mi belirlersiniz? Yoksa bütün olay örgüsü siz yazdıkça mı gelişir?

Kurguyu ana hatları dahil önceden belirlerim. Ancak sadık kalmadığım, yazarken değişime uğrattığım çoktur. 

* Kimsenin okumayacağını bilseniz bile yazmaya devam eder miydiniz?

Ederdim ve ediyordum da zaten. Çocukluktan ilk kitabım çıktığı ana kadar hiç vazgeçmedim.  

* İlk kitabınızı çıkarmaya nasıl ve ne zaman karar verdiniz? 

Çevre baskısı ile karar verdim. Yolcu için teklif geldiğinde buna hazır mıyım diye sorgularken benden önce hazır olan arkadaşlarım bugünün müsebbibi oldular.

*İnsanların çoğu "hayatımı yazsam roman olur" der. Sizce herkes kitap yazabilir mi? Yazmak bir yetenek midir? 

Yazmak bir yetenektir. Ancak tek başına yetenek de kafi değil. Geliştirilmeli.

* Yazma ritüelinizden bahseder misiniz? Mesela hangi ortamda, hangi metaryallerle, hangi müzikle ve nasıl bir coğrafya da yazmayı tercih edersiniz? 

Sakin ve evimde olmalıyım. Kafam boş, ruhum dingin olmalı. Müzik fark etmez sadece tınısı yeterli benim için. Bilgisayarım, suyum ve müziğim elimin altında oldukça hah bir de ilham perim.

* Yazmak isteyen ancak nasıl yazmaya başlaması gerektiğini bilmeyenler için tavsiyeleriniz var mı? 

Bol bol okusunlar derim. Bir yandan karalarken bir yandan da iyi bir okur olmak lazım.

* Bir gün kurgu olmayan bir şey yazmayı düşünüyor musunuz?

Deneme tarzı kısa yazılarım var. Kim bilir belki derlerim. 

* Bir yazar olarak okuduğunuz ve beğendiğiniz yazarlar kimler?

Ben herkesi ve her türü okuyorum aslında. Tek bir kişiye bağlı değilim bu anlamda ya da tek bir türe. Bu sıralar biraz polisiye gerilim tarzına eğilimim artsa da romantik komedi dahil sevdiğim isimler var. 

Ahmet Ümit, Ayfer Tunç sevdiğim Türk yazarlar. Tom Robbins, Sophie Kinsella gibi isimler de var listemde. Ben her yazarla tek kitap da dahi olsa tanışmak istiyorum. Yenilerde Halil Cibran’ı Ermiş ile tanıdım ve çok sevdim. Nazan Bekiroğlu Nar Ağacı en sevdiğim kitaplardandır örneğin. Erdal Öz, Gülünün Solduğu Akşam bende yeri değişmez kitaplardandır. Çok ağlamıştım. Ece Temelkuran ile de yakın tarihte tanıştım ve kaleminin tavrını iki kitabı ile de çok sevdim. 

* En son hangi kitabı okudunuz?

Seyyah serisini. Henüz ikinci kitabı yarıladım. 

*Yayımlanan altı kitabınız var ve son kitabınızın çiçeği burnunda. Okuyucusu bol olsun inşallah. Yine de yakında yeni kitap veya yeni projeler var mı? 

Teşekkür ederim. Projeler çok. Ancak talebe ve ilgiye göre değişebiliyor. Yıllardır hazırladığım dosyalarım var elimin altında. Bakalım zaman ne gösterecek. 

* Asıl mesleğiniz nedir?

Devlet memuruyum. 

* Yazmak sizin için hayat boyu sürecek serüven mi? Yoksa yazmayı bırakmayı düşündüğünüz bir zaman var mı?

Hayat boyu sürecek bir serüven. Sonsuz bir aşk... 

* Günümüzde gençlerin sosyal medya sitelerinde çok zaman geçirmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Sosyal medya faydalı olduğu kadar meşgale olup zamanın değerini kaybettiren de bir mecra. İnsanın kendini dizginlemediğinde asosyal ama sosyal medya kurdu olması kaçınılmaz.

* Günümüz gençliğine üç tavsiye verecek olsaydınız bunlar ne olurdu?

Kendimi epey yaşlı hissederek tavsiye vereceğim. 

1. Hayallerinizden asla vazgeçmeyin. 

2. Mutlu olduğunuz ve olacağınız işi yapan. 

3. Enerjinizi ve iyi halinizi sömürenlerden uzak durun. 

* Kitaplarınızda yayımlandıktan sonra şunu yazsaydım yada şunu yazmasaydım dediğiniz oldu mu?

Pek tabii.

* Yazmadığınız zaman ne yaparsınız?

Okurum. İki çocuk annesiyim, yapacaklar o kadar çok ki. 

* Kitap fuarlarıyla ilgili düşünceleriniz nelerdir?

Müthiş bir ortam. Kitaba, yazara olan ilgiyi gördükçe umutlandığım da bir yer aynı zamanda. Tabii bazen de umutsuzluğa kapılıyorum gençlerin kitaplara olan ilgisinin belli bir türe ait olmaktan ileri gitmediğini görünce ama uzatmayacağım. Fuarlarda kitaplar daha ucuz olsun. 

* Hayatınız boyunca yaşadığınız pişmanlık var mı?

Yok. Çok şükür kararlarımın arkasındayım. 

* En büyük korkunuz nedir?

Susuz kalmak.

* Aşk sizce nedir? İlk görüşte aşk var mıdır?

Aşk bence evlattır. İlk görüşte aşk var desem altını dolduramam. En iyisi susayım. 

* Okurlarınızla aranızda nasıl bir bağ var?

Ailevi bir mesele bu, deşmeyelim. 

* Ulaşamadığınız biri ile sohbet etme şansınız olsaydı bu kim olurdu? Neden?

Çok eski bir arkadaşım. Çünkü özledim onunla sohbet etmeyi. 

* Hayatta en çok kıymet verdiğiniz kişi?

Aile bireylerim. 

* Son olarak eklemek istedikleriniz var mı ya da okurlarınıza mesajınız var mı?

Okumak karanlıktan kurtarır. Selametle kalın. 

Mehtap Hanım keyifli bir sohbet oldu. Umarım ilerleyen zamanlarda sizi yine bloğumda konuk edebilirim. Zaman ayırıp röportaj yaptığınız için tekrar teşekkür ederim. Yolunuz açık, okurunuz bol olsun.