Fatma Solak - Lekeli Melek

Merhabalar

A101 kitap günlerinden aldığım ve bir eski bir yeni kitap okuma serüvenimde Şubat tatilinde okumak için yanıma aldığım kitap Lekeli Melek.

Malum eski kitaplarımı bitirmek niyetindeyim. İnşallah bu yıl içerisinde de eski kitaplarımdan oldukça okumayı planlıyorum.

Fakat kitap tatil için uygun değilmiş. Hangi akla hizmet yanıma aldığım konusunda en ufak bir fikrim yok. Fazlasıyla dram içeriyor. O zaman konusuna bakalım.

Ayşe köyde çocuklarıyla ve eşiyle sade bir yaşam sürmektedir. Hayatı boyunca kendisini Allah yoluna adamıştır ve kızlarını da o şekilde yetiştirmek istemektedir. Ancak ömrü buna vefa etmez ve son çocuğunu doğurduğu esnada dünyaya gözlerini kapatır. 

Kızların en büyüğü olan Melek babası ile birlikte mecburen kardeşlerine bakmak zorunda kalır. Ancak köy şartlarını hayatlarını olumsuz etkiler ve ne var, ne yok satarak taşı toprağı altın denilen İstanbul'a giderler. Hayatın burada kolay olmadığını hep beraber görürler, ancak köyde bir şeyleri kalmadığı için geri de dönemezler.

Melek'in karşısına Mert isimli biri çıkar. Melek Mert'e aşık olur ancak Mert'in Melek ile ilgili farklı planları vardır. Hemde hayatını tamamen değiştirecek planlar. Melek aşık olduğu adamın ellerinde oyuncak olacak ve hiç bilmediği, istemediği bir dünyaya adım atacaktır. 

Hayatında her şey bitti dediği anda karşısına çıkan Faruk Melek'in hayatına ne kadar dokunacaktı?

Klasik bir konusu var. Açıkçası başlarda biraz sıkıldım. Şiirlerle kitap zenginleştirilmişti ancak ben şiir pek sevmediğim için açıkçası o bölümleri atlayarak okudum. Bazı yerlerde gereksiz uzatılmıştı. İnsanın her önüne güvenmemesi gerektiğini gösteren Türk filmi tadında bir kitaptı. 

Yeni yazılarımda görüşünceye dek, mutlu ve huzurlu bir cuma gününüz olsun. Hayırlı Cumalar.

Hoşçakalın.

Tanıtım Bülteninden

Faruk eline ulaşan mektubu gözyaşı döke döke okumuştu. Demek insanlar gariban ve saf olunca, kendisini insan sanan şeytanlar onlardan istifade edebiliyor ve onları da bu günah yolculuğunda seyahat etmeye mecbur bırakabiliyorlardı.. 

Faruk bu mektubu okuduktan sonra kızı kararından vazgeçmek yerine, ona daha da hayran olmaya ve bağlanmaya başladı. En azından geçmişini gizleyip, ona yalanlar söyleyerek onu kandırmamış ve her şeyi olduğu gibi anlatmıştı.

Faruk arabadaki peçeteyle gözyaşlarını silerek arabadan indi. Ayakları onu taşımıyordu artık. Avucunda tuttuğu mektubu buruşturup yok edecekti. Sigara içmediği için cebinde çakmağı yoktu. Arabada bulunan çakmağı aldı ve mektubu yaktı. Sonra da avucuna aldığı külleri göğe doğru savurup yok etti. Kendince Melek Kız'ın geçmişini yakmış, onun için hayatında yeni sayfalara yer açmıştı. Kadın neydi doğu illerinde, sus deyince susacak, konuş deyince konuşacak bir robot muydu? Yoksa kayıtsız şartsız erkeğine hizmet etmek zorunda olan bir köle miydi? Söyler misiniz kadının hayatımızdaki gerçek konumu neydi ve neden

hep kapının eşiğine doğru itilip, duyguları linç edildi?

Basım Yılı : 2015

Sayfa Sayısı : 350

Uğur Tuna Yayınları