Herkese Merhaba,
Radyo tiyatrosu dinlemeyi çok sevdiğimi bilmeyen kalmadı sanırım. Ne dinlesem diye aranırken, birde ekranıma düşen Duruşma Başlıyor ile ekrana bir süre baktım. Zira bazı günler daha romantik şeyler dinlemek isterken, bazı günlerde de biraz macera, aksiyon ya da polisiye isteyebiliyorsunuz. Bu durum farklı keşifler yapmanıza da olanak sağlıyor. Aynı kitap okumak gibi.
Duruşma Başlıyor benim için ilginç bir deneyim oldu. Sonunun öyle bir bitişi vardı ki, konu nereden nereye geldi. Bence dinlemek için ilginç bir şeyler arıyorsanız, bu radyo tiyatrosu Duruşma Başlıyor tam da size göre. Hadi buyurun konusuna bakalım.
Duruşma Başlıyor Radyo Tiyatrosu
Küçük bir kasabanın ıssız yollarında ilerleyen Bay Trubs, arabasının aniden bozulmasıyla büyük bir sıkıntıya düşmüştü. Kasabanın karanlık ve huzursuz havası, durumunu daha da zorlaştırıyordu. Bir süre boyunca etrafta kalacak bir yer aradı, ancak otel yoktu ya da ulaşabileceği mesafede değildi. Gece giderek koyulaşıyor, soğuk ise içini ürpertiyordu. Çaresizliği giderek artarken, şans eseri bir yabancıyla karşılaştı.
Bu yabancı, Bay Trubs’a kendisini tanıtarak, yardım etmeyi teklif etti. “Eğer isterseniz,” dedi, “bu gece bizim evde misafir olabilirsiniz.” Bay Trubs, başka bir seçeneği olmadığını fark ederek, nazik teklifi kabul etti.
Kasabanın biraz dışında, ormanın kenarında yer alan eski bir malikane, Bay Trubs’un gecesini geçireceği yerdi. Giriş kapısından içeri adım attığında, evin ihtişamı kadar, içine işleyen bir tedirginlik de fark etti. Büyük, ahşap mobilyalarla döşenmiş, eski ama iyi korunmuş bu evde, zaman durmuş gibi görünüyordu. Yabancı, onu salona buyur etti ve burada birkaç kişinin daha olduğunu fark etti.
Salonda, üç kişi oturuyordu: biri emekli bir yargıç, diğeri eski bir savcı, bir diğeri ise yıllarını mahkeme salonlarında geçirmiş bir avukattı. Yabancı, onları tek tek tanıttıktan sonra, ortamın garip bir şekilde resmi olduğunu fark eden Bay Trubs, içgüdüsel olarak huzursuz hissetmeye başladı. Konuşmalar giderek daha ilginç bir hal alıyordu. Grup, sanki eski günlerini yeniden yaşamak ister gibi, kendi kurdukları bir mahkeme düzeninde insanları yargıladıklarından bahsediyordu. Ancak bu sıradan bir oyun değildi.
Evin bu ilginç sakinleri, şaka gibi başlayan bir düzenle, adaletin kendi yorumlarını hayata geçiren bir mahkeme kurmuşlardı. Ellerinde eski davalardan kalan cüppeler, masanın üzerinde ağır kitaplar ve bir tokmak vardı. Bay Trubs’a dönerek, gülümsemeleri arasında sormaya başladılar: “Bizim misafirimiz oldunuz, öyleyse bu gece sizinle bir yargılama oyunu oynayacağız. Ama unutmayın, bu oyun her zaman gerçeğin peşindedir. Siz gerçekten suçsuz musunuz?”
Bay Trubs önce bu teklife güldü, durumu bir şaka zannetti. Ancak zamanla, konuşmaların ciddi bir hal aldığını fark etti. Kendisini bir anda, gerçekliği ve adaleti sorgulatan bu tuhaf mahkemede sanık sandalyesinde buldu. Gece ilerledikçe, yalnızca bir oyun gibi başlayan bu yargılama, Bay Trubs’un geçmişindeki sırların ortaya döküldüğü ve karakterinin sınandığı bir hesaplaşmaya dönüştü.
Karanlık gece boyunca, Bay Trubs sadece bu garip grubun değil, aynı zamanda kendi vicdanının da sorgulamasıyla yüzleşti. Peki, bu mahkemeden gerçekten aklanarak çıkabilecek miydi? Yoksa geçmişindeki hatalar, onu bu izbe malikane duvarları arasında tutsak mı edecekti?
Yeni yazılarımda görüşünceye dek, kendinize çok iyi bakın. Güzel, mutlu ve huzurlu bir gün sizlerle olsun. Keyifli dinlemeler.
Hoşça kalın.
Reklam değildir. Gönüllü paylaşımdır.
Yorumlar
Yorum Gönder
Fikirlerinizi paylaşırsanız sevinirim.