Ana içeriğe atla

Marjan Kamali - Kırtasiye Dükkânı Kitap Alıntısı

 

Marjan Kamali Kırtasiye Dükkânı

“Onu görmek için bir randevu aldım.” 

Dişçiden ya da terapistten randevu almış gibi söyledi bunu, ya da en yeni model buzdolabını alırlarsa Walter ve kendisine ömür boyu soğuk süt, taze sebze ve bozulmamış peynir vadeden ısrarcı satıcıyla görüşecekmiş gibi. Walter, bakışları mutfak havlusu üzerindeki şemsiyeli sarı civciv desenine dalmış, bulaşıkları kuruluyordu. Karşı çıkmadı. Walter Archer’ın mantığa olan eğilimi, aklı ön plana alma yeteneği, Roya’nın kendi aklıseliminin bir göstergesiydi. Zira Roya, aklı başında ve inanılmaz derecede anlayışlı bir adamla evlenmemiş miydi? Sonuçta, uzun yıllar önce Tahran’da küçük bir kırtasiye dükkânında tanıştığı oğlanla evlenmeyip, onun yerine hayatını bu Massachusetts doğumlu istikrar abidesine bağlamamış mıydı? İşte bu Walter’a. Neredeyse hiç sektirmeden her gün kahvaltıda haşlanmış katı yumurta yiyen bu adam, “Onu görmek istiyorsan, görmelisin,” dedi bulaşıkları kurularken. “Son zamanlarda iyice harap oldun korkarım.”  

Roya Archer artık Amerikalı sayılırdı. Yalnızca evlilik nedeniyle değil, belki elli yılı aşkın Birleşik Devletler’de yaşamış olduğu için. Çocukluğunu Tahran’ın sıcak ve tozlu sokaklarında kız kardeşi Zari’yle ebelemece oynarken geçirdiğini hatırlıyordu, ama şimdi hayatı New England’da özenle kuşatılmıştı. Walter ile. Ama yalnızca bir hafta önce bir dükkâna yaptığı bir ziyaret – ataş almak için! – her şeyi çatırdatıp açığa çıkarmıştı. Yeniden 1953 yılına saplanıp kalmıştı. O çekişmeli yaz döneminde İran’ın en büyük şehrinin ortasındaki Metropol Sineması. Lobideki daire biçimi kırmızı kanepe, üzerinde asılı duran avizenin iri gözyaşları gibi parıldayan kristalleri, sigaralardan küçük bulutlar halinde yükselen dumanlar. Oğlan onu merdivenlerden yukarı sinema salonuna çıkarttığında, ekranda yabancı isimli yıldızların birbirlerini okşadıklarını görmüştü. Film bittikten sonra, yazın alacakaranlığında birlikte yürümüşlerdi. Gökyüzü açık eflatundu, bu rengin içinde morun katman katman öyle çok tonu vardı ki insan bunun mümkün olduğuna inanmakta zorlanıyordu. Oğlan yasemin kokulu çalılığın yanında ona evlenme teklif etmişti. Roya’nın adını söylerken sesi titremişti. Sayısız aşk mektubu göndermişlerdi birbirlerine, nasıl birlikte olacaklarını planlamışlardı. Ama sonunda, hiçbir şey olmadı. Hayat planladıkları her şeyi Roya’nın ayağının altından çekip almıştı. Olsun, ne yapalım. 

Roya’nın annesi kaderimizin doğduğumuzda alnımızda yazılı olduğunu söylerdi hep. Onu göremezdik, onu okuyamazdık, ama o orada görünmez bir mürekkeple yazılı olurdu ve hayatımız bu kaderi izlerdi. Ne olursa olsun. Roya uzun yıllardır o oğlanı ruhunda bastırıp aklından çıkarmıştı. Kurması gereken bir hayat, tanıması gereken bir ülke vardı. Walter vardı. Yetiştirmesi gereken bir çocuk vardı. O Tahranlı oğlan eski püskü işe yaramaz bir paçavra gibi pekâlâ kovanın en dibine sıkıştırılabilir, en derinlere gömülebilir, böylece neredeyse unutulabilirdi. Fakat şimdi nihayet ona kendisini neden meydanın ortasında bırakıp gittiğini sorabilecekti.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Tüm Zamanların En Güzel Kadını : Prenses Fevziye

Kavalalı Mehmet Ali Paşa soyundan, Mısır'ın ilk kralı Fuad'ın kızı; yine Mısır'ın son kralı Faruk'un kız kardeşiydi Prenses Fevziye.

Kul Plan Yaparken, Kader Gülermiş!... 1. Bölüm

 

Beyza Alkoç - 3391 Kilometre

Merhabalar Beyza Alkoç'un 3391 kilometre kitabını ilk çıktığı zaman görmüştüm ama açıkçası almakla almamak arasında kalmıştım. Kitap hediyeleşme etkinliği sayesinde okuma fırsatı bulduğum kitaba tek kelimeyle bayıldım. 

Naime Özeren - 23 Nisan

Bir Yaprak Sarması Meselesi

Monica Mccarty - İskoç Esareti

Merhabalar İskoç kitaplarını sevmeme neden olanlara selam olsun. Normalde okuyacağımı düşünmediğim İskoç kitaplarının şu anda hastası olmuş durumdayım. İskoç Esareti'de bu kitaplardan birisi.

Fatih Murat Arsal - İki Mükemmel Hata

Merhabalar Uzun zamandır sizlere kitap yorumu yaz(a)mıyorum zira bu sıralar yorum yazmak için maalesef kafamı toparlayamıyorum. Hoş bir aydan fazladır kitap kapağı da açamadım. Kitap okumadan uyumayan ben; son zamanlarda kitaplara dokunamadım bile. Fakat okuduğum kitaplara ve yazarlara da haksızlık da etmek istemiyorum. Zira beğendiğim kitapların yorumsuz durmalarına maalesef gönlüm razı gelmiyor. Çıktığı ilk anda alıp okuduğum, ancak yorum giremediğim bir kitap İki Mükemmel Hata. O zaman başlayalım.

Bedelli Sermaye Artırımı Nedir?

 

22 Nisan 2024 Pazartesi Altın Fiyatları

 

Sait Faik Abasıyanık - Karlı Hava