Ana içeriğe atla

Alasdair Gray - Zavallılar Kitap Alıntısı

 

Alasdair Gray Zavallılar

Artık Shakespeare gibi yazmayacağım. Bu yüzden yavaşlamak zorunda kalıyorum, özellikle de sözcükleri çoğu kişi gibi uzun şekilde yaz maya çalışırken. Odessa’da yine sıcak bir gün. Gökyüzü, ufku bile örtemeyen, mükemmel pürüzsüz soluk beyaz bir buluttan oluşan yüksek bir çarşaf gibi. Küçük yazı çantam açık hâlde dizlerimin üstünde, limana doğru inen devasa bir merdivenin en üst basamağında oturuyorum. Bu merdivenler koca bir ordunun yürüyerek inebileceği kadar geniş, ama bunun dışında bizim evin yakınındaki West End Park’a inen merdivenlere çok benziyor God. Her türden insan gezintiye çıkmış burada, ama ben Glasgow merdivenlerinde oturup mektup yazsaydım çoğu kişi bana kızgın ya da şaşkın bir şekilde bakardı ve kıyafetim kötüyse polis beni kovardı. Ruslar beni ya tümüyle görmezden geliyor ya da dostça gülümsüyorlar. Gezdiğim tüm ülkeler içinde bana en çok uyanlar ABD ve Rusya. İnsanlar yabancılarla, resmî ya da hoşnutsuz bir şekilde davranmadan konuşmaya daha hazır gibi görünüyor. Bunun nedeni onların da benim gibi pek geçmişlerinin olmaması mı? Kumarhanedeyken edindiğim, bana ruletten, özgürlükten ve ruhtan söz eden arkadaş Rus. O bana Rusya’nın ABD kadar genç bir ülke olduğunu, çünkü bir halkın yaşının ancak edebiyatının yaşı kadar olduğunu söyledi. “Bizim edebiyatımız sizin Walter Scott’unuzun çağdaşı Puşkin’le başladı,” dedi bana. “Puşkin’den önce Rusya gerçek bir ulus değildi, hükmedilen bir bölgeydi sadece. Aristokrasimiz Fransızca konuşurdu, bürokrasimiz Prusyalıydı ve tek gerçek Ruslar -köylüler-hem hükmedenler hem de bürokratlar tarafından hor görülürdü. Sonra Puşkin, halktan bir kadın olan bakıcısından halk masallarını öğrendi. Onun öyküleri ve şiirleri dilimizle gurur duymamızı ve trajik geçmişimizin, tuhaf bugünümüzün, muamma gibi geleceğimizin farkına varmamamızı sağladı. Rusya’yı bir akıl ülkesi hâline getirdi; gerçek kıldı. O günden beri, sizin Dickens’iniz kadar büyük olan Gogol’umuz ve sizin Eliot’unuzdan daha büyük olan Turgenyev’imiz ve Shakespeare’iniz kadar büyük olan Tolstoy’umuz oldu. Ama sizin Shakespeare’iniz Walter Scott’dan asırlar önce vardı.” 

Bayan MacTawish’in San Francisco'da kollarımdan kaçmasından beri, bu kadar az cümlede bu kadar çok yazardan söz edildiğini hiç duymamıştım ve bunların hiçbirini okumamıştım! Onun Beli Baxter’ı tam bir cahil sanmasına engel olmak için, Burns’ün Scott’tan önce yaşamış büyük bir İskoç şair olduğunu ve Shakespeare, Dickens falan bunların hepsinin İngiliz olduğunu söyledim; fakat adam diğer bütün konularda gayet bilgili olmasına karşın İskoçya’yla İngiltere’nin arasındaki farkı kavrayamıyordu. Ayrıca, çoğu kişiye göre, roman ve şiirin boş vakit eğlencesinden başka bir şey olmadığını söyledim; bunları biraz fazla ciddiye almıyor muydu? “Ülkelerinin hikâyeleri ve şarkılarıyla ilgilenmeyenler,” dedi, “bir geçmişi -bir belleği-olmayan insanlar gibidir; yarım insandır onlar.” 

Bu sözleri duyunca neler hissettiğimi bir düşün! Ama Rusya gibi ben de kaybettiğim zamanı telafi ediyorum galiba.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Tüm Zamanların En Güzel Kadını : Prenses Fevziye

Kavalalı Mehmet Ali Paşa soyundan, Mısır'ın ilk kralı Fuad'ın kızı; yine Mısır'ın son kralı Faruk'un kız kardeşiydi Prenses Fevziye.

Sait Faik Abasıyanık - Karlı Hava

Kul Plan Yaparken, Kader Gülermiş!... 1. Bölüm

 

22 Nisan 2024 Pazartesi Altın Fiyatları

 

Cahit Sıtkı Tarancı - Kırık Bir Aşk Hikayesi

Cahit Sıtkı Tarancı'nın meşhur bir şiiri var, " Abbas" adında.

Zeynep Sahra - Elmalı Turta

Merhabalar Zeynep Sahra'nın Ayçöreği hikayesi Elmalı Turta ile son sürat devam ediyor. Öncelikle yeniden belirtmek istiyorum bu kitap Ayçöreğinin devam kitabı. Yani öncelikle Ayçöreğini okumalısınız.

Yeni Bir Yıla Merhaba Derken....

 

Radyo Tiyatrosu - Kaplumbağa Sever misiniz?

 

Naime Özeren - 23 Nisan

Bir Yaprak Sarması Meselesi