Ana içeriğe atla

Bir Garip İş Görüşmesi

Herkese Merhaba;

Dün bir iş görüşmesine gittim. Bu sıralar bir çok iş görüşmesi yapıyorum. Fakat insanlar ölmüş eşek aradığı için ne yazık ki bana teklif edilen işleri kabul etmiyorum. Edemiyorum. Senelerce yaptığım muhasebe mesleğini kimse kusura bakmasın ama üç kuruşa heba etmeye niyetim yok. Neyse konumuzda zaten iş görüşmesi değil. Bununla ilgili daha sonra ayrıntılı bir yazı yazarım.

Toplantı odasında ben dahil üç kişiyiz. Herkes birbirine bakıyor. Kimseden çıt çıkmıyor. Elimize verilen formları dolduruyoruz. Odada sadece kalem tıkırtıları. İçimizden birisini daha görüşmeye çağırdılar. Biz iki kişi kaldık ve diğer kişi anlatmaya başladı. 

Bir konuşası var ki şaka gibi. Neyse ben dinliyorum. 12 senedir bir yerde çalışmış ve sonrasında ayrılmış. Nedenini söylemedi, bende sormadım. Seneler sonra işsiz ve evde kalmak kötüymüş, hele iş görüşmesine gitmek daha da kötüymüş. Kendisini bir garip hissediyormuş.

Evde kalmanın çok da kötü olmadığını, bir yıldan fazladır evde olduğumu, sıkılmaya vaktimin olmadığını söyledim. Sanki bu sözleri söylememi beklermiş gibi birden beni tanımak için sorular sormaya başladı. Parmağımdaki alyansı görünce evli olup olmadığımı sordu. Aslında hobi olarak takıyorum demek vardı da neyse. "Evet" dedim. "Küçük çocuk varsa zamanınız hızlı geçer tabii ki" diye ekledi. "Aslında oğlum var ama küçük sayılmaz lise 2. sınıfa gidiyor" dedim. Kadın bana baktı ve hayatta inanmadığını, benim evli gibi bile görünmediğimi, hele ki boyumca çocuğum olmasının ise onun için kabul edilemez bir durum olduğunu belirtti. Ben kadına teşekkür mü etsem, yoksa gidip evlilik cüzdanımı, eşimi ve oğlumu mu getirsem bilemedim. Yani evli olmanın belli şartları mı var? Tamam herkes benim yaşımı göstermediğimi söylüyor ama bu kadar abartılı tepki verilmesi de garip doğrusu. 

Bu arada diğer görüşme ne kadar da uzun sürdü. Allah'ım bu muhabbet nereye gidecek diye bekliyorum. Oğlumla ilgili sorular gelmeye başladı. Gastronomi okuduğunu söyleyince kadın bir mutlu oldu. "Ne güzel ana-oğul mutfaktasınızdır" dedi. Başımla onayladım. Kadın halen daha anlatmaya devam ediyor. Oğlumla mutfak maceralarımıza girmek için sorular sormaktan çekinmiyor. Ben geçiştiriyorum. Sonuçta tanımadığım insan. Bu kadar bilgi bile çok fazla. Özel hayatımdan kadına ne ki? Tamam hayatımda ilk kez gördüm, sonra bir daha nerede göreceğim ama kazın ayağı öyle değil. Her şeyi bilmesi gereken biri değil. Anlıyorum heyecanını bastırmak istiyor ama özel hayatımı didiklemesine gerek yok. Özel hayatım adı üstüne özel ve bırak bana kalsın.

Sonra olay birden kendisine döndü. 38 yaşında ve bekar olduğunu, bu saatten sonra evlenip kocasına kahvaltı hazırlayamayacağını söyledi. Ben halen daha dinliyorum. Annesinin nasıl olsa tüm işleri yaptığını, istediği şekilde hayatını devam ettirdiğini ve bir evin sorumluluğunu alamayacağından bahsetti. Ütü desen canının istemezse yapmadığını, zorda kalırsa da annesine naz, niyaz yaparak işlerini yaptırdığından bahsetti. Temizlik, yemek zaten elini sürmezmiş. İçimden iyiki evlenmemiş, adamın başını yakmamışsın diye geçiriyorum ama ona söylemedim tabii ki. Kadını dinlerken acaba bunca şeyi neden yaşıyorum diye düşünürken, muhabbetin sonunun nereye bağlanacağını da merak ediyorum. 

Sonra birden pat diye bombayı patlattı. Bu saatten sonra nasıl olsa aşık olmayacağını, o nedenle de deli divane aşık olmadan evlenmeyeceğini söyledi. Aman dedim içimden sen aşık falan olma. İnsanların günahına girme. Sonra bu yaştan sonra evlendiği adamın donunu, çorabını toplayıp yıkamakla uğraşmaktan, adamın karnını doyurmak için her gün menü düşünmekten daha önemli işleri olduğunu söyledi. Allah'ım sana geliyorum diyorum ama halen olduğum yerdeyim. Diğer görüşmedekiler sanırım akraba çıkacaklar. Ne konuşuyorlar acaba bu kadar saattir? Yoksa biz de burada akraba çıkacağız. 

Neyse en sonunda dayanamadım ve bende aldım sazı elime. Bunca senedir olan evlilik hayatımda bu söylediklerinin hepsini yaptığımı, ancak sevdikten ve aşık olduktan sonra bunların hiçbirinin zor ve zulüm gelmediğini, aksine büyük bir zevkle yaptığımı söyledim. Bunları zaten bir zorunluluk olarak görürse ne evliliğin yürüyeceğini, ne de aynı evde geçim olacağını, kaldı ki işlerin sadece kadına ait olmadığını, eşimle birlikte karşılıklı anlayış, sevgi ve saygı çerçevesinde birlikte, bazen de iş bölümü yaparak işleri bitirdiğimizi anlattım. Tam bana daha fazla kendini anlatmak isteyecekti sanırım, benim görüşme zamanım geldi ve "iyi günler" diyerek hemen toplantı odasından çıktım. 

Görüşmeyi beklerken yaşadığım neydi? İlk kez böyle bir şeyle karşılaşıyordum. Kadın heyecanını azaltmak adına kısa zaman diliminde bana evliliğe olan bakış açısını anlatmıştı ancak evlilik onun için resmen bir zorunluluk, hatta ona kalırsa zorluk. Evliliği sanki bir kölelik olarak görüyor. Sahi yazmayı unuttum belki bir gün sırf çocuk için evlenirmiş. Ne büyük hata. Anlaşmadığın, aşık olmadığın ya da sevmediğin biri ile sırf çocuk için evlenmek. Peki burada çocuğun günahı ne? Sen evlat zevkini tatmin edeceksin diye, iki gün sonra anlaşamayıp ayrılırsan çocuk neden iki hayat yaşamak zorunda kalacak? Evlenmek kadar boşanmak da olağan bir durum elbette. Ama çocuğum olsun, evlat sevgisi tadayım diye önce evlendiğin adamın hayatını, sonra çocuğun hayatını ve en nihayetin de kendi hayatını neden mahvedeceksin acaba? Zaten çoğu insanın hatası da buradan geliyor. Aman olmazsa ayrılırız. Neyse bu konu daha çok su kaldırır. Burada kesmek en iyisi. 

İş görüşmesine gidip, bitik bir beyinle geri döndüm. Görüşme zaten beklediğim gibi geçti. Yani olumsuz. Çalış, çalış, çalış. Para. Para yokkkk.

Yorumlar

  1. 38 yaşında olup , kendi işlerini annesine yaptırmak..böylesi ne cocuk bakabilir ne eşine eş olabilir.di..zaten kendisi için doğru secimi yapmış... ne tuhaf insanlar var ya...Annesine hizmet etmesi gerekirken bir de anneme yaptırıyorum işlerimi diye övünmek..evden kovulası evlat..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. içim dışım sobe;
      Tabi birde işin bu kısmı var. Annesini hizmetçi olarak kullanmayı da övünülecek bir durum gibi görüyor. Rabb'im evladında hayırlısını versin.

      Sil
  2. Tanımadığı insanlara saçma sorular soranları ben de anlamıyorum. Evliliğe o gözle bakanlar evlenmesin zaten tüm işi annesine yıkmış. Zor yanları varsa güzel yanları da var evliliğin.
    İş bulma konusu ayrı dert. İş başvurusu da yapmıyorum artık. Karakterin yüzünden beceriksiz olacağını düşünen ön yargılı insanların içinde bulunmaya da gerek yok.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Duygu emanet;
      Bazı insanlarda nasıl olsa bir daha görmeyeceğim mantığı ile içini dökme hevesi oluyor ama kendisini rezil ettiğinin farkında olmuyor. İş görüşmeleri can sıkıcı. Son bir yıldır belki yüzden fazla görüşme yaptım ama nefret ettim bende. İnsan kullanmaya yer arıyorlar ne yazık ki.

      Sil
  3. Tamam karsisindakinin kafasini utulercesine ozel genel demeden konusmak dogru degil.
    Ben de yazinin girisinden ayni amacla orada bulunan insanlarin hicbir iletisimde bulunmadan cisim gibi beklesmelerini anlatacaksiniz sanmistim.Bu daha kotu olmaz miydi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bunca senelik çalışma hayatımda iş görüşmesinde konuşan insanlara pek rastlamadım ki bu zamana kadar en az beşyüze yakın görüşme yapmış biri olarak söylüyorum. Sadece "merhaba" dersiniz ve görüşme zamanını beklersiniz.
      Elbette dediğiniz gibi bir şey olsa kötü olurdu ama iş görüşmesinde kendi hayatını anlatan birine ilk kez rastlıyorum ve beyin ütülemek gerçekten sıkıntılı. Hele ki kendinizi küçük düşürücü konuşmalar yapıyorsanız.

      Sil

Yorum Gönder

Fikirlerinizi paylaşırsanız sevinirim.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Tüm Zamanların En Güzel Kadını : Prenses Fevziye

Kavalalı Mehmet Ali Paşa soyundan, Mısır'ın ilk kralı Fuad'ın kızı; yine Mısır'ın son kralı Faruk'un kız kardeşiydi Prenses Fevziye.

Sait Faik Abasıyanık - Karlı Hava

Kul Plan Yaparken, Kader Gülermiş!... 1. Bölüm

 

22 Nisan 2024 Pazartesi Altın Fiyatları

 

Cahit Sıtkı Tarancı - Kırık Bir Aşk Hikayesi

Cahit Sıtkı Tarancı'nın meşhur bir şiiri var, " Abbas" adında.

Zeynep Sahra - Elmalı Turta

Merhabalar Zeynep Sahra'nın Ayçöreği hikayesi Elmalı Turta ile son sürat devam ediyor. Öncelikle yeniden belirtmek istiyorum bu kitap Ayçöreğinin devam kitabı. Yani öncelikle Ayçöreğini okumalısınız.

Yeni Bir Yıla Merhaba Derken....

 

Radyo Tiyatrosu - Kaplumbağa Sever misiniz?

 

Naime Özeren - 23 Nisan

Bir Yaprak Sarması Meselesi