Ana içeriğe atla

Seksenli Ve Doksanlı Yıllarda Genç Kız Olmak


Merhabalar

80'li ve 90'lı yıllara yaşamış bir çocuk olarak sizlere çok güzel bir yazı paylaşmak istedim.
O zamanlar izlediğimiz dizilerden hatırımda kalanlar Rosalinda, Marimar, Manuela, Yalan Rüzgarı, Hayat Ağacı. Bu dizileri izleyebilmek adına resmen saat sayardım.

O zamanlar gerçekten çok farklı zamanlardı ki, bana kalırsa yaşamayanların yaşasalar hayran kalacakları ve keşke bizde yaşayabilseydik diyeceklerini düşünüyorum. O zaman sizleri biraz geçmişe götüreyim. Bakalım beğenecek misiniz?

Yeni yazılarımda görüşünceye dek, kendinize çok iyi bakın. Güzel ve mutlu bir gün sizlerle olsun.

Hoşçakalın.

SEKSENLİ VE DOKSANLI YILLARDA GENÇ KIZ OLMAK 
Bütün işler saat ona kadar biterdi.

Gündüz televizyon yayını yokken arkası yarın dinleniyordu. Gündüz yayınları başlayınca arkası yarınların yerini Brezilya dizileri aldı. O zaman heyecanla izlediğimiz bu 15 ila 20 dakikalık dizilerden sadece bir tanesinin adını hatırlıyorum Rosalinda.
Boş oturmak diye bir şey asla yoktu. Dizi izlerken bile elişi yapardık.
Mevsim kış ise öğleden sonra herkes birbirine gezmeye giderdi. Öyle şimdiki günler gibi hazırlık yapılmazdı. Ya çat kapı gidilir, yada yarım saat önce çocuk gönderilerek müsait iseniz size oturmaya geleceğiz denirdi.
Misafir gidilen evde genç kız varsa gezmeler güzel olurdu. Anneler sohbet ederken kızlar mutfakta ikramlıkları hazırlardı. Hemde sohbet ederdi. Sohbet konuları, magazin, televizyon ve dünürcüler olurdu en çok.
O zaman kızların sevgilisi olmazdı. Sevdiği olurdu. Buluşma, elele tutuşmak falan olmazdı. Uzaktan bakışma, mektuplaşma olurdu sadece. Ailesi bilmez, çok yakın arkası bilirdi sadece. Sakladığı mektupları annesi bulupta bir araba sopa yiyen çoktu.
Bu kızların çoğu evlenemezdi sevdiği ile.
Seksenli yılların ikramlıkları kısır, kek, kurabiye ve bisküvili yaş pasta idi. Şimdilerde bunların adı anne keki, anne kurabiyesi, anne pastası oldu.
Kek tenceresi Birde davul fırınlar vardı ki, kocaman tepsisi ile yapılan kek sülaleye yeterdi.
Annelerimiz börek çörek yapardı ama kızlar pasta yapmayı severdi. Tarif isteyince bazıları vermezdi pasta tarifi, devlet sırrı gibi saklar, yada eksik tarif verirlerdi.
Doksanlara gelindiğinde ise özel televizyonlar ve gazeteler tarif vermeye başladı. Şimdiki gibi internet yok açıp bakacak.
Hafta sonu gazeteler kurabiye, pasta kitapçığı verirdi. Erkenden gidip alırdık yoksa tükenirdi.
Doksanlarda kakaolu ıslak kek moda oldu. Karakız pastası, kunta kinte gibi isimler verilirdi. Yaş pasta çeşitleri, değişik kurabiyeler, pasta kalıpları çıktı. Elmalı kurabiye, çiçek, kurabiye, tırtıl kurabiye.
İkramlar hazırlanır çaylar içilirdi. Anneler kızların lafa karışmasını istemezdi. Çay faslı bitince bulaşık imece usulu çabucak yıkanıp elişleri alınır, kızlar kendi aralarında, anneler kendi aralarında konuşur, hemde elişi yaparlardı.
Ne güzel günlerdi 
Sunum çılgınlığı, alışveriş manyaklığı yoktu. Sosyal medyadan gösteriş yapmakta yoktu. Ama insanlık vardı, komşuluk, hak hukuk. Kaybettiğimiz en güzel yıllardı..
Alıntıdır.

Yorumlar

  1. Müzik kalitesi bir defa bambaşkaymış hisler sevgiler..Ben denk gelemedim ama gelmek isterdim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. yazimbari;
      O zamanların müzik kalitesi şimdiki teknolojiyle şu anda yok bence:)

      Sil
  2. Güzel günlerdi gerçekten, hele o son satır canı gönülden katılıyorum....

    YanıtlaSil
  3. tatlişmiş. nerden alıntıııı buuuu :) bi dee, yoksun ortalarda yineee :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. deep;
      Nereden aldığımı hatırlamıyorum. Ama çok hoşuma gitmişti. Deep iş değişikliği bana yaramadı:(

      Sil
  4. gerçekten güzel yaşadığımız günlerdi.

    YanıtlaSil
  5. Ayy geçmişe. Gittim vallaha

    YanıtlaSil
  6. Büyüklerimizin geçmişe duyduğu özlemin nedenini anlatıyor bu yazı. :')

    YanıtlaSil
  7. Diziler çok iyi, Hayat Ağacı hiç unutulmaz. Radyo tiyatroları vardı bi de, çok severdim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Duo Diyet;
      Hayat Ağacı candır:) Radyo tiyatrosu evet çok severim.

      Sil
  8. Eskiler cidden başkaydı. Ben 90'lar sonunu görmüş olsam da çevremde her iki dönemi de hatırlatacak eşyalar kullanılıyordu. Her şey daha serbestti. Bir gün o günlere dönebiliriz umarım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Belle'nin Kütüphanesi;
      O günlere dönmek çok çok zor. Zaten o zamanki insanlık komşuluk vs bulmak çok zor aslında. İnşallah döneriz ama ben pek sanmıyorum.

      Sil
  9. O zamanlar bir de tarif defterleri vardı. Çevreden topladığın güzel tarifleri bu deftere yazar, misafir geleceği zaman oradan bir şeyler hazırlardın. Güzel günlerdi.

    Yalnız ben görsele bayıldım. Nerede çektin ya da alıntı mı? Bu bebekler nerede satılıyor?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Şule;
      Görsel alıntı canım. Ama bende bayıldım. Bulsam bende alırım bu bebeklerden.
      O tarif defterlerinden bende de vardı. En son ev taşıdığımda attım artık. Ama çok güzel günlerdi.

      Sil

Yorum Gönder

Fikirlerinizi paylaşırsanız sevinirim.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Tüm Zamanların En Güzel Kadını : Prenses Fevziye

Kavalalı Mehmet Ali Paşa soyundan, Mısır'ın ilk kralı Fuad'ın kızı; yine Mısır'ın son kralı Faruk'un kız kardeşiydi Prenses Fevziye.

Zeynep Sahra - Elmalı Turta

Merhabalar Zeynep Sahra'nın Ayçöreği hikayesi Elmalı Turta ile son sürat devam ediyor. Öncelikle yeniden belirtmek istiyorum bu kitap Ayçöreğinin devam kitabı. Yani öncelikle Ayçöreğini okumalısınız.

Cahit Sıtkı Tarancı - Kırık Bir Aşk Hikayesi

Cahit Sıtkı Tarancı'nın meşhur bir şiiri var, " Abbas" adında.

Nil Karaibrahimgil - Ben Aptal Mıyım?

 

Beyza Alkoç - 3391 Kilometre

Merhabalar Beyza Alkoç'un 3391 kilometre kitabını ilk çıktığı zaman görmüştüm ama açıkçası almakla almamak arasında kalmıştım. Kitap hediyeleşme etkinliği sayesinde okuma fırsatı bulduğum kitaba tek kelimeyle bayıldım. 

Sait Faik Abasıyanık - Karlı Hava

Uğruna İnsanların İntihar Ettiği İran Şahının En Sevdiği Karısı Anis-el Doleh

Merhabalar Son zamanlarda sosyal medyada sıklıkla karşılaştığım bir haber, aslında güzellik kavramımızı sorgulamama neden oldu.

Naime Özeren - 23 Nisan

Şermin Yaşar, İlber Ortaylı - Cumhuriyet'in İlk Sabahı Kitap Alıntısı

 

Kademe Analizi Nedir?