Ana içeriğe atla

Sosyal Medya Bildirim Çılgınlığı

Merhabalar

İnsan hastayken gözü bir şey görür mü?
Hele ki çocuğunun ateşi bilmem kaç derece olmuş, gözünü açamaz ve bilmem ne enfeksiyonu kapmış durumdayken.

Açıkçası benim gözüm bir şey görecek durumda olmaz. Hele ki söz konusu çocuğumsa gözümü üstünden ayırmam. Ama son zamanlarda sosyal medyada artan yer bildirimi çılgınlığı, hastanelerde de maalesef amansız şekilde devam ediyor.

Geçenlerde akrabalarımdan birisi hastaneye çocuğunu götürmüş. Neredeyse 40 derece ateş içinde. Çocuk havale geçirdi geçirecek. Bağırsak enfeksiyonu da olmuş bir yandan. Alttan üstten çıkarıyor. Fakat sevgili kuzenim ne yapıyor? Hastane odasında çocuğun kolunda serum, çocuk felç olmuş gibi yatıyor ve bizim ki üzgün şekilde poz vermiş, çocuk arka planda selfie yapmış ve "Oğlum üzülme, iyi olacaksın" diyor. Vallahi ben o fotoğrafta üzgün bir çocuktan çok, tövbe yarabbim sanki ölüm döşeğinde kendini bilmez bir çocuk gördüm. Ama anne hunharca sosyal medyalarda bu fotoğrafı paylaşıp beğeni ve yorum toplamak derdinde. Üstelik çocuk o durumdayken bir de her yoruma samimiyetsiz şekilde (kendisi samimi olduğunu düşünüyor olabilir ama ben öyle olduğunu kesinlikle düşünmüyorum) cevap yağdırıyor.

Yapmayın Allah aşkına. Bu kadar sosyal medya delisi olmayın. O fotoğrafı koyduğunuzda üzgün değil, aksine ruh hastası bir profil çiziyorsunuz. Hastane de yer bildirimi yapınca insanların çok umurunda mı sanıyorsunuz? Ya da insanlar yorum yapınca egonuz hangi tavana vuruyor ya da Nirvanaya mı ulaşıyor? Gerçekten çocuğunuzu seviyorsanız telefonla, sosyal medya ile değil, lütfen bizzat çocuğunuzun kendisi ile ilgilenin.

Aynı durum akraba hastane ziyaretlerinde ya da cenaze törenlerinde de mevcut. Bilmem kimi hastane de ziyaret ettik. Hop bir fotoğraf, hemen sosyal medyaya yükle. Gelsin yorumlar. Gelsin beğeniler.

Anneannesi vefat eden bir arkadaşım yine sosyal medya da "Pamuğum! Seni çok  özleyeceğiz." diye paylaşım yapıyor. Pardon ama zaten anneannen vefat etmiş. Sosyal medyada onun fotoğrafını paylaşman ve bu şekilde yorum yapman ne kadar doğru? Kaldı ki; kadın senin paylaşımını okumuyor. Seni duymuyor. Bu durumda sen ne kadar samimisin diye sormazlar mı insana? Gerçekten üzgünsen sosyal medyada zaman geçirip saçma sapan paylaşımlar yapacağına, gidip vefat eden kişinin arkasından dua et. Ama yok biz dua etmeyi bile beceremiyoruz ki. Dua ederken bile fotoğraf çekip sosyal medyaya atıyoruz. Ben anneanneme dua ettim bakın diye. Aferin madalya da gönderelim sana dua ettin diye. Bunun için kaç beğeni ve yorum lazım. Söyle peşin peşin gönderelim.

Bu gözler ölen babasının yanı başında selfie çeken bile gördü. Sosyal medyada tepki toplayınca da fotoğrafı kaldırdı. Bu kadar çığırından çıkmış durumdayız. Ölünün başında selfie ne demek. Üstelik o senin baban ya. Babana üzüleceğine selfie çekip, ne için prim yapmaya çalışıyorsun? 

Lütfen paylaşım yaparken azıcık duyarlı olalım ve bir şeyler paylaşıp yorum, beğeni alacağız diye kendimizi bu kadar kaptırmayalım. Özellerimizi bu kadar ulu orta yaşamak yerine kendimize saklayalım. Çok mutlu olduğumuz anlarda birkaç fotoğraf tabii ki paylaşabiliriz ama aşırı kaçıldığında olay saçma sapan bir hal alıyor. Dışarıdan bakınca komik bulduğumuz şeyleri kendimiz uygulamayalım. 

Hayatı sosyal medyada yaşamak yerine anı yaşamak gerektiğine inananlardanım.

Yeni yazılarımda görüşünceye dek, kendinize çok iyi bakın. Anı yaşayın ve gülümseyin. Mutlu bir pazar günü olsun.

Hoşçakalın.

Yorumlar

  1. Doğru söze ne denir. Ağzına sağlık 👍

    YanıtlaSil
  2. Adam halasının tabutunu çekmiş. Cennet mi cehennem mi diye anket yapmış.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Cem;
      Bir gün gelir biri de onun için yapar. Öbür dünyadan görür mü bilemem ama görürse ne düşünür diye merak etmeden duramıyorum. Ay tövbe yarabbim. Bunlar insanı dinden imandan çıkarırı Allah'ım sen affet...

      Sil
  3. Mekke manzaralı selfieler var bir de ahhh ki ne ahh

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Cafe Tigris;
      Ay evet ibadet yaparken çekip ben tavaf ediyorum diye koyuyorlar. İyi hatırlattın onu da. Allah için gitmedin mi oraya? Yazık ki ne yazık canım...

      Sil
  4. Çok haklısınız. Tam bir histeri durumu ve bağımlılık. Buradan nasıl çıkacaklar muamma. Elinize sağlık çok güzel yazı olmuş:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gül Akça;
      Buradan çıkmak adına tedavi görmeleri lazım ama o bile işe yarayacak gibi durmuyor bence...

      Sil
  5. Çok güzel bir yazı olmuş, kalemine sağlık.

    YanıtlaSil
  6. Kesinlikle katıldığım bir yazı olmuş.

    YanıtlaSil
  7. Valla acı ama gerçek bir o kadar da komik hal aldı insan davranışları.İyi noktalara dikkat çekmişsiniz..Kalemine yüreğine sağlık

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sibel Özer;
      Paylaşım yaparken sıyırdılar iyice. Teşekkürler canım.

      Sil
  8. Vah halimize... Sosyal medya maalesef ruh sağlığımıza iyi gelmiyor. Gerçekten çok yazık.

    YanıtlaSil
  9. Sosyal medya üzerine kurulu hayat yaşayan insan çok fazla ne yazık ki.. Allah muhafaza etsin.. Çocuğa da acil şifalar diliyorum..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tuğçe Yüksel;
      Sağol canım. Paylaşım yapmayınca eksik hissediyorlar canım.

      Sil
  10. İnsanlar bir şeyleri sürekli paylaşma derdinde, ne olduğu bilinmez bir hastalık bu gerçekten diyecek bir kelime bulamıyorum...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Atakan Aydın;
      Sözün bittiği yer maalesef. Ve normal karşılanıyor artık. Yadırganmıyor.

      Sil
  11. Telefonların araç olmaktan çıkıp amaç haline gelmesi gibi sosyal medya anlayışı da biraz yorum daha çok da beğeni toplama anlayışına dönüştü.
    Bizim millet olarak sosyal medya ile bir sınavımız var. Kazananı kimler olacak merak ediyorum...

    İçinde ağlanacak halimize gülünecek bir durum arzeden güzel bir değerlendirme yazısı olmuş.
    Teşekkürler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Beytullah Poyraz;
      Paylaşım yapmayanı sanki dövüyorlar. Hiç özel kalmadı maalesef. Çok teşekkürler.

      Sil
    2. Blog keşif etkinliği beni buralara sürükledi. :)

      Sil
  12. Bütün söylemek istediklerimi yazmışsınız gerçekten insanların özeli kalmadı. Böyle üzücü olayları bile paylaşmaları fotoğraf çekilme derdine düşmeleri ironiden başka bir şey değil, sahtelik akıyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Zeynep Çankaya;
      Aynen öyle canım. Bildirim ve fotoğraf çekme derdine insanlar birbirlerinin yüzlerine bakmıyor artık.

      Sil
  13. Cok haklisin canim gercekten tüm elestirilerine katiliyorum. Insanlar cilginliga kapilmis durumdalar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Deryacığım;
      Gerçekten sıkıntı verdi. Azıcık bir kendimize gelmemiz gerek.

      Sil
  14. Bence insanlık olarak gelebileceğimiz en hüzünlü nokta duygularımızın da ne yazık ki yapaylaşıyor olması..

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Fikirlerinizi paylaşırsanız sevinirim.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Fatih Murat Arsal - Ödünç Aşk

Merhabalar Fatih Murat Arsal'ın kalemini sevdiğimi bilmeyen kalmadı sanırım.

Zeynep Sahra - Elmalı Turta

Merhabalar Zeynep Sahra'nın Ayçöreği hikayesi Elmalı Turta ile son sürat devam ediyor. Öncelikle yeniden belirtmek istiyorum bu kitap Ayçöreğinin devam kitabı. Yani öncelikle Ayçöreğini okumalısınız.

Fatih Murat Arsal - İki Mükemmel Hata

Merhabalar Uzun zamandır sizlere kitap yorumu yaz(a)mıyorum zira bu sıralar yorum yazmak için maalesef kafamı toparlayamıyorum. Hoş bir aydan fazladır kitap kapağı da açamadım. Kitap okumadan uyumayan ben; son zamanlarda kitaplara dokunamadım bile. Fakat okuduğum kitaplara ve yazarlara da haksızlık da etmek istemiyorum. Zira beğendiğim kitapların yorumsuz durmalarına maalesef gönlüm razı gelmiyor. Çıktığı ilk anda alıp okuduğum, ancak yorum giremediğim bir kitap İki Mükemmel Hata. O zaman başlayalım.

Asalet Salgınoğlu Röportajı

Merhabalar Baharı yavaş yavaş hissettiğimiz şu günlerde Nisan ayına geldik bile.

Saç Bakım Ampulleri

Merhabalar Saçıma boya sürmediğim eski zamanlarda, hatta doğru dürüst şampuan bile kullanmazken (o zamanlar yeşil Kafoğlu sabun vardı ve kesinlikle candı.) saçlarımın bakımı ihmal etmemeye çalışırdım. Kendimi bildim bileli saç bakımına özen gösteririm. 

Öğretmenler Günü İkram Sorunsalı

Merhabalar Geçtiğimiz haftalarda  Öğretmenler Günü Hediye Sorunsalı  ile ilgili bir yazı yazmışım.

Beyza Alkoç - 3391 Kilometre

Merhabalar Beyza Alkoç'un 3391 kilometre kitabını ilk çıktığı zaman görmüştüm ama açıkçası almakla almamak arasında kalmıştım. Kitap hediyeleşme etkinliği sayesinde okuma fırsatı bulduğum kitaba tek kelimeyle bayıldım. 

Rukiye Kayaarslan - Güz Delisi

Merhabalar Kütüphanenin tozlu raflarında gördüğüm ve çıktığından bu yana al beni oku diyen bir kapağa sahip Rukiye Kayaarslan'ın Güz Delisi kitabına kavuşup sonunda okuyabildim.

James Joyce - Finn’in Oteli

 

Tarihte Bugün 18 Kasım