Ana içeriğe atla

Nefise Serra Röportajı

Merhabalar

Haftalık yazar röportajlarımızda bu hafta yine güler yüzlü bir konuğum var.

Sevgili Nefise Serra. Kendisiyle yine güzel bir röportaja imza attık. Sizlerinde keyifli saatler geçirmeniz dileğiyle.


Yeni yazılarımda görüşünceye dek, kendinize çok iyi bakın. Mutluluk hep sizinle olsun.

Hoşçakalın.

Nefise Hanım öncelikle bloğuma hoşgeldiniz. Bu güzel röportaj için şimdiden teşekkür ederim. Dilersiniz sorularımıza geçelim.
Merhabalar, ben teşekkür ederim.

* Kısaca kendinizden bahseder misiniz?
Bu güzel vatanın evlatlarından biriyim. 34 yaşındayım. Edirneliyim. 

* Yazmaya ne zaman başladınız? 
Okumayı ve yazmayı her zaman çok sevdim, sürekli ufak senaryolar, hikâyeler yazardım. Bunları başta kâğıda dökmez, zihnimde evirir çevirir ve titizlikle sahneleri ve konuşmaları gözden geçirirdim. Kitap okuduğumda hissettiğim o edebi dünyada kaybolma hissini oluşturmak isterdim. Şimdi geriye dönüp baktığımda bunların her birinin birer eser çekirdeği olduğunu ve benim yazma serüvenimin başlangıç dönemini oluşturduğunu anlıyorum. İlk hikâyemi 16 yaşında iken yazdım. 

* Kitap yada genel olarak yazma konusunu nasıl seçiyorsunuz? Etkileşim var mı? Yoksa tamamen tesadüf mü? Yani kurguyu önceden mi belirlersiniz? Yoksa bütün olay örgüsü siz yazdıkça mı gelişir? 
Konu seçimine benim bir tesirim yok. Bazen anide4n doğuyor hikâye, bazen gördüğüm bir hayat sahnesi, bazen de bir rüya… Başlangıç noktasından yakaladığımda devamı kendiliğinden geliyor. Bazen başta çok farklı tasarladığım bir hikâye kalem oynadıkça değişip gelişiyor, hayret ettiğim diyaloglar doğuyor.

* Kimsenin okumayacağını bilseniz bile yazmaya devam eder miydiniz? 
Kimsenin okumayacağını bilsem de yazmaya devam ederdim. Bunu yapardım evet. Zaten yazdıklarımı paylaşmak hususunda ben epey kıskanç biriyim. Okunma zamanı gelinceye kadar kimse ile paylaşmam, yeni anne olmuş bir vahşi hayvanın yavrusunu kıskanması gibi kıskanırım yazdıklarımı. Ne zaman ki kendimce belirlediğim zaman nihayete erer, anca o zaman okunmasına müsaade edebilirim.  Hiçbir okurum kalmasa bile yine de yazardım. Çünkü bu benim için bir ihtiyaç. Yazmasaydım delirirdim diye söylüyordum, Sait Faik’in de böyle bir sözü olduğunu okudum sonra. Sahiden doğru laf…

* İlk kitabınızı çıkarmaya nasıl ve ne zaman karar verdiniz? 
İlk kitabımı çıkarmam nihayet eserin okunmasına karar vermem ve beni bu konuda cesaretlendiren arkadaşlarımın sayesinde oldu. 

* İnsanların çoğu "hayatımı yazsam roman olur" der. Sizce herkes kitap yazabilir mi? Yazmak bir yetenek midir? 
Herkes yazabilir mi? doğrusu bunda bir genelleme yapamam. Yalnız şunu söyleyebilirim, duyuş kabiliyeti bazı insanlarda vardır, pek çok olayı sıradan fanilere göre daha derin hissedip değerlendirirler, bu yoğun acı ve sevinç de getirir. Bazı insanlarsa daha hissizdir. İşte hem hayatı fark eden, hem de bu duyuşu akıcı bir şekilde ifade edebilenler elbette yazabilir.  Nice insanlar vardır ki çokça görmüş geçirmiş, sadece dillerinden bir ‘Ah!’ dökülür.  İşte o ahtan ötesini yazmak mesele… O yüzden yazmak bence ayrı bir yetenek.

* Yazma ritüelinizden bahseder misiniz? Mesela hangi ortamda, hangi metaryallerle, hangi müzikle ve nasıl bir coğrafya da yazmayı tercih edersiniz? 
Yazmak için belli ritüellerim var ama karakterim gereği bunları tamamladığımda yazamam. Eksiklikle mutlu olurum, tam olanlar sıkar beni. Bu yüzden yazmak için özel bir alanım yoktur. Güzel defterlerim, hususi kalemlerim vardır ama en beğendiğim kısımlar anlık gelişen durumlar neticesinde bir parça kağıda kurşun kalemle yazdığım kısımlar oluyor. Kağıt kaleme çok bağlıyım. Önce bana açılan o yeni dünyanın kapısında iken ana hatlarıyla, hızla yazarım. Sonra tekrar tekrar o dünyada dolaşır ve gördüğüm ama kağıda dökmediğim noktaları tekrar yazarım. Sonra bilgisayar ortamına aktarırım. En az 7 8 kez, bazı bölümlerde ise 10 15 kez gözden geçiririm. Müzik veya ses isterim yazarken. Hikaye kendi müziğini kendi seçer.  Zülzine’de  Desert Rose, Tamanrasset, yerel Tuareg müzikleri,  Bu Aşk Burada Bitmez’de fırtınalı deniz sesi ile yazdım. Bir başka eserde Hüseynik türküsü, son eserimde de Earth Spirit eşlik etti bana. Tüm bunların yanında enstrümantel müzikler, farklı kültürlere ait müzikler de dinlerim. Asıl yıldızım doğa sesleri.  Arazide yazamam, doğayı yaşayıp hissetmeyi yeğlerim. Genellikle kapalı mekanlarda yazarım. 

* Yazmak isteyen ancak nasıl yazmaya başlaması gerektiğini bilmeyenler için tavsiyeleriniz var mı? 
Yazmayı isteyenlere en önemli tavsiyem başlamaları… Mükemmeliyetçi davranarak başlamak için çok geç kalmışım. Buna rağmen başlangıca dönüp baktığımda beklemenin değil yazma serüvenimin beni geliştirdiğini görüyorum.   Şahsi kanaatim yazmak için bol bol okumak da gerek.

* Bir gün kurgu olmayan bir şey yazmayı düşünüyor musunuz?
Kurgu olmayan bir hikaye yazmayı şu an düşünmüyorum. Gerçeğe bağlı olmak benim özgürlüğümü elimden alıyor. Özgürlükse,  yazma  isteğimin en temel dayanağı.

* Bir yazar olarak okuduğunuz ve beğendiğiniz yazarlar kimler?
Ben sıkı bir polisiye hayranıyım.  Çocukluğumda Enid Blyton ve Thomas Brezina en çok okuduğum yazarlardı. Sonrasında Sir Arthur Conan Doyle , Agatha Christie. Memleket içinden de okuduğum oldukça fazla yazar var.

* En son hangi kitabı okudunuz?
En son Peyami Safa’nın Fatih Harbiye eserini yıllar sonra tekrar okudum.

* Yayımlanan iki kitabınız var. Son kitabınızın yayımının üstünden bayağı zamanda geçmiş. Yakında yeni kitap veya yeni projeler var mı? 
Hazırladığım iki proje ve yazımı devam eden iki eserim daha var. Yayım tarihi belirlenmedi.

* Asıl mesleğiniz nedir?
Ben bir öğretmenim. 

* Yazmak sizin için hayat boyu sürecek serüven mi? Yoksa yazmayı bırakmayı düşündüğünüz bir zaman var mı?
Zaman zaman yaşadığım çalkalanmalar neticesinde yazmamaya karar versem de, kalem ve kağıtla beraberliğimizin bitmesi sanıyorum imkansız. Ömrüm ve takatim oldukça yazmaya niyetliyim ama insan değişkendir, şartlar da öyle. Gelecek günler neler gösterir bilemiyorum.

* Günümüzde gençlerin sosyal medya sitelerinde çok zaman geçirmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Dünya değişiyor ve bittabii insanlar da. Sosyal medya birçoğumuz için vazgeçilmez. Benim için de öyle. Kişinin öz denetimini yaparak saatlerini ayarlaması gerek. Hayat sınırsız bir kaynak değil, zaman geçiyor.

* Yazmadığınız zaman ne yaparsınız?
Yazmadığım zamanlarda çalışırım, yemek tarifleri denemeyi, el sanatları ile ilgilenmeyi, doğa yürüyüşlerini ve en önemlisi okumayı çok severim.

* Hayatınız boyunca yaşadığınız pişmanlık var mı?
Elbette pişmanlıklarım, hayıflanmalarım var, olmaması mümkün değil. 

* Aşk sizce nedir? İlk görüşte aşk var mıdır?
İlk görüşte aşka inanıyorum. Aşk anlatması sayfalar süren bir duygu, tek bir cümleye sığmaz. 

* Okurlarınızla aranızda nasıl bir bağ var?
Okurlarımla aramdaki bağ bambaşka… Bu çok güzel hissettiriyor. Günler geceler boyunca kendimi gerçek hayattan çekerek bir dünya kuruyorum ve bunu yazı haricinde maddi olarak göstermem imkansız ve şahsen hiç tanımadığım insanlar kendi kişisel zamanlarını bu dünyaya ayırıyor. Bu muhteşem… 

* Son olarak eklemek istedikleriniz var mı ya da okurlarınıza mesajınız var mı?
Okurlarıma edebi olarak tanıştığımız için sonsuz teşekkürler, size de bu güzel sohbet için çok teşekkür ederim.

Nefise Hanım keyifli bir sohbet oldu. Umarım ilerleyen zamanlarda sizi yine bloğumda konuk edebilirim. Zaman ayırıp röportaj yaptığınız için tekrar teşekkür ederim. Yolunuz açık, okurunuz bol olsun.

Yorumlar

  1. Güzel sorular ve güzel cevaplar. Emeğine sağlık.
    Nefise hanımın dediği gibi bir parça kağıda kurşun kalemle yazılan o anlık ilhamların tadı bir başka.

    YanıtlaSil
  2. Ne kadar güzel hem öğretmen hem yazar, tebrik ederim. :)

    YanıtlaSil
  3. Hayatı daha derin hissedenler,bence de güzel yazıyor.
    Teşekkürler :)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Fikirlerinizi paylaşırsanız sevinirim.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Tüm Zamanların En Güzel Kadını : Prenses Fevziye

Kavalalı Mehmet Ali Paşa soyundan, Mısır'ın ilk kralı Fuad'ın kızı; yine Mısır'ın son kralı Faruk'un kız kardeşiydi Prenses Fevziye.

Sait Faik Abasıyanık - Karlı Hava

Zeynep Sahra - Elmalı Turta

Merhabalar Zeynep Sahra'nın Ayçöreği hikayesi Elmalı Turta ile son sürat devam ediyor. Öncelikle yeniden belirtmek istiyorum bu kitap Ayçöreğinin devam kitabı. Yani öncelikle Ayçöreğini okumalısınız.

22 Nisan 2024 Pazartesi Altın Fiyatları

 

Beyza Alkoç - 3391 Kilometre

Merhabalar Beyza Alkoç'un 3391 kilometre kitabını ilk çıktığı zaman görmüştüm ama açıkçası almakla almamak arasında kalmıştım. Kitap hediyeleşme etkinliği sayesinde okuma fırsatı bulduğum kitaba tek kelimeyle bayıldım. 

Cahit Sıtkı Tarancı - Kırık Bir Aşk Hikayesi

Cahit Sıtkı Tarancı'nın meşhur bir şiiri var, " Abbas" adında.

Nil Karaibrahimgil - Ben Aptal Mıyım?

 

Bugün 23 Nisan, Hep Neşeyle Doluyor İnsan

 

Şermin Yaşar, İlber Ortaylı - Cumhuriyet'in İlk Sabahı Kitap Alıntısı

 

Poy Baharatı Nedir? Nerelerde Kullanılır?

  Merhabalar Baharat kullanmayı sever misiniz?