Ana içeriğe atla

Evren Eroğlu Röportajı

Merhabalar

Soğukların başladığı, kışın gelmeye hazırlandığı şu günlerde yine bir yazar konuğumla haftaya başlıyoruz.
Bu haftaki konuğum Sayın Evren Eroğlu. Güzel röportajımızla sizleri baş başa bırakıyorum. 

Yeni yazılarımda görüşünceye dek, kendinize çok çok iyi bakın. Kitapla ve sağlıklı geçen mutlu günleriniz olsun.

Hoşçakalın.
Evren Bey öncelikle bloğuma hoşgeldiniz. Bu güzel röportaj için şimdiden teşekkür ederim. Dilersiniz sorularımıza geçelim.
*Kısaca kendinizden bahseder misiniz?  
Ben 1993 yılında Van Gevaş Hasbey köyünde doğdum. Yedi kardeşli ailenin en küçüğüyüm. İlk okulu köyde okudum. Tabi köyümüz ilçe merkezine 22 km uzaklıkta olduğu için 6.7. ve 8. Sınıfları taşımalı olarak okudum. Bu eğitim süreci maalesef her yıl değişti 6. Sınıfı Yunus Emre İlköğretim Okulunda , 7.sınıfı Yahya Kemal Beyatlı İlköğretim Okulunda ve 8.sınıfı Gevaş Yatılı ilköğretim Bölge Okulunda okudum. Burada bir yıl boyunca yatılı kaldım. Tabi hafta sonları tatilinde izin alarak eve gidiyordum. Bu bana çok güzel gelmişti. Zor tarafları olduğu kadar güzel ve tatlı tarafları vardı. Ardından da evden ilk defa uzak kalacağım bir zaman yaklaşıyordu. Liseyi okumak üzere Kırşehir’e gittim. 2008’in Eylül’ünde Kırşehir Anadolu İmam Hatip Lisesi’ne başladım.  Burada amcalarım ve abilerimin olması bana avantaj sağlıyordu, gurbette. Anne babanın hasretini bir nebze de olsa gideriliyordu. Lise eğitimimi tamamladıktan sonra  iki yıl ara verdim. İki yıl aradan sonra. Adıyaman Gölbaşı Meslek Yüksek Okulu’na başladım.  Buradaki iki yıl eğitimin ardından  2016 yılında  Adıyaman Gölbaşı Meslek Yüksek Okulunda, Yerel Yönetimler bölümünden mezun oldum. Şuan ise özel bir şirkette çalışıyorum.

*Yazma ya ne zaman  başladınız? 
Benim çocukluğumdan beri hep şiire yoğun ilgim vardı. Okulda, resmi günler de hep  şiir okumuşluğum vardır. en beğendiğim ve ilk ezberlediğim şiir şüphesiz İstiklal Marşımızdır. Mehmet Akif’in kurtuluş mücadelesini anlattığı bu şiir beni çok etkiliyordu. Dediğim gibi çocukluğum köyde geçti. Ben bizim oğlakları otlatmaya götürdüğümde hep ufak tefek bir şeyler mırıldanırdım. Ama onları hiç kağıda geçirmezdim. Lisede iken  bir şiir defteri oluşturdum.  Hem beğendiğim şiirleri hemde yazdıklarımı yazıyordum. Mavi kareli altmış sayfalık küçük bir defterdi. Maalesef okululun bitiminde hepsine ara verdim. Ve o defteri de maalesef o arada kaybetmiştim. Daha sonra kitaplara ilgim gittikçe büyüyordu. En çokta Ahmet Günbay Yıldız’ın kitapları beni içine çekiyordu. Meslek yüksek okulunda ise yine gurbet  söz konusu oldu. Gurbetin vermiş olduğu ilhamla yine sessiz şiirler okumaya başladım . Bu gittikçe büyüyordu. Bu böyle olmaz dedim artık okuduklarımı kağıt ve kalemle paylaşma zamanı geldiğini düşünerek, bundan sonralarını yazmaya başladım. Benim şiirleri inceleyen edebiyat hocam çok beğenmişti. Bana gerçekten yazma hevesi kazandırmıştı. Deneme hikayelerde de  kendini göstermemi istedi. Yaz tatilinde ise ufak ufak deneme yazdım. Bu arada da ilham geldikçe de  şiir ve aforizmalara devam ediyordum. O günden bu güne Rabbim nefes verdikçe yazıyorum .

*Kitap yada yazma genel olarak yazma konusunu nasıl seçiyorsunuz? Etkileşim varmı? Yoksa tamamen tesadüf mü? Yani kurguyu  önceden mi belirlersiniz? Yoksa bütün olay siz yazdıkça  mı gelişiriz? 
AŞK SABIR SEVER ilk şiir kitabımdır.  Ben şiir yazma konusunda bir sınırlama getirmedim kendime. Yani bana ilham veren her şey bir şiir konusu oldu. Mevsimler, ağaçlar, insanlar, denizler ve dini konular da olmak üzere benim için her şey şiir konusudur. Bu kitapta daha aşıkane şiirlere yer verdim.  İkinci çalışmam ise yayın evinin yazar ve şairleri ile yazdığımız Cümle Mühendisleri adlı edebiyat antolojimiz oldu. Bunun içinde her yazar ve şair, hikayeler denemeler şiirler ve aforizmalar kaleme aldılar. Benim ise,  içinde hem aforizma ve kısa yazıları kaleme aldım. Okurken inşallah beğenirsiniz. Üçünçü çalışmam ise yine bir edebiyat antolojisi oldu. Cümle Mühendisleri kitabının yazar kadrosunda oluşan bir kitap.  Yazar kadrosunda ufak tefek değişiklik oldu. Biz burada bir farkındalık yaratmak istedik. Hem dünyayı ilgilendiren hemde Türkiye’yi ilgilendiren bir konuyu ele alarak yazdık. Titizlikle yaptığımız bu çalışmanın konusu terör ve savaştı. Bütün dünya bu sorunlarla karşıya karşıyadır. Asıl amaç hem terör saldırılarında hem de savaşlarda masum insanların ölmemesi, çocukların ölmemesi,yetim ,öksüz kalmamasıydı. Güzel bir çalışma oldu. Bu çalışmada yer alan bütün yazar arkadaşlar ı candan kutlarım. Tabi bu sırda diyorsunuz ki bu eserin adı ne . söylemedim sona sakladım. Sıkı durun söylüyorum’’ Teröre Hayır Savaşa Hayır’’ kitabımızın ismidir. Kitabın kapağı bütün içeriğini anlatıyor. Görsel de göreceksiniz. Kıymetli kalemdaşlarımız bu sefer de savaşa karşı kalemleri harekete geçirdiler. İnşallah burada  mesajımız yerine oluşacaktır.
İşte bütün olaylar neticesinde yazma eğilimlerimizi harekete geçirir. Benim gözüm de şiir tamamen duygulardan oluşur. Yani bir kurguya bir tesadüfe ihtiyaç duymaz. Duygusaldır. Ama roman, hikaye, deneme için bunu söylemem. Bunlarda kurgu, tesadüf, duygusallık ve yazdıkça gelişen bir olay etrafında gerçekleşebilir. O yüzden her roman, hikaye, deneme yazan kolay kolay şiir yazamaz. 

* İnsanların çoğu ‘’hayatımı yazsam roman olur.’’ der. Sizce herkes kitap yazabilir mi? Yazmak bir yetenek midir? 
Yazmak için okumak yetmez. Okumak yazmaya renk katar. Okumadan da yazılmaz, tabi. Bunlar birer çarktır. Okumadan nereye kadar yazabilir ki insan. Okumak demek kendini sürekli yenilemek demektir. Yeniledikçe de yeni ve güzel eserler meydana çıkarmak demektir. Tabii ki kardeşlerimiz yazsınlar yazmadan da olmaz. Çünkü insan okudukça yazdıkça gelişir. Ama yavaş yavaş ilerlemek en mantıklısıdır. Ve benim gözümde herkes birer yazar ve şairdir. Ama kimisi sırrını kaleme verir, kağıda döker kimisi de yüreğine verir içine döker. İlla ki her kesin başından geçen ve onu duygulandıran, hüzünlendiren, sevindiren olaylar cereyan etmiştir. Bunlara elbette birer dörtlük dahi olsa yazabilirler. 


* Yazma ritüelinizden bahseder misiniz? Mesela hangi ortamlarda, meteryallerle, hangi  müzikle  ve nasıl  bir coğrafyada yazmayı tercih edersiniz? 
Yukarıda da belirttiğim gibi ben yazmak için konu sınırlaması yapmam. Benim için her şey şiir ve yazma konusu olabilir. Çoğu yazar ve şair müzik  eşliğinde yada güzel bir doğa manzarası karşısında yazar. Ben öyle değilim. Mesela ben müzik dinlerim. Ney, keman, bunların  hepsi güzel ve ilham vericidir. Yada bir şelale, dağ başında yani göz alıcı bir manzara karşında yazarlar. Ben bunu yapamıyorum. Dinlerim, izlerim, hayal ederim ve ardından sessiz bir ortama geçer, öyle yazmaya çalışırım. Ama bazen istisnalar olabilir. Çok sesli mekanlarda şiir ve yazı da yazmışlığım olmuştur.

* Rahmetli olmuş ya da yaşayan yazar ve şairlerden benimsediğiniz kimlerdir?
Mehmeh Akif ERSOY , Necip Fazıl KISAKÜREK, Sezai KARAKOÇ ,  Ahmet Günbay YILDIZ, Sinan YAĞMUR, Sinan AKYÜZ, Cemal SAFİ...  Her şiir güzeldir, bana göre her şiirin bir yaşanmışlığı vardır. bu yüzden vazgeçilmezdir hiç bir eser.

* Son olarak iyi yazar-şair olmak isteyenlere ya da bu işe yeni adım atacak olanlara tavsiyeleriniz nelerdir?
Zirve temel hedefimiz olsun. Bu zirveye her zaman sağlam adımlarla ilerlemek en doğru ve en sağlam hedefimiz olmalı. Bol bol okuyalım. Bol bol yazalım. Rabbim zihin açıklığı versin inşallah.
Bütün okuyan yazan abi ve kardeşlerime saygılarımı ve hürmetlerimi sunarım. Allah'a emanet olun. Teşekkür ederim...

* Yazmak sizin için hayat boyu sürecek serüven mi ? yoksa  yazmayı bırakmayı  düşündüğünüz  bir zaman var mı?
Yazmak, yazmayı seven her insan için hayatı boyunca sürecek olan bir serüven olduğuna inanıyorum. Bu konuda asla bırakmayı düşündüğüm bir zaman olmadı. Yazan bir insan için yazmak nefes gibidir. Nefessiz yaşayabilir mi insan. Ama eserler arasına bazen girebilir. Bu yazmayı bıraktı, buraya kadarmış anlamına gelmez. 
    
* Yayımlanan tek kitabınız var . Son kitabınızın üstünden de biraz zaman  geçmiş. Yakında yeni kitap veya projeler  var mı? 
Maalesef üzerinde biraz zaman geçti. Ama bu yazma mı engelleyen bir durum olmadı. Her fırsat bulduğumda yazdım. Geçen süre de hayatta bazı aksilikler oldu ister istemez. Bunun yanında vatani görevimizi yerine getirdik. İşte bunların hepsi zaman dimi. Şimdi  size ve değerli kitap severlere müjdeyi verebilirim. İki çalışmam var bir roman iki deneme . bunların ikisi de bitmiş durumda sadece şimdilik demleniyor diyelim. Piyasaya çıktığında  okurların seveceğine inanıyorum. 

* Günümüz gençliğine üç tavsiye tavsiye verecek olsaydınız bunlar ne olurdu? 
Genç dendiğinde akan sular durur. Başta ben olmak üzere genç kardeşlerime ve abilerime şunu söylemek isterim. Gençliğimizin kıymetini bilelim. Her şeyin başlangıcı ve sonu  olduğu gibi  gençliğinde başlangıcı ve sonu vardır.  Tavsiyem çok okuyalım, bilinçli olalım, sevgi ve saygıdan asla ödün vermeyelim. 

* Son olarak eklemek istedikleriniz var mı ya da okurlarınıza mesajınız var mı?
Hayatta mevki makamların hepsi gelip geçicidir. O yüzden insan en başta insana değer verecek. Bu makamların arkasına geçip de insanlara eziyette bulunmamak gerekir. İnsana ve tüm insanlığa faydalı olmak gerekiyor. Bu bazen bulunduğunuz makam olur, kitap olur, köprü olur, yapıt olur. Vatana millete hayırlı uğurlu bir birey olmanın gayretini hiç bir zaman yitirmemeliyiz.  Yazdıklarımız la insana faydalı olabilmişsek ne mutlu bize. Zaten en büyük gayemiz bu. Size çok teşekkür ederim. Sizin sayenizde sesimizi bir nebze de olsa duyurmuş olduk. Tekrar çok teşekkür ederim. Allah razı olsun. Dilim döndüğünce sorulara cevap verdim. Artık bir kusurumuz olmuş olsa da affola.  Allah'a emanet olun. 

TÜM KİTAP SEVERLERE  SAYGI VE SEVGİLERİMLE...
EVREN EROĞLU

Evren Bey keyifli bir sohbet oldu. Umarım ilerleyen zamanlarda sizi yine bloğumda konuk edebilirim. Zaman ayırıp röportaj yaptığınız için tekrar teşekkür ederim. Yolunuz açık, okurunuz bol olsun.

Yorumlar

  1. Başarılar diliyorum genç yazar şair Evren Eroğlu na :)

    YanıtlaSil
  2. yazı yazmak hayat boyu sürecek bir serüven... çok güzel bir anlatım

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Lerzan;
      Aynen öyle canım. İnsan yazmaya başladı mı duramıyorum. Tıpkı blog gibi:)

      Sil
  3. Zor koşullarda bir hayat yaşayarak yazar olmuş.Bu genç arkadaşımızı gönülden tebrik ediyorum...

    YanıtlaSil
  4. Güzel bie söyleşi olmuş canim 😘

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Fikirlerinizi paylaşırsanız sevinirim.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Tüm Zamanların En Güzel Kadını : Prenses Fevziye

Kavalalı Mehmet Ali Paşa soyundan, Mısır'ın ilk kralı Fuad'ın kızı; yine Mısır'ın son kralı Faruk'un kız kardeşiydi Prenses Fevziye.

Sait Faik Abasıyanık - Karlı Hava

22 Nisan 2024 Pazartesi Altın Fiyatları

 

Cahit Sıtkı Tarancı - Kırık Bir Aşk Hikayesi

Cahit Sıtkı Tarancı'nın meşhur bir şiiri var, " Abbas" adında.

Nil Karaibrahimgil - Ben Aptal Mıyım?

 

Bugün 23 Nisan, Hep Neşeyle Doluyor İnsan

 

Şermin Yaşar, İlber Ortaylı - Cumhuriyet'in İlk Sabahı Kitap Alıntısı

 

Poy Baharatı Nedir? Nerelerde Kullanılır?

  Merhabalar Baharat kullanmayı sever misiniz?

Naime Özeren - 23 Nisan

Zeynep Sahra - Elmalı Turta

Merhabalar Zeynep Sahra'nın Ayçöreği hikayesi Elmalı Turta ile son sürat devam ediyor. Öncelikle yeniden belirtmek istiyorum bu kitap Ayçöreğinin devam kitabı. Yani öncelikle Ayçöreğini okumalısınız.