Ana içeriğe atla

Asalet Salgınoğlu Röportajı

Merhabalar

Baharı yavaş yavaş hissettiğimiz şu günlerde Nisan ayına geldik bile.
Nisan ayının ilk gününde yine ayın ilk röportajıyla sizlerleyim. Yine çok güzel bir röportaj gerçekleştirdik ve bugünkü konuğum Sevgili Asalet Salgınoğlu. Herkese keyifli okumalar ve iyi bir hafta diliyorum. 

Yeni yazılarımda görüşünceye dek, kendinize çok iyi bakın. 

Hoşçakalın.

Asalet Hanım öncelikle bloğuma hoşgeldiniz. Bu güzel röportaj için şimdiden teşekkür ederim. Dilersiniz sorularımıza geçelim.

* Kısaca kendinizden bahseder misiniz?
1979 Doğumluyum. Eskisehir'liyim. Çerkesim. 20 yıllık evli ve iki kız çocuk annesiyim. Bir çok sosyal faaliyet (ihtiyaç sahiplerine eşya ve erzak dağıtımı, aynı zamanda yatağa bağlı yaşayan bayan hastaların kişisel bakımı vb.) gibi faaliyetlerim var. Eskişehir Haberötesi gazetesi köşe yazarıyım. Uzun zamandır sosyal medya yazarlığı yapıyorum. Ve halihazırda Çınaraltı Yayınları yazarıyım.

* Yazmaya ne zaman başladınız? 
Yıllardır yazıyorum fakat bir roman yazma fikri son iki yıldır vardı. Çok şükür ki avuçlarımın arasında romanım var.

* Kitap yada genel olarak yazma konusunu nasıl seçiyorsunuz? Etkileşim var mı? Yoksa tamamen tesadüf mü? Yani kurguyu önceden mi belirlersiniz? Yoksa bütün olay örgüsü siz yazdıkça mı gelişir? 
Sosyal medyada yazdıklarımın hiç birinde kurgu yok. Bizzat yaşadığım, şahit olduğum ve etkilendiğim hadiseleri kaleme alıyorum. Ama roman söz konusu ise, hem kurgu, hem etkileşim var tabii ki. Hiçbir manada tesadüfe inanmam. Bence  roman yazılmaz, o kendini yazdırır. 

* Kimsenin okumayacağını bilseniz bile yazmaya devam eder miydiniz? 
Okunsun diye yazıyoruz tabii ki ama benim için yazmak yürek dili. Benim yüreğimin lisanı bu. Umarım aynı dili konuştuğum yürekler ile buluşurum..

* İlk kitabınızı çıkarmaya nasıl ve ne zaman karar verdiniz? 
Aslında bana yıllardır birçok dostum mutlaka bir kitap çıkarmam konusunda ısrarcı olurlardı. Fakat ben toplum olarak sayfa çevirmek yerine klavye tuşlamayı seviyoruz diye değerlendirirdim. Hâlâ genel olarak maalesef böyle düşünsem de kitap okuyan kitle de oldukça kayda değer diye umut ediyorum. Ve sonunda ben de bir roman çıkardım çok şükür.

* İnsanların çoğu "hayatımı yazsam roman olur" der. Sizce herkes kitap yazabilir mi? Yazmak bir yetenek midir? 
Tabii ki bir yetenek. Her insanım farklı meziyetleri, kabiliyetleri var. Her işin bir ehli var. Herkes "hayatımız roman olur" diyor evet ama herkes yazamaz. Roman yazmak o hayatı yaşamak ile aynı şey değil. Romanı okumak ve yazmak asla aynı şey değil.

* Yazma ritüelinizden bahseder misiniz? Mesela hangi ortamda, hangi metaryallerle, hangi müzikle ve nasıl bir coğrafya da yazmayı tercih edersiniz? 
Beni yakından takip edenler, sosyal medyadan takip edenler bunu çok iyi biliyor. Ben hep aynı odada, aynı koltukta, aynı abajurun altında sarı ışıkta yazar veya okurum. O ortam benim için çok özel ve bana dair. İyi konsantre oluyorum.

* Yazmak isteyen ancak nasıl yazmaya başlaması gerektiğini bilmeyenler için tavsiyeleriniz var mı? 
Bana da çok mesaj geliyor zaman zaman yazdıkları denemeleri atıyorlar ama benim o yazılanları değerlendirmek gibi bir haddim yok ve bu konuda otorite değilim Benim yazdığım şeylerin bile olabilirliğini istişare ettiğim, danıştiğım hali hazırda öğrencisi olduğum hocalarım var.

* En son hangi kitabı okudunuz?
En son Ferhad Fani'nin Sır defteri -1 Seyyah romanını okudum ve sanırım bir kaç kez de okurum.

* Yayımlanan tek kitabınız var ve çiçeği burnunda. Hayırlı ve bol okurlu olsun inşallah. Yine de yakında yeni kitap veya yeni projeler var mı? 
 Tabii ki yazmaya devam. İpek Sokağı seri bir roman. Hatta sonraki başka romanları bile kurgulamaya yavaş yavaş başladım. Daha yolun çok başındayım. Çok çalışmalıyım.

* Asıl mesleğiniz nedir?
Asıl mesleğim seramik. Ama seramik ustalığı desek tek öğretmenlik diyemiyorum. Çünkü benim öğrencilik yıllarımda başörtülü hanımları üniversiteye almıyorlardı. Sonraki yıllarda evlilik, annelik derken lisans söz konusu olmadı ama yinede güzel sanatlar ile ilgilenmeye devam ettim.  Bu sanat içerisinde de çok önemli sanatçılar ile çalıştım .Şimdilerde çok aktif ilgilenmesem de kara kalem resim yapmaya devam ediyorum.

* Yazmak sizin için hayat boyu sürecek serüven mi? Yoksa yazmayı bırakmayı düşündüğünüz bir zaman var mı?
Allah nasibini ettiği sürece, gönlüm susmadığı sürece elim kalem tutacak. Ben hep şöyle derim. "Benim beynim, çenem, kalbim ve elim çok iyi anlaşıyor ve çok iyi organize oluyorlar." Ama başında söylediğim gibi Mevla izin verdiği sürece...

* Günümüz gençliğine üç tavsiye verecek olsaydınız bunlar ne olurdu?
Günümüz gençliğine üç tavsiye;
- İnsan olmanın hakkını verin ve hakiki insan olun.
- Mesleğiniz ne olursa olsun en iyisi olun, ama hayra hizmet edin.
- Dünyada yapılan hiçbir zulme sessiz kalmayın.

* Kitaplarınızda yayımlandıktan sonra şunu yazsaydım yada şunu yazmasaydım dediğiniz oldu mu?
Henüz ilk romanım. Bilemiyorum belki zamanla keşkelerim olur ama umuyorum olmasın.

* Yazmadığınız zaman ne yaparsınız?
Yazmadığım zamanlar çok hızlı geçiyor benim için. Sosyal hayatım çok hızlı ve adeta 24 saat bana yetmiyor. Ama önceliklerim var. Kızlarım, eşim ve evim her şeyin önünde. 

* Kitap fuarlarıyla ilgili düşünceleriniz nelerdir?
Kitap fuarlarının bu zamana kadar hep ziyaretçisiydim. Yeni yeni yazar kimliği ile katılıyorum. Bu tabii ki çok farklı bir gurur ve heyecan. Umarım hep aynı heyecan ve hep daha başarılı bir şekilde devam eder.

* Hayatınız boyunca yaşadığınız pişmanlık var mı?
Kadere iman edenlerdenim. Dolayısı ile pişmanlık olmaz. Tevekkül olur. Yaşanması gerekiyormuş der devam ederim. Ama ders çıkartarak.

* En büyük korkunuz nedir?
 Her zaman en çok yanlış anlaşılmakta korktum. Bu her manada çok yorucu. 

* Aşk sizce nedir? İlk görüşte aşk var mıdır?
Aşk, ruhun adeta alkol almış hali bence. Mideye alınan alkolden atılmaz saatler sürer ama gönüle alınan alkım etkisi yıllar sürer ve daha çok çarpar.

* Ulaşamadığınız biri ile sohbet etme şansınız olsaydı bu kim olurdu? Neden?
Çok ciddi gayret edipte ulaşamadığım kimse olmadı. Belki ulaşılmazlık bu gayretten uzak tuttu. Ama sohbetini özlediğim ve artık asla ulaşamayacağım değerlilerim var. Ebedi aleme göçmüş kıymetlilerim. Mesela anneannemin sohbetini çok özlüyorum.

* Hayatta en çok kıymet verdiğiniz kişi?
Hayatta en çok kıymet verdiğim ilk kitabımı da ithaf ettiğim iki yavrum Belinay ve Miray ve desteğini benden hiçbir zaman esirgemeyen eşim. Allah beni onlarsız, onları bensiz bırakmasın inşallah.

* Son olarak eklemek istedikleriniz var mı ya da okurlarınıza mesajınız var mı?
Asalet Hanım keyifli bir sohbet oldu. Umarım ilerleyen zamanlarda sizi yine bloğumda konuk edebilirim. Zaman ayırıp röportaj yaptığınız için tekrar teşekkür ederim. Yolunuz açık, okurunuz bol olsun.
Çok teşekkürler. Okurlarımıza mesajım; Kalemin üzerine yemin etmişse Allah, Biz hayrı yazalım, siz hayrı okuyun inşallah.
Sevgiler...

Yorumlar

  1. Röportajı bir solukta okudum, emeğinize sağlık.
    Asalet Hanım'ı yeni çıkan kitabından dolayı tebrik ediyorum. Rabbim yolunu açık etsin.

    YanıtlaSil
  2. asalet hanıma başarılar dilerim..✔🙂

    YanıtlaSil
  3. Yolu açık olsun,üretmeye devam etsin :)

    YanıtlaSil
  4. Ne kadar güzel sosyal faaliyetlerde bulunuyor Yazar Hanım. :)
    Teşekkürler bu hoş röportaj için. ^-^

    YanıtlaSil
  5. Asalet Salgınoğlu röportajını çok beğendim. Çok teşekkürler.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Fikirlerinizi paylaşırsanız sevinirim.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Fatih Murat Arsal - Ödünç Aşk

Merhabalar Fatih Murat Arsal'ın kalemini sevdiğimi bilmeyen kalmadı sanırım.

Zeynep Sahra - Elmalı Turta

Merhabalar Zeynep Sahra'nın Ayçöreği hikayesi Elmalı Turta ile son sürat devam ediyor. Öncelikle yeniden belirtmek istiyorum bu kitap Ayçöreğinin devam kitabı. Yani öncelikle Ayçöreğini okumalısınız.

Fatih Murat Arsal - İki Mükemmel Hata

Merhabalar Uzun zamandır sizlere kitap yorumu yaz(a)mıyorum zira bu sıralar yorum yazmak için maalesef kafamı toparlayamıyorum. Hoş bir aydan fazladır kitap kapağı da açamadım. Kitap okumadan uyumayan ben; son zamanlarda kitaplara dokunamadım bile. Fakat okuduğum kitaplara ve yazarlara da haksızlık da etmek istemiyorum. Zira beğendiğim kitapların yorumsuz durmalarına maalesef gönlüm razı gelmiyor. Çıktığı ilk anda alıp okuduğum, ancak yorum giremediğim bir kitap İki Mükemmel Hata. O zaman başlayalım.

Saç Bakım Ampulleri

Merhabalar Saçıma boya sürmediğim eski zamanlarda, hatta doğru dürüst şampuan bile kullanmazken (o zamanlar yeşil Kafoğlu sabun vardı ve kesinlikle candı.) saçlarımın bakımı ihmal etmemeye çalışırdım. Kendimi bildim bileli saç bakımına özen gösteririm. 

Öğretmenler Günü İkram Sorunsalı

Merhabalar Geçtiğimiz haftalarda  Öğretmenler Günü Hediye Sorunsalı  ile ilgili bir yazı yazmışım.

Rukiye Kayaarslan - Güz Delisi

Merhabalar Kütüphanenin tozlu raflarında gördüğüm ve çıktığından bu yana al beni oku diyen bir kapağa sahip Rukiye Kayaarslan'ın Güz Delisi kitabına kavuşup sonunda okuyabildim.

James Joyce - Finn’in Oteli

 

Tarihte Bugün 18 Kasım

 

Beyza Alkoç - 3391 Kilometre

Merhabalar Beyza Alkoç'un 3391 kilometre kitabını ilk çıktığı zaman görmüştüm ama açıkçası almakla almamak arasında kalmıştım. Kitap hediyeleşme etkinliği sayesinde okuma fırsatı bulduğum kitaba tek kelimeyle bayıldım.