Ana içeriğe atla

Didem Öztepe Röportajı

Merhabalar

Yaz ayının resmen habercisi olan Temmuz ayına geldik.
Ancak Eskişehir sanırım gelemedi. Zira iki gündür burada geceleri üşüten cinsten bir soğuk var. 

Temmuz ayının ilk röportajı ile bu haftayı açalım. Bu haftaki konuğum Sevgili Didem Öztepe. Kendisiyle gerçekleştirdiğimiz bu güzel röportajda, keyifli zaman geçirmeniz dileğiyle. Mutlu bir hafta sizlerle olsun.

Hoşçakalın.

Didem Hanım öncelikle bloğuma hoşgeldiniz. Bu güzel röportaj için şimdiden teşekkür ederim. Dilersiniz sorularımıza geçelim.

* Kısaca kendinizden bahseder misiniz?
29 yaşında iki çocuk annesiyim, görenler inanamasa da. Başka da övündüğüm bir yanım yok bahsedebileceğim. 

* Yazmaya ne zaman başladınız? 
2015 yılında. Daha önce kompozisyon sınavları dışında bir şey yazmışlığım ya da yazmaya bir hevesim yoktu. Sınavlarda mecbur olduğum için yazardım. Hatta okullar arası olan yarışmaları bir çok kez geri çevirdim uğraşamam diye. Biraz fazla umursamaz ve rahat bir insanım sanırsam. 

* Kitap yada genel olarak yazma konusunu nasıl seçiyorsunuz? Etkileşim var mı? Yoksa tamamen tesadüf mü? Yani kurguyu önceden mi belirlersiniz? Yoksa bütün olay örgüsü siz yazdıkça mı gelişir? 
Aslında bir anda başlarım. Bir tanıtımla. Bölümleri yazarken çoğu zaman ben bile şaşırıyorum olayların oluş şekline. 

* Kimsenin okumayacağını bilseniz bile yazmaya devam eder miydiniz? 
Ederim. Ettim de. Umut ışığını sadece bir kişi okurken yazdım neredeyse sonuna kadar. Hâlâ daha dönüp bakmam kim okumuş kim oy vermiş diye. Önemli olan yazdıklarımın bir kişi tarafından olsa bile okuması. 

* İlk kitabınızı çıkarmaya nasıl ve ne zaman karar verdiniz? 
Aslında, hiç düşünmemiştim yayınevinden teklif gelene kadar. Öylesine, yazıyordum kendi çapımda, ki hâlâ öyle yapıyorum. Teklif gelince biraz da gaza geldim sanırım. 

* İnsanların çoğu "hayatımı yazsam roman olur" der. Sizce herkes kitap yazabilir mi? Yazmak bir yetenek midir? 
Bence yazmasınlar. Herkes yazmak zorunda değil. Hele ki wattpadde "kitabımı okur musun?" diye mesaj atanlar hiç değil. Buradan da anlaşıldığı üzere pek haz etmiyorum kendilerinden. Ama cidden ben hiç beceremem deyip mükemmel yazan çok kişi var. Birazcık mütevazi olmak gerekiyor bana göre. Yazmak, bir yetenek tabii. Ama yazmadan önce okumalarından da yanayım ben. Kendini geliştirmeden bodoslama dalmasınlar. Sadece yazarlığa değil, hayattaki hiçbir şeye. 

* Yazma ritüelinizden bahseder misiniz? Mesela hangi ortamda, hangi metaryallerle, hangi müzikle ve nasıl bir coğrafya da yazmayı tercih edersiniz? 
Ben, bebek sallarken başladım yazmaya. Hâlâ daha aynı konumdayken yazmaya bayılırım. Bununla birlikte müzik şart. Her müzikte yazabilirim. Yeter ki kulaklıkta son ses bir şeyler çalsın. Tabii dram yazmak için slow müzik şart. En azından aklımdakileri yazıya dökebilmek için. 

* Yazmak isteyen ancak nasıl yazmaya başlaması gerektiğini bilmeyenler için tavsiyeleriniz var mı? 
Bu konuda tavsiye isteyen çok. Lakin, samimi söylüyorum ki verebilecek bir cevabım yok. Bodoslama daldım ben yazma işine. Hâlâ daha aynıyım.

* Bir gün kurgu olmayan bir şey yazmayı düşünüyor musunuz?
Her bölümü birbirinden bağımsız olan hikayeleri çok seviyorum aslında. Lakin yapabileceğimi de sanmıyorum. Bazı türleri sadece okumakla yetinmek çok daha iyi bence. 

* Bir yazar olarak okuduğunuz ve beğendiğiniz yazarlar kimler?
Wattpadde tabii ki Beyzanur Yılmaz, Gamze Ertem, Eda Nur Yılmaz ve Özlem Yalçınkaya. Hepsi ayrı türden ve okuduğumda ben niye böyle yazamıyorum diye tribe sokan yazarlar. Tek tek sevdiğim bir kaç yazar da var tabii. Kitap olarak kendi yazdığım türün dışında okumaya bayılıyorum. Özellikle de gizem gerilim. Tess Gerritsen, Harlan Coben ve Dan Brown gördüğümde kesinlikle o kitabı almadan geçemeyeceğim yazarlardan. 

* En son hangi kitabı okudunuz?
Ölü Ozanlar Derneği. Üçüncü kez okuduğum bir kitaptı. 

* Yayımlanan dört kitabınız var. Son kitabınızın yayınının üstünden bayağı zamanda geçmiş. Yakında yeni kitap veya yeni projeler var mı? 
Şu an wattpadde kalmak, istediğim tek şey. Her gördüğüm hikaye kitap oluyor, o arada kaynatmaktansa hiç yayınlamamayı tercih ediyorum şahsen. 

* Asıl mesleğiniz nedir?
Uzun zamandır tek işim anne olmak. Cidden, bence en zor meslek. 

* Yazmak sizin için hayat boyu sürecek serüven mi? Yoksa yazmayı bırakmayı düşündüğünüz bir zaman var mı?
Şu an için bilmiyorum. Bir çok kez düşündüm aslında bırakmayı. Ama bana iyi hissettiren nadir şeylerden, yazmak. 

* Günümüzde gençlerin sosyal medya sitelerinde çok zaman geçirmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Her şey telefonlara bağlı artık. Önceden telefonu bir yerde unutabiliyor ve önemsemiyorduk. Şu an, unutursan ölürsün gibi bir algı var sanırım. Kimseyi yargılayamıyorum bu konuda. Ben de telefonsuz yaşayamayanlardanım. Benimki daha çok kulaklık ve müzik ilişkisi gerçi. 

* Günümüz gençliğine üç tavsiye verecek olsaydınız bunlar ne olurdu?
Sosyal medyada başlayan ilişkileri gözden geçirmeleri.
Saçma sapan diziler yerine kitaplara yönelmeleri. 
Ve kesinlikle keşke diyecekleri şeylerden uzak durmaları. 

* Kitaplarınızda yayımlandıktan sonra şunu yazsaydım yada şunu yazmasaydım dediğiniz oldu mu?
Yazmak istediğim ve asla cesaret edemediğim tek şey gerilim. Katil Kim’i yazmasaydım, ben yapamıyorum dediğim çok oldu. Kendileri en kısa hikaye dalına aday bu yüzden. Şunu yazsaydım dediğim hiç olmadı, çünkü hepsi yayında. 

* Yazmadığınız zaman ne yaparsınız?
Büyük bir ihtimalle baş ağrısından ölüyorumdur. 

* Kitap fuarlarıyla ilgili düşünceleriniz nelerdir?
Sadece tek bir fuara katıldım yazar olarak. Çok cana yakın ya da insanlarla iletişim kurmaya meyilli biri olmadığımdan bir daha denemedim. Yazar olarak değil de, okur olarak asla kaçırmam ama. Binlerce kitabın bir arada olması mükemmel bir detay çünkü. 

* Hayatınız boyunca yaşadığınız pişmanlık var mı?
Ailesini üzmeyi göze alamayan bir insandım. Bazen, keşke demiyor değil insan. 

* En büyük korkunuz nedir?
Yılandan korkmam yalandan korktuğum kadar derler ya. Hah işte, bence tam tersi olmalı o söz. 

* Aşk sizce nedir? İlk görüşte aşk var mıdır?
Bence aşk sadece kitaplarda ve filmlerde var. 

* Okurlarınızla aranızda nasıl bir bağ var?
Ben normalde insanların görünce ne nemrut bu ya dediği bir insanım. Wattpadde kesinlikle başkalaşıyorum. Okurlarla arkadaş, anne kız, kardeş, abla ilişkim var. Buluştuklarım da var aralarında. Ve buluştuğumuzda hiç kimseye sarılmadığım gibi sarılıp asla bırakmak istemediklerim de var. Bir çoğu artık sadece okur değil benim için o yüzden. 

* Ulaşamadığınız biri ile sohbet etme şansınız olsaydı bu kim olurdu? Neden?
Annem. Ve kesinlikle dedikodu yapmak isterdim. Babam emekli olduğundan beri telefonları yüzüme kapatıyor yahu.

* Hayatta en çok kıymet verdiğiniz kişi?
Kişiler. Kesinlikle oğullarım.

* Son olarak eklemek istedikleriniz var mı ya da okurlarınıza mesajınız var mı?
Cidden çok seviyorum hepsini. Yeri geliyor eşime atamadığım tribi onlara atıyorum. Yeri geliyor onların tiplerini çekiyorum. Hepsi tek tek, sandıklarından daha çok değerliler benim için. 

Didem Hanım keyifli bir sohbet oldu. Umarım ilerleyen zamanlarda sizi yine bloğumda konuk edebilirim. Zaman ayırıp röportaj yaptığınız için tekrar teşekkür ederim. Yolunuz açık, okurunuz bol olsun.
Ben teşekkür ederim. 

Yorumlar

  1. Çok güzel bir sohbet, yazan biraz ruh ikizime benziyor ancak yılan korkusu farklı, ben örümcekten korkarım

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mücahit;
      Gerçek yılan görsen eminim örümcek yanında sivrisinek vızıltısı kalır.

      Sil
  2. Gerilim,sanırım ben de yazamazdım :)
    Her hafta günler geçse bile okumaya gayret ediyorum bu söyleşileri :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yurdagül Çelik;
      Gerilim zaten okumak bile büyük cesaret işi. Çok teşekkürler :)

      Sil
  3. Ölü Ozanlar Derneği'ni ben de okudum. Harika bir kitap. Keyifli bir röportajdı. Emeğinize sağlık :)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Fikirlerinizi paylaşırsanız sevinirim.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Zeynep Sahra - Elmalı Turta

Merhabalar Zeynep Sahra'nın Ayçöreği hikayesi Elmalı Turta ile son sürat devam ediyor. Öncelikle yeniden belirtmek istiyorum bu kitap Ayçöreğinin devam kitabı. Yani öncelikle Ayçöreğini okumalısınız.

Tüm Zamanların En Güzel Kadını : Prenses Fevziye

Kavalalı Mehmet Ali Paşa soyundan, Mısır'ın ilk kralı Fuad'ın kızı; yine Mısır'ın son kralı Faruk'un kız kardeşiydi Prenses Fevziye.

Poy Baharatı Nedir? Nerelerde Kullanılır?

  Merhabalar Baharat kullanmayı sever misiniz?

Kadir İnanır Kimdir?

 

Kolay Kredi Veren Bankalar

 

Ege Soley - Pazartesi Mektupları Kitap Alıntısı

 

6 Mantı

 

25 Mart 2024 Pazartesi Altın Fiyatları

 

Borsada Kredili İşlem Nedir?

 

Fatih Murat Arsal Tüm Kitap Yorumları