Merhabalar
Haziran ayının ortalarına geldik.
Her hafta olduğu gibi bu hafta da bloğumda yine bir yazar konuğum var. Bu hafta Sayın Ali Yılmaz bey ile çok güzel bir röportaj gerçekleştirdik. Sizleri bu keyifli röportaj ile başbaşa bırakıyorum.
Yeni yazılarımda görüşünceye dek, kendinize çok iyi bakın. Güzel, sağlıklı, mutlu ve kitaplarla dolu bir hafta sizlerle olsun.
Hoşçakalın.
Ali Bey öncelikle bloğuma hoşgeldiniz.
Bu güzel röportaj için şimdiden teşekkür ederim. Dilersiniz
sorularımıza geçelim.
Öncelikle bana bu şansı tanıdığınız için size teşekkür
ederek söze başlamak istiyorum.
Bloğuma konuk olduğunuz için asıl ben teşekkür ederim.
Bloğuma konuk olduğunuz için asıl ben teşekkür ederim.
* Kısaca kendinizden bahseder misiniz?
Ben Ali YILMAZ, 1974 Gaziantep doğumluyum. İlk, orta
ve lise eğitimimi Gaziantep’te tamamladım. Atatürk Üniversitesi Turizm ve Otel
İşletmeciliği ön lisans mezunuyum. 1994’ten beri Antalya/Manavgat’ta yaşıyorum.
İngilizce-Türkçe dillerinde yeminli tercümanım.
* Yazmaya ne zaman başladınız?
Ben 01 Kasım 2015’te yazmaya başladım.
* Kitap yada genel olarak yazma konusunu
nasıl seçiyorsunuz? Etkileşim var mı? Yoksa tamamen tesadüf
mü? Yani kurguyu önceden mi belirlersiniz? Yoksa bütün olay örgüsü
siz yazdıkça mı gelişir?
Öncelikle ben roman yazıyorum. Şimdiye kadar
yayınlanmış iki kitabım var. Her iki romanımı da gerçek hayattan esinlenerek
yazdım. Fakat her ne kadar gerçek yaşamdan alınsa da kurgu mutlaka vardır.
* Kimsenin okumayacağını bilseniz bile
yazmaya devam eder miydiniz?
Bir yazar için ek kötü şey eserinin okunmaması. Fakat
hiç kimse bunu öngöremez. Şahsen ben hiç okunmayacağını bilsem yazmazdım.
* İlk kitabınızı çıkarmaya nasıl ve ne zaman
karar verdiniz?
İlk kitabım 1. Dünya savaşı sonrasında Gaziantep’te
yaşanan Fransız işgalini konu alan bir yazı yazmıştım. Daha sonra kitap yapmaya
karar verdim ve 2018 yılında kitabı bastırdım.
* İnsanların çoğu "hayatımı yazsam
roman olur" der. Sizce herkes kitap yazabilir mi? Yazmak bir yetenek
midir?
Aslında doğru, herkesin hayatı roman olur fakat okunur
bir roman olması için çok enteresan bir yaşamın konu olması lazım. Herkes kitap yazabilir mi, evet yazabilir fakat çok
kolay değil.
* Yazma ritüelinizden bahseder misiniz?
Mesela hangi ortamda, hangi metaryallerle, hangi müzikle ve nasıl bir coğrafya
da yazmayı tercih edersiniz?
Ben genelde gece saat 12’den sonra yazarım. Genelde
bilgisayar kullanırım. Yazarken genelde fon müzikleri dinlerim.
* Yazmak isteyen ancak nasıl yazmaya
başlaması gerektiğini bilmeyenler için tavsiyeleriniz var mı?
Bir yerden başlamak gerektiğini düşünüyorum. Çünkü
başlamak başarmanın yarısıdır. Yazmaya başlayan kişi zaten yazdıkça tecrübe
kazanacaktır.
* Bir gün kurgu olmayan bir şey yazmayı
düşünüyor musunuz?
Evet, yazabilirim ama bir roman yazıyorsanız yine de kurgu
şart.
* Bir yazar olarak okuduğunuz ve
beğendiğiniz yazarlar kimler?
Benim en çok beğendiğim yazar Afgan kökenli Khaled
Hosseini.
* En son hangi kitabı okudunuz?
En son okuduğum kitap Nurcan Ateş’in yazdığı işgal
yıllarında yaşanan bir aşkı konu alan İşgal-i Aşk.
* Yayımlanan iki kitabınız var ve son
kitabınız raflarda yeni yerini almış. Bol okurlu olsun inşallah. Yine de
yakında yeni kitap veya yeni projeler var mı?
İnsan yazmaya başladı mı duramaz. Ben de 3. Kitabım
Cevdet Bey’i yazıyorum. Hedefim 3. Kitabı da Ekim ayında piyasaya sürmek.
* Asıl mesleğiniz nedir?
Kendime ait küçük bir tekstil şirketim var. Onun
dışında yeminli tercümanlık yapıyorum. Hedefim asıl mesleğimin sadece yazarlık
olmasıdır.
* Yazmak sizin için hayat boyu sürecek
serüven mi? Yoksa yazmayı bırakmayı düşündüğünüz bir zaman var mı?
Samimi olmak gerekirse yazmaya geç bile kaldığım
söylenebilir. Hedefim hayat boyu yazmak. Ama kendimi yetersiz gördüğüm anda son
vermek isterim.
* Günümüzde gençlerin sosyal medya
sitelerinde çok zaman geçirmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Üzülerek belirtmek isterim ki sosyal medyadan dolayı
gençlerimizin büyük bir bölümü internet bağımlısı ve böyle giderse onları parlak
bir geleceğin beklemediği ortadadır. Aslında internet çift taraflı bir madalyon
gibidir. Bilinçli kullanıldığında çok faydalı olduğu kadar bilinçsiz kullanım
ise beraberinde ciddi sorunlar getirmektedir.
* Günümüz gençliğine üç tavsiye verecek olsaydınız
bunlar ne olurdu?
Eğer üç tavsiye verecek olursam; birincisi çok
çalışmak, ikincisi dürüst olmalarını ve sahip oldukları kültüre sahip
çıkmalarını tavsiye derim.
* Kitaplarınızda yayımlandıktan sonra şunu
yazsaydım yada şunu yazmasaydım dediğiniz oldu mu?
Elbette oluyor, yazar kendi eserine bir okur gözüyle
bakamıyor. O nedenle yazarlar en çok kendi eserlerindeki cümlelerin altını
çizerler.
* Yazmadığınız zaman ne yaparsınız?
Yürüyüş yaparım, kitap okurum ve tavla oynarım. Bu
arada belirtmek isterim, iyi bir tavlacı olmakla beraber 5 turnuva birinciliğim
var.
* Kitap fuarlarıyla ilgili düşünceleriniz
nelerdir?
Fuarları çok faydalı buluyorum. Özellikle öğrencilerin
fuarlara gösterdikleri ilgi beni çok mutlu ediyor. Onlara erken yaşta kitap
sevgisi aşılanıyor.
* Hayatınız boyunca yaşadığınız pişmanlık
var mı?
Kimin pişmanlığı olmaz ki. Cümle içinde kullandığımız
her keşke bir pişmanlığın göstergesi değil midir?
* En büyük korkunuz nedir?
Çok soğukkanlı biriyim. Sanırım korkularım yok.
* Aşk sizce nedir? İlk görüşte aşk var
mıdır?
Aşkın tanımını tam olarak bilen biri varsa bana da
söylesin. İlk görüşte aşka inanmam ama ilk görüşte pozitif enerjiye inanırım.
Çünkü aşk ilk görüşte içine düşülecek kadar basit bir kavram olmasa gerek.
* Okurlarınızla aranızda nasıl bir bağ var?
Ben mümkün olduğu kadar iletişim içinde olmayı
istiyorum. Okurların fikirlerine çok değer veririm. Yapıcı eleştirilerin bana
pozitif yönde katkı yaptığına inandığım için okurla bağımın güçlü olmasını
isterim.
* Ulaşamadığınız biri ile sohbet etme
şansınız olsaydı bu kim olurdu? Neden?
Burada yazmaktansa sizinle bu konular hakkında
karşılıklı sohbet etmeyi yeğlerdim. Çünkü çok daha iyi olabileceğini
düşünüyordum.
* Hayatta en çok kıymet verdiğiniz kişi?
Kimsenin kırılmasını istemem ama rahmetli babamdan
sonra en çok değer verdiğim kişi kesinlikle annemdir.
* Son olarak eklemek istedikleriniz var mı
ya da okurlarınıza mesajınız var mı?
Benim anne ve babalara bir mesajım olacak. Çocukları
okumaya teşvik etmek için iyi birer örnek olmalarını istiyorum. Ailece okuma
saatleri tertiplesinler ve çocukları sosyal medya platformundan biraz olsun
uzak tutsunlar.
Size ayrı bir paragraf açmak istiyorum. Öncelikle
hazırladığınız sorular ve samimi sohbetiniz için size çok teşekkür ediyorum.
Okurlara da ayrı ayrı teşekkür ediyorum. İsveçli hasta bir kadının hikâyesini
anlatan dram, macera, aşk ve farlı kültürlerin harmanlandığı romanımı
okumalarını tavsiye ediyorum.
Ali Bey keyifli bir sohbet oldu. Umarım
ilerleyen zamanlarda sizi yine bloğumda konuk edebilirim. Zaman
ayırıp röportaj yaptığınız için tekrar teşekkür ederim. Yolunuz açık,
okurunuz bol olsun.
Ne zaman arzu ederseniz ben hep burada olacağım.
Sevgiyle kalın
Hoşçakalın
ALİ YILMAZ RÖPORTAJI ÇOK VERİMLİ İDİ ÇOK TEŞEKKÜRLER.
YanıtlaSilFatih Bey;
SilÇok teşekkürler :)
Gerçekten keyifli bir sohbet olmuş, kaleminize sağlık.
YanıtlaSilEkşimtrak Sayfa;
SilÇok teşekkürler:)
Biraz okuyunca benden asla yazar olmazmış dedim :)
YanıtlaSillove house;
SilYaza yaza daha iyisi yazılır ve bir zaman sonra iyi bir yazar olmuşsun. Okumak da çok önemli. Bence yazmaya başla belki de içindeki cevheri fark etmemişsindir :)