Ana içeriğe atla

Kapı Önü Dedikoduları - Kurallar da Neymiş?

Merhabalar

Cuma gününden beri tüm hey heyler tepemde. Böyle elim ayağım boşalıyor. Durun baştan anlatayım.
İşyerimizde bir yemekçimiz var. Kendisi sürekli hasta ve yemek yaparken maske kullanması zaten zorunluyken, hasta olduğunda iki katı zorunlu hale geliyor. Çalıştığım şirket aile şirketi tarzında bir yer olduğundan ve bu kadınla da senelerdir çalıştıklarından dolayı (maddi olarakta kendisini çok güzel acındırmış bilin istedim) hadi idare etmişler. Ancak İSG kuralları gereği zaten yemek pişirilen ve servis yapılan alanlarda eldiven ve maske kullanımı zorunlu. İşyerinde de bu işlerden ben sorumlu olduğumdan dolayı kadını kaçtır uyarıyorum. Ama bana mısın? demiyor. O derece de pişkin bir kadın. Neyse durum böyleyken yine maske takması konusunda uyardım. Bunu söylememle kadının üstüme yürümesi neredeyse bir oldu. Maske takamazmış!... Nefes alamıyormuş maske ile. Bende "senin mikroplarını çekmek zorunda değiliz!...Sürekli hastasın ve tüm personel hasta oluyor!..." dediğimde film koptu ve atışmaya başladık. Kadın 58 yaşında ama 3 yaşında çocuğun yapmayacağı şekilde olayları saptırmaktan tutunda, benim kendisinin ayağını kaydırmaya çalıştığıma ve bedduaya kadar vardırdı tartışmayı. Yaşına hürmeten, kendimi tutabildiğim ve kırmamaya çalışarak cevap verdiğim halde kadın halen konuşmaya devam etti. Bu esnada patronlar olayı duydukları halde ne şiş yansın ne kebap hesabı tek kelime etmediler. Bu sinirle bende patronlarla konuştum. Güya konuşacaklarını söylediler ve dün de aynı şekilde olunca aklı sıra bana laf sokmaya çalışınca bende devreler hepten yandı. Patronlara dedim "siz bu işi çözemezseniz, burada fena hır çıkacak. Mikroplarını etrafa bulaştırıp duruyor!..." Sonra patronlar güya konuştu ama kadın o kadar arsız ki; hiçbir şeyi kabul etmediği gibi kendisini haklı çıkarmak adına bağıra bağıra konuşuyor. Beddualar desen aynen devam.

Ama burada suçu kadında bulmamak lazım. Bir patron olarak eğer personelinin sesi senden çok çıkıyorsa burada bir yanlışlık var demektir. Yıllardır çalışma hayatının içindeyim. Hiçbir çalıştığım şirkette böyle bir arsızlık görmedim. Sonuçta işyeri kuralları var ve bunlara uymak ve işveren iyiniyetli diye, iyiniyetini de suistimal etmemek gerek. Bugün halen daha maske takmamış durumda ve kimsede gık demiyor. Yazık ki kendi tepenize çıkardığınız kişileri kendiniz indirmezseniz, ileride şirketi bile ele geçirecek duruma getirisiniz. Otorite eksikliği olan şirkette maalesef kuralları takan da olmuyor. Küçük işletmelerin maalesef ki kötü taraflarından biri de çok fazla yüz göz olunması ve personelde bunu çok güzel kendi lehine kullanıyor.

Şu anda bu kadınla konuşmuyoruz. Zaten kendi yemeğimi kendim evden getirdiğimden (mide-bağırsak sorunları nedeniyle her yemeği yiyemiyorum) bu kadınla muhatap olmak yada yaptığı yemeği yemek durumunda değilim. Hoş yemek parası ondan çıkmıyor. Sonuçta yemeği yaptığı için parasını alıyor ama yine de bunca tartışmadan sonra açıkçası onun yaptığı yemeği yemediğim içinde mutluyum.

Sayın işverenlerin iyi niyetlerini suistimal eden sayın çalışan arkadaşlar. Bu davranışlar yüzünden maalesef ki, gerçekten hakkıyla her kurala uyan kişilerde araya kaynıyorlar. Bunu da bilin istedim.

Sevgili işverenler!... Sizlerde laf geçiremediğiniz personeline yol verseniz hiç bir sıkıntı çıkmayacak. Bu şekilde davrandığınız sürece ne laf geçirebilir, ne de kuralları uygulatabilirsiniz. Ayrıca arsız personelin kendisini haklı görmeye devam etmesi de cabası. 

Yazık ki bazen mecburen istemediğimiz ortamlarda para yüzünden çalışmaya devam ediyoruz. Ne acı.

Yeni notta görüşmek üzere.

Hoşçakalın.

Yorumlar

  1. sıkıntılı bi durum ama ülkemizde bu tür şeyler normal hale geldi gibi..patronlar ya gerçekten acıyor çalışanına /bu işin için de başka bişiler var gibi..siyasi güçler girmişse araya çözülmesi zor olabilir..😊

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ertuğrul Yıldırım;
      Bu işte olan şeyi söyleyeyim. Kadın 9 senedir burada çalıştığından kendisini acındırmış. Alabildiği tüm yüzü de almış. Şimdi kimse laf geçiremiyor. Olay bu.

      Sil
  2. Eğer düzenli bir çalışan iseniz bu otorite boşlukları, lakayt davranışlar hemen gözünüze çarpar. Ve zamanla da çekilmez bir hal alır. O patronlar ile zor ama umarım çözülür.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Erhan Çakırlar;
      Çözülmedi ve çözülmez de. Maalesef yüzsüzün önde gideni.

      Sil
  3. Sizi çok iyi anlıyorum. İnsanın asabı bozulmayacak gibi değil.
    Kobi tipi işletmelerde sizin gibi düzen ve kurumsallık, etik, iş standartları gibi hassasiyetleri olan kişiler hep çok sıkıntılar yaşar maalesef.
    Akıl vermek olarak almazsanız yapılabilecek şeyler var. Öncelikle kobi çalışanlarıyla sözlü ikazlarla sonuç alamazsınız.
    Eğer o birimin denetimi sizin sorumluluğunuzdaysa önce o işin yapılış standartlarını yazıya dökmeniz, iş standartlarını (hele ki gıda gibi çok kritik bir konu olduğu için) hukuki çerçeveyle birlikte ifade eden bir metni tepe yönetimin onayına sunmanız, onayın ardından İnsan Kaynakları Birimi veya şirkette İK yoksa İdari İşler sorumlularıyla birlikte bu hanımefendiye yazılı olarak tebliğ etmeniz sorunu çözmenizi çok kolaylaştırır.
    Asla sözlü iş yapmayın ve sözlü talimat vermeyin yoksa yüzsüzlükte çığır açan kişiler görürsünüz bu hanımda olduğu gibi.
    Her şeyiniz yazılı olsun. Belli ki bu hanımefendinin yönetimde sırtını dayadığı "bir güvendiği" var. Gerekirse Sağlık Bakanlığını dahi devreye sokabilirsiniz. Tam bir sinir harbi farkındayım ama bu tiplerin arsızlığı ancak zoru görmeleriyle törpüleniyor. Ses etmezseniz cahil cüretinin en çirkin yüzünü gösterir bu tipler. Kolaylıklar diliyorum şimdiden.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. shoepera;
      Estağfurullah öyle algılamam ancak burası çok küçük aile şirketi. Zamanında bir şekilde buraya kapak atmış part time çalışıyor. Kendisini de acındırmış ve istediği zaman izin alıyor. İstediği gibi davranıyor. Sanki şirket sahibi gibi. İşverenlerde kadının yaşı var diye ses etmiyorlar maalesef. Düzelecek bir durum değil.

      Sil
  4. ay iyi çözüm olmuş kendi yemekini yemek :) ay buna benzer bişi sanki daha önce de olmuştuydu. beydada mı olmuştu yaa :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Deep;
      Kendi yemeğini kendin götürmek çok güzel. Senelerdir öyle yapıyorum. Yazılarımı di,ğer blogdan buraya çektiğimden ikinci kez okumuş oluyorsun. Yine bende okudun yani :)

      Sil
  5. Türkiye’de kurallar uyulmamak içindir. Ne güzel kendi yemeğini kendin getiriyorsun. Onunla muhatap olmak zorunda değilsin 👍

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Fikirlerinizi paylaşırsanız sevinirim.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Tüm Zamanların En Güzel Kadını : Prenses Fevziye

Kavalalı Mehmet Ali Paşa soyundan, Mısır'ın ilk kralı Fuad'ın kızı; yine Mısır'ın son kralı Faruk'un kız kardeşiydi Prenses Fevziye.

Sait Faik Abasıyanık - Karlı Hava

22 Nisan 2024 Pazartesi Altın Fiyatları

 

Cahit Sıtkı Tarancı - Kırık Bir Aşk Hikayesi

Cahit Sıtkı Tarancı'nın meşhur bir şiiri var, " Abbas" adında.

Nil Karaibrahimgil - Ben Aptal Mıyım?

 

Bugün 23 Nisan, Hep Neşeyle Doluyor İnsan

 

Şermin Yaşar, İlber Ortaylı - Cumhuriyet'in İlk Sabahı Kitap Alıntısı

 

Poy Baharatı Nedir? Nerelerde Kullanılır?

  Merhabalar Baharat kullanmayı sever misiniz?

Naime Özeren - 23 Nisan

Zeynep Sahra - Elmalı Turta

Merhabalar Zeynep Sahra'nın Ayçöreği hikayesi Elmalı Turta ile son sürat devam ediyor. Öncelikle yeniden belirtmek istiyorum bu kitap Ayçöreğinin devam kitabı. Yani öncelikle Ayçöreğini okumalısınız.