Ana içeriğe atla

Gerçek Ağyel Röportajı

Merhabalar

Günün adı pazartesi ve geldik yine röportajlara. Bugünkü konuğumuz Gerçek Ağyel. O zaman buyurun röportajımıza.
Gerçek Bey öncelikle bloğuma hoş geldiniz. Dilersiniz sorularımıza geçelim.
Merhaba hanımefendi, yeni bir yazara kendisini tanıtma imkânını sunduğunuz için teşekkür ederim. Buyurun geçelim sorulara.

* Kısaca kendinizden bahseder misiniz?
* 1984 Kars doğumluyum. Dokuz sene Emniyet Teşkilatında Polis Memuru olarak görev yaptıktan sonra 2014 yılında İstanbul Üniversite’sine geçiş yaptım ve halen burada çalışmaktayım. Evliyim ve Hasan Ali’nin babasıyım.

* Yazmaya ne zaman başladınız? 
* İlkokul üçüncü sınıfta öğretmenimin verdiği bir ödevle başladım diyebilirim. Benden günlük haberlerden ilgimi çekenleri yazmamı ve bunları arkadaşlarıma okumamı istemişti. Ortaokula başladığım sene ise Dostoyevski’nin Suç ve Ceza romanıyla tanıştım ve kitap bittiğinde yazmaya başlamak benim açımdan kaçınılmaz olmuştu.

* Kitap ya da genel olarak yazma konusunu nasıl seçiyorsunuz? Etkileşim var mı? Yoksa tamamen tesadüf mü? Yani kurguyu önceden mi belirlersiniz? Yoksa bütün olay örgüsü siz yazdıkça mı gelişir? 
*Yazmadan önce çok düşünürüm. İnsanların, doğa ve olaylarla bağlantısını yakalamaya çalışırım. Bunların bir bütünlük arz ettiğini yakaladığım zaman konu kendiliğinden seçilmiş olur. Hikâye veya kurgu ise yazdıkça gelişim gösterir. Bence, hikâyeye başlayan yazar, hikâyeyi bitiren ise hikâyenin kendisidir.

* Kimsenin okumayacağını bilseniz bile yazmaya devam eder miydiniz? 
* Benim için yazmak hiçbir zaman tam anlamıyla tatmin edemeyeceğim bir haz, bu yüzden evet kimsenin okumayacağını bilsem bile yazmaya devam ederim, edeceğim. Bu konuda karamsar da değilim zaten. Mutlaka birileri okur. Hiç kimse okumazsa bile kıymetli eşim ömrü elverdiği sürece yazdıklarımı okuyacağına söz verdi. 

* İlk kitabınızı çıkarmaya nasıl ve ne zaman karar verdiniz? 
* 2015 yılında, hikâyelerimi insanlarla paylaşma isteğimin ayyuka çıktığı bir zamanda, kıymetli eşimin ve ailemin ısrarlarıyla…

* İnsanların çoğu "hayatımı yazsam roman olur" der. Sizce herkes kitap yazabilir mi? Yazmak bir yetenek midir? 
* Hayatı yazılsa roman olacak çok fazla insan tanıdım; fakat o insanların hiç birisi hiç bir şey yazmadı. Bence her işi, o işin ehli yapmalı. Yazmakta en az yaşamak kadar bir yetenektir.

* Yazma ritüelinizden bahseder misiniz? Mesela hangi ortamda, hangi materyallerle, hangi müzikle ve nasıl bir coğrafya da yazmayı tercih edersiniz? 
* Olmazsa olmazım kahve ve sigaradır –tabii bu hiç kimseye örnek teşkil etmemeli- ortam sessiz olursa yararımadır. Gündüz not alır geceleri yazarım. Müzik yazma işi bittikten sonra (beynimin dinlenmesi için klasik müzik), özellikle rahat bir coğrafya ihtiyacı duymuyorum. Benim en güzel coğrafyam sanırım evim. Buradan eve kapanık buhran içinde bir tipleme çıkarılabilir belki ama Türkiye’nin dörtte üçünü gezmiş biri olarak bunu kesinlikle kabul etmem.

* Yazmak isteyen ancak nasıl yazmaya başlaması gerektiğini bilmeyenler için tavsiyeleriniz var mı? 
* Yazmak isteyen bireye ilk tavsiyem yeterince okuduğundan emin olmasıdır. Akademik bilgi mesleğe atılmadan önce verilir ki; kişi mesleğinin temelini alıp kendini geliştirebilsin. Yazarlığı da bir meslek olarak kabul edersek akademik bilgisi kesinlikle hiç tatmin olmadan okumaktır. Yetenek varsa zaten yazma isteği kendiliğinden patlayacaktır.

* Bir gün kurgu olmayan bir şey yazmayı düşünüyor musunuz? 
* Okurlarımla paylaşmaya değer hikâyelerim var ama henüz yeni bir yazarım ilerleyen zamanlarda kesinlikle düşünüyorum. 

* Bir yazar olarak okuduğunuz ve beğendiğiniz yazarlar kimler?
* Benim için yazarlığın zirvesi Fyodor Mihajlovic Dostoyevski’dir. Yerli olarak tarzını sevdiğim ise –kitabıma da yapıcı eleştirileri ile katkıda bulunan – Metal Fırtına romanının iki yazarından birisi olan Orkun Uçar. Bunların dışında yerli polisiyede Ali Bayram ve Gençosman Denizci ustalarım var. 

* En son hangi kitabı okudunuz?
* Montaigne- Denemeler

* Yayımlanan tek kitabınız var. Kanunsuzlar Meclisi'nin devam kitabı için hazırlık ne durumda ve kaç kitap şeklinde tamamlanacak? Bunun dışında yeni kitap veya yeni projeler var mı? 
* Kanunsuzlar Meclisi’ni beş kitap olarak tasarlamıştım; fakat üçlemede karar kıldım ve ikincisini yazmaya devam ediyorum. Buradan da anlaşılacağı üzere ilk kitabım bir devam kitabı olacak tabii kısmet olursa. Bunların dışında da hikâyelerim var ve zamanı geldiğinde kitaplaşacaklarını umuyorum.

* Asıl mesleğiniz nedir?
* Geçenlerde başarılı bir yazar arkadaşım ‘Türkiye’de yazarak hayatını kazanan yazar sayısı bir elin parmaklarını biraz geçer.’ demişti. Bu sorunuza asıl mesleğimin yazarlık olduğu cevabını vermeyi çok isterdim. Bu cevabı verememek ne kadar acı veriyor bir bilseniz. Asıl cevap: İstanbul Üniversitesinde Bilgisayar İşletmeniyim.

* Yazmak sizin için hayat boyu sürecek serüven mi? Yoksa yazmayı bırakmayı düşündüğünüz bir zaman var mı?
* Ömrüm ve aklım el verdiği sürece yazacağım. 

* Günümüzde gençlerin sosyal medya sitelerinde çok zaman geçirmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?
* Günümüzde sosyal medyadan daha revaçta olan bir şey ne yazık ki yok. Gençler sosyal medyadan gerçek hayatla ilgili yararlı bir şeyler öğrenebilirlerse ne ala, yoksa bu tahribatın ne derece büyük boyutta olduğuna sanırım önümüzdeki on yılda canlı tanık olacağız. 

* Günümüz gençliğine üç tavsiye verecek olsaydınız bunlar ne olurdu?
* Çok okumalılar, çok düşünmeliler, farklı kültürleri tanıyabilmeleri ve beyinlerindeki hiç çalışmamış olan nöronları harekete geçirmeleri için ellerinden geldiğince gezmeliler.

* Kitaplarınızda yayımlandıktan sonra şunu yazsaydım ya da şunu yazmasaydım dediğiniz oldu mu?
* Konusunda veya kurgusunda ekleme-çıkarma düşündüğüm bir şey olmadı; fakat kitabın arka sayfalarından birinde teşekkür metni olsaydı iyi olurdu. Sanırım ikinci kitapta böyle bir şey yapacağım.

* Yazmadığınız zaman ne yaparsınız?
* Okurum, gezerim, insanları izlerim sonra 3 yaşında bir oğlum var boş zamanda neymiş.

* Kitap fuarlarıyla ilgili düşünceleriniz nelerdir?
* Katıldığım imza günlerinden edindiğim izlenim, gençlerin kitap fuarlarına ve kitaba olan ilgisinin umut verici olduğu yönünde.

* Hayatınız boyunca yaşadığınız pişmanlık var mı?
* Hayatında pişmanlığı olmayan kimse yoktur burası kesin. Benimde fazlasıyla var ve en önemlilerinden biri henüz genç sayılsam da daha genç yaşta kitabı çıkmış bir yazar olabilirdim.

* En büyük korkunuz nedir?
* Oğlum doğana kadar öyle büyük korkularım yoktu; fakat O doğduktan sonra sanırım en büyük korkum O’na zarar gelmesi veya O’nu kaybetmek.

* Aşk sizce nedir? İlk görüşte aşk var mıdır?
* Bence aşk kalıcı olan sevgiden önceki geçici bir haldir. İlk görüşte aşk vardır ve ilk görüşte olması da geçiciliğini kanıtlar. Aslolan kalıcı sevgi ve saygıdır. Birde aşk haşarıdır, patavatsızdır, paspaldır. Sevgi ise erdemlidir, sakindir ve asildir. Uzattıysam affola. 

* Okurlarınızla aranızda nasıl bir bağ var?
* Günümüz herkesi madde bağımlısı yapmıştır. Nasıl derseniz: Marketten aldığınız paketlenmiş bir gıda maddesinin üreticisi umurunuzda olmaz keza sizde onun umurunda değilsinizdir. Aldığınız telefon ya da bilgisayarın mühendisiyle bir araya gelme olasılığınız sıfıra yakındır. Tapusunu aldığınız evin sürdüğünüz arabanın veya taktığınız takının tasarımcısıyla sohbet etme imkânınız yüzde kaçtır ki? Tüm bunlardan sebep bir kitabın okuruyla buluşması ve düzenlenen imza günlerinde okurunda yazarıyla buluşması bir mucize değil de nedir? Okurlarımla aramdaki bağ hasır bir halat gibi kopması için birinin çok uğraşıp saatlerce kesmesi gerekir. 

* Ulaşamadığınız biri ile sohbet etme şansınız olsaydı. Bu kim olurdu? Neden?
* Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı ile ülkemizin nasıl daha refah ve yaşanılası bir ülke olabileceğini tartışacağımız bir sohbet içinde olmak isterdim.

* Hayatta en çok kıymet verdiğiniz kişi?
* Klasik bir cevap olacak ama yapacak bir şey yok. Eşim, oğlum, ailem. 

* Son olarak eklemek istedikleriniz var mı ya da okurlarınıza mesajınız var mı?
* Beni bu platformda ağırladığınız ve görüşlerime verdiğiniz kıymet için sonsuz teşekkürler. Bu röportajı okuyanlara da teşekkür ediyor sevgilerimi sunuyorum. Eklemek istediğim şu var: Herkes okumalı ama çok okumalı ve çok düşünmeli mutluluk için, gelecek için bunlar şart. Okurlarıma en derin sevgi ve saygılarımı sunuyorum iyi ki varlar. İlerleyen zaman içerisinde yeni projelerle karşılarında olacağım. Takip ederlerse çok mutlu olurum.

Gerçek Bey keyifli bir sohbet oldu. Umarım ilerleyen zamanlarda sizi yine bloğumda konuk edebilirim. Zaman ayırıp röportaj yaptığınız için tekrar teşekkür ederim. Yolunuz açık, okurunuz bol olsun.

Yorumlar

  1. Sayende ne güzel insanlar tanıyoruz.Tabi ki senin tanıttığın yazarları da söyleşi sonrası mutlaka internetten araştırıyorum.Yolları açık olsun.Senin desteğin de inkar edilemez :) Öpüyorum seni şekercik :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sağol canım. Elimden geldiği kadar tüm yazarlara ulaşmaya çalışıyorum. Öptüm bende seni şeker :)

      Sil
  2. yazma kısmı, sigara dışında sevdim bak. herhalde öyle yazılır yanii :) bu sohbet de keyifliydiii :) bi deee, senin sohbet ettiğin yazarların bir tekini bile duymamıştım. iyi oldu sayende bir dolu yeni yazarımız olduğunu öğrendim yaniii sendeen :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet çoğu duyulmamış yazarlar. Ben genelde herkesi takip etmeye çalışıyorum. Herkes emeğinin karşılığını almalı diye düşünüyorum. Deep seninle de röportaj yapsak mı:) Mail adresini verer misin :))))

      Sil
    2. röportaj mııı. bilemiyom kii. bu yazarlar gibi yanıt verebilir miyim bilmiyom yanii. ama yazmak okumak filan cevaplayabilirim tabiii. belki kişisel soruları zor yanıtlayabilirim. çok utangaç, ürkek filan olduğumdan yanii. ama elimden geldiği kadar cevaplayabilirim yanii. yani işte, blogumu filan ailem arkadaşlarım bilmez, gizli tutuyorum yaaa, bi de çok çekingenimdir ama denerim. mail adresim:TheDeeptonee@gmail.com. yani cevaplayabilirsem, seversen sen de yayınlarsın belkilim. yazarsan mail bana burdan söyle ama bu yorumun altına. blog bakmaktan unutuyom bazen günlerce maile bakmayııı :)

      Sil
    3. Ayy Deep çok mutlu oldum çok sağol. Sana en kısa zamanda soruları göndereceğim. Sevgiler :)

      Sil
    4. gelmedi ki mail, sorular. baksana, yukarda ne demiştim. gönderirsen söyle bana demiştim yaaa. maile on günde bir filan bakıyom, hep bloga bakmaktan yani. bir de günde yüzlerce bildirim geliyo yaa. twitır filan blog filan. göndersen bile görmem çok zor kii. sen söylemedin bana gönderdim demedin kiii. mail almadım yaniii. ağustosmuş demek ki bak :)

      Sil

Yorum Gönder

Fikirlerinizi paylaşırsanız sevinirim.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Tüm Zamanların En Güzel Kadını : Prenses Fevziye

Kavalalı Mehmet Ali Paşa soyundan, Mısır'ın ilk kralı Fuad'ın kızı; yine Mısır'ın son kralı Faruk'un kız kardeşiydi Prenses Fevziye.

Zeynep Sahra - Elmalı Turta

Merhabalar Zeynep Sahra'nın Ayçöreği hikayesi Elmalı Turta ile son sürat devam ediyor. Öncelikle yeniden belirtmek istiyorum bu kitap Ayçöreğinin devam kitabı. Yani öncelikle Ayçöreğini okumalısınız.

Kadir İnanır Kimdir?

 

Poy Baharatı Nedir? Nerelerde Kullanılır?

  Merhabalar Baharat kullanmayı sever misiniz?

Ege Soley - Pazartesi Mektupları Kitap Alıntısı

 

Kolay Kredi Veren Bankalar

 

25 Mart 2024 Pazartesi Altın Fiyatları

 

Aşkın Nur Yengi - Haberci

 

Borsada Kredili İşlem Nedir?

 

6 Mantı