Faruk Şükrü Yersel Mehmetcik
… Mehmet gülümsedi. Dolgun, kara bıyıklarını, iri gözleriyle süzdü.
— Onu dedi. O işte! MUSTAFA KEMAL PAŞA! Ben onu burada gördüm. Şimdi de yanına gidiyoruz değil mi beyim?
… — Mehmet, ben yaralandım. Sen bayrağı kurtar! Mehmet, bayrağı arkadaşından aldı. Çılgın bir boğa gibi gerisine fırladı. Kayaların dibinden, deve dikenlerinin arasından süzülerek nehrin kenarına geldi. O artık mukadder neticeyi anlamıştı. Kendisinin yeni ve mukaddes bir vazifeyle baş başa kaldığını hissediyor, bayrağını kurtarmak için savaşıyordu.
… Başkumandan Gazi Mustafa Kemal; Polatlı’nın kuzeyindeki tarihi tepeye çıktı. Bütün Türkiye’nin kalbi, şimdi bu en yüksek zirvede çarpıyor ve bütün Türkiye’nin gözleri bu en yüksek zirveden verilecek işarete bakıyordu!
Bütün savaş kurmayları orada idi.
57’inci Tümen kumandanı, huzurunda bekliyor, düşman uçakları el bombaları atıyorlardı.
O, sarı ve solgun çimenlerin üstünde bağdaşmış, bir elini dizine dayamış, haritayı tetkik ettikten sonra ayağa kalktı. Mavi gözlerini tümen kumandanının gözlerine dikti:
—Tümeninle Karadağ’ı alacaksın! dedi.
… — Ben yaralandım. Yüzbaşı Hasan Bey, vekilimdir!
Bir an geldi ki alaylara birer subay, taburlara subay vekilleri, bölüklere onbaşılar kumanda ediyorlardı.
Bir an geldi ki Mehmet de alnından bir kurşun yiyip tanrısına kavuşan bölük kumandanını son defa kucakladı. Bölüğün emir ve kumandasını üstlendi.
Basım Yılı : 2025
Sayfa Sayısı : 128
Dorlion Yayınları
Reklam değildir. Gönüllü paylaşımdır.
Yorumlar
Yorum Gönder
Fikirlerinizi paylaşırsanız sevinirim.