Herkese Merhaba,
Radyo tiyatrolarında sıradaki oyun açıkçası beni çok etkiledi. Sabun Köpüğü oyunu gerçekten insanın ruhuna dokunan oyunlardan. Oyunu dinlemenizi kesinlikle öneririm. Buyurun oyunun konusuna bakalım.
Sabun Köpüğü Radyo Tiyatrosu
Hazır olun... Radyonun nostaljik tınısı sizi eski bir mahallenin sıcak atmosferine taşıyor... Ve emektar bir ayakkabı tamircisinin kalbindeki sessiz hayranlığa, hüzünlü bir vedaya kulak verin: "Sabun Köpüğü".
Bu sadece bir ayrılık hikayesi değil, aynı zamanda küçük bir mahallenin samimiyetini, sessiz bir aşkın naifliğini ve anıların kalpte nasıl ölümsüzleştiğini anlatan dokunaklı bir öykü. Hikayenin merkezinde, yıllardır aynı mahallenin tozunu yutmuş, elleri nasırlı ama kalbi ince bir adam olan Halil Usta var. Mahallenin emektar ayakkabı tamircisi olarak, sadece ayakkabıları değil, aynı zamanda insanların dertlerini de dinlemiş, onlara sessizce destek olmuştur. Dükkanının o kendine has deri kokusu ve çekicin ritmik sesleri, mahallenin değişmez bir parçasıdır.
Ve yine bu mahallenin eski sakinlerinden, zarif ve vakur Zeynep Hanım... Yıllardır Halil Usta'nın dükkanının önünden geçerken ona bir tebessüm bahşetmiş, belki birkaç çift ayakkabısını tamire bırakmıştır. Halil Usta için Zeynep Hanım, mahallenin sıradan bir sakini olmanın ötesinde, kalbinde yeşeren, dillendirilmeyen bir hayranlığın, belki de tutkuya varan bir sevginin simgesi olmuştur. Zeynep Hanım'ın her gelişi, Halil Usta'nın sessiz dünyasına kısa süreli bir ışık huzmesi gibi düşer, gidişi ise buruk bir hüzün bırakırdı.
İşte o hüzünlü haber, mahallenin sokaklarında fısıltı gibi yayılır: Zeynep Hanım, başka bir semte taşınacaktır. Bu haber, Halil Usta'nın kalbine bir ok gibi saplanır. Yıllardır içinde sakladığı o derin duyguları açığa vurma cesareti hiç olmamıştır. Şimdi ise, onu bir daha görme ihtimalinin azalması, içindeki acıyı daha da artırır. O sessiz hayranlığı, bir sabun köpüğü gibi yavaşça sönmektedir.
Zeynep Hanım, taşınmadan önce son kez Halil Usta'nın dükkanına uğrar. Tamire ihtiyacı olan bir çift ayakkabısını bırakır. Bu, Halil Usta için hem son bir veda fırsatı hem de kalbindeki o gizli duyguyu bir şekilde ifade etme anıdır. O anın verdiği cesaretle, Zeynep Hanım'a karşı beslediği o derin hayranlığı, belki de biraz çekinerek, hafifçe dışa vurur. Kelimeler boğazında düğümlense de, bakışları ve sesi, kalbinin derinliklerindeki o saf sevgiyi fısıldar gibidir.
Ve son bir arzu... Halil Usta, Zeynep Hanım'dan bir anı ister. Tamire bıraktığı o ayakkabıları, Zeynep Hanım gittikten sonra saklamak, onun varlığının bir nişanesi olarak muhafaza etmek ister. O ayakkabılar, Halil Usta'nın sessiz aşkının, dillendirilemeyen duygularının somut bir ifadesi olacaktır.
"Sabun Köpüğü", sadece bir ayakkabı tamircisinin sessiz aşkını değil, aynı zamanda kaybolan bir mahalle kültürünün sıcaklığını, insanların birbirine duyduğu naif sevgiyi ve anıların kalpteki ölümsüzlüğünü hüzünlü bir şekilde anlatıyor. Halil Usta'nın tutkulu hayranlığı, Zeynep Hanım'ın vedası ve o tamirlik ayakkabıların anlamı, dinleyicinin kalbinde derin bir iz bırakıyor. Bu radyo tiyatrosu, küçük şeylerde saklı büyük duyguları, vedaların burukluğunu ve anıların teselli edici gücünü fısıldayan dokunaklı bir öykü.
Radyonun samimi atmosferinde, Halil Usta'nın çekicinin sesiyle karışan hüzünlü iç sesini, Zeynep Hanım'ın belki de farkında olmadığı o derin hayranlığı hissederken, kendi geçmişimizdeki sessiz aşkları ve buruk vedaları da hatırlıyoruz.
Bu, sadece bir radyo tiyatrosu değil, aynı zamanda kalplerimize dokunan, bir sabun köpüğü gibi uçup giden ama kalpte iz bırakan o naif duyguların hikayesi... Acaba Zeynep Hanım, Halil Usta'nın bu sessiz hayranlığını fark edecek mi? O tamirlik ayakkabılar, Halil Usta için ne anlam ifade edecek? Cevabı, radyodan yayılan o hüzünlü sessizlikte gizli...
Yeni yazılarımda görüşünceye dek, kendinize çok iyi bakın. Güzel, mutlu, huzurlu ve sağlıklı bir gün sizlerle olsun. Keyifli dinlemeler.
Hoşça kalın.
Reklam değildir. Gönüllü paylaşımdır.
Yorumlar
Yorum Gönder
Fikirlerinizi paylaşırsanız sevinirim.