Herkese Merhaba,

Radyo tiyatrolarında sıradaki oyunumuz bir yetiştirme yurdunda geçen Bugün Senin Doğum Günün. Oyunu beğendim beğenmesine ama sonu beni pek tatmin etmedi. Ama yine de dinlediğim için memnunum. Buyurun konusuna göz atalım.

Bugün Senin Doğum Günün Radyo Tiyatrosu

Yetiştirme yurdunun o tanıdık, hafif hüzünlü atmosferi bugün daha da yoğun hissediliyordu. Duvarlara sinmiş yılların sessizliği, iki genç kızın yüreklerindeki karmaşık duygularla yankılanıyordu. Kübra ve Canan... Aynı gün, aynı yurtta büyümüş, kaderin onları bir araya getirdiği iki can yoldaşı. Bugün, hayatlarının yeni bir dönemi başlıyordu; ayrılık günüydü.

Canan'ın yüzünde heyecan ve minnetin karışımı bir ifade vardı. Onu sıcak bir aile bekliyordu. Koruyucu ailesi, sadece bir yuva değil, aynı zamanda hayallerini gerçekleştirmesi için bir fırsat sunmuştu. Şehrin nezih bir semtinde, üniversiteye yakın şirin bir ev tahsis edilmişti ona. Orada, yurttan bir diğer arkadaşıyla birlikte yaşayacak, yeni bir hayata adım atacaktı. Gözleri parlıyordu, geleceğe dair umut dolu hayaller kuruyordu.

Kübra'nın içindeyse bambaşka bir fırtına kopuyordu. Onun için yurt, sadece bir barınak değil, aynı zamanda bildiği tek "ev"di. Kimsesizdi. Ailesine dair hiçbir anısı yoktu. Yurttan ayrılmak, onu tam anlamıyla boşluğa bırakmak anlamına geliyordu. Canan'ın mutluluğuna içtenlikle seviniyor olsa da, kendi yalnızlığı kalbini bir gölge gibi sarıyordu. Ayrılık anı yaklaştıkça, içindeki burukluk daha da artıyordu.

Eşyalarını toplarken, Canan'la geçirdikleri yılların anıları zihninde bir film şeridi gibi geçiyordu. Gizli saklı yenen gofretler, gece fısıltıları, ortak hayaller... Şimdi hepsi geride kalacaktı. Canan, yeni bir hayata yelken açarken, o, meçhul bir geleceğe doğru savrulacaktı.

Tam ayrılık vakti geldiğinde, yurt görevlisi son evrakları imzalattırırken, Kübra'nın gözü masanın üzerinde duran eski bir dosyaya takıldı. Görevlinin bir anlık dalgınlığından faydalanarak, dosyanın arasından kaymış, sararmış bir belgeyi hızla eline aldı. Kalbi hızla çarpmaya başlamıştı. Belgedeki satırlar, hayatına dair şimdiye kadar bilmediği, inanılması güç bir gerçeği fısıldıyordu.

Belgede yazanlar, Kübra'nın tüm dünyasını alt üst etmişti. O da aslında tamamen kimsesiz değildi. Bir ailesi vardı... Ve bu aile, Canan'ın yeni koruyucu ailesiydi! Belge, Canan'ın koruyucu ailesinin, yıllar önce kaybettikleri kızlarının ikiz kardeşini aradıklarını gösteriyordu. Kübra ve Canan... Onlar, kaderin acı bir oyunuyla birbirinden ayrı düşmüş ikiz kardeşlerdi.

Kübra'nın zihni karmakarışıktı. Şok, şaşkınlık, tarifsiz bir heyecan ve derin bir merak aynı anda içini kemiriyordu. Neden bunca yıl bu gerçek ondan saklanmıştı? Canan bu durumdan haberdar mıydı? Şimdi ne yapmalıydı?

Canan, kapıda onu bekleyen koruyucu ailesinin sıcak gülümsemesiyle vedalaşmak üzereydi. Kübra, elindeki buruşuk belgeye sıkıca tutunmuş, boğazındaki düğümü çözmeye çalışıyordu. O an, yurt kapısından içeriye doğru son bir kez baktı. Canan'ın mutlulukla dolu yüzünü gördü.

İşte o saniye, Kübra hayatının en zor kararını vermek zorunda kaldı. Bu sırrı Canan'la paylaşmalı mıydı? Yoksa Canan'ın yeni başlayan mutlu hayatına bir gölge mi düşürmeliydi? Belki de bu bilgi, her ikisinin de hayatını sonsuza dek değiştirecekti.

"Bugün Senin Doğum Günün," sadece bir ayrılığın değil, aynı zamanda beklenmedik bir sırrın ortaya çıkışının ve bu sırrın iki genç kızın hayatını nasıl derinden etkileyeceğinin dokunaklı hikayesiydi. Radyo tiyatrosu, dinleyicileri aile bağlarının karmaşıklığı, kaderin cilveleri ve en önemlisi, gerçeğin ortaya çıkışının yarattığı sarsıcı etkiler üzerine düşünmeye davet ediyordu. Kübra'nın elindeki o gizli belge, sadece bir kağıt parçası değil, aynı zamanda iki kız kardeşin geleceğini yeniden yazacak bir dönüm noktasıydı.

Yeni yazılarımda görüşünceye dek, kendinize çok iyi bakın. Güzel, mutlu, huzurlu ve sağlıklı bir gün sizlerle olsun. Keyifli dinlemeler.

Hoşça kalın.

Reklam değildir. Gönüllü paylaşımdır.