Abdurrahman Akpınar Hafıza Azabı
1759 yılında V. kasabasında bittiği düşünülen ama başladığının ne zaman anlaşılacağı bilinmeyen hikâye, 1922, 1987 ve 2041 yıllarına uzanarak zamanın, hafızanın ve ölümsüzlüğün katmanlarında geziniyor.
Hafıza Azabı, bir yazarın hem hafızayla hem de yazma eylemiyle yüzleştiği, dilin sınırlarını sorguladığı, çok katmanlı bir roman. "Hangi yazar?" sorusu tabii ki sorulması gereken bir soru olarak karşımızda duruyor. Kahramanın hafızası ve ölümsüzlük arayışı yazıyla birbirine düğümlenirken her cümle hafızanın ağırlığını ve azabını derinleştiriyor.
Roman yalnızca bir olaylar zincirini anlatmakla kalmıyor; dilin, hafızanın ve yazının sınırlarında dolaşıyor. V. kasabası, ölümsüzlük ve ölümün kesişim noktasında, alegorik imgelerle yazarın arayışına rehberlik ediyor. Kahraman, hafıza ve yazı arasındaki gerilimde şu soruyu soruyor: "Hafıza bir azap mı, yoksa ölümsüzlüğün bedeli mi?"
Basım Yılı : 2024
Sayfa Sayısı : 696
Kitapyurdu Doğrudan Yayıncılık (KYD)
Reklam değildir. Gönüllü paylaşımdır.
Yorumlar
Yorum Gönder
Fikirlerinizi paylaşırsanız sevinirim.