Çamaşır Kurutma Makinesi Deneyimim

Merhabalar

İki ay önce hayatıma giren çamaşır kurutma makinesinin eve geliş hikayesini ve deneyimlerimi anlatmak istiyorum. Öncelikle neden kurutma makinesi almaya ihtiyaç duydum? Bundan başlayalım.

Evimiz 3+1 konseptte. İki oda bizim için ve kalan odayı da mutfak yanında kiler ve çamaşır kurutma odası olarak kullanmaktaydım. Geçen sene duvarlarda başlayan küflenmeyi ilk etapta çok dikkate almadım. Temizliğe gelen ablaya sildirip hatta üstünü bile kapattım denilebilir. Ta ki bu seneye kadar. (Evimde balkon var ancak Eskişehir'de kışın ne yazık ki balkonda çamaşır kurutma yapamazsınız. Hava şartları ve ne yazık ki is kokusu paha biçelemez. El mecbur evde kurutma yapıyorsunuz. Balkona asanlar var evet ama ben o gruba dahil değilim. Hiç olamadım.)

Mercimek çorbası yapmaya karar verdiğim gün mercimekleri tabağa dökmemle çığlığı basmam aynı zamana denk gelir. İçinde solucanın bebekleri şeklinde bir koloni yaşamaya başlamış. Nedeni ise benim kiler odamda çamaşır kurutma işlemi yapmam, bakliyatlarım ve dondurucum bozulmasın diye odadaki radyatörü de açmamış olmam. Hoş sadece bununla kalsa yine iyi. Duvarlar ağlamaya, diğer bakliyat ve baharatlardan da kavanoz kavanoz atmaya başlayınca eşimle kurutma makinesi almaya karar verdik. Aslına bakarsanız aklımda kurutma makinesi almakla alakalı herhangi bir düşüncede yoktu. Ancak bizim için daha pahalıya mâl olacağı için almak daha mantıklı oldu. (Odanın duvarlarının küflenmesi, dondurucunun motorunun nemden bozulması ve bakliyatları atmak.) Bu durumlardan sonra bütçe kontrolü, kredi kartının hesap kesimi derken şubat ayının başında makineyi aldık. Alacağımız markayı eltim kullandığından biliyordum ve en uygunu da Arçelik olduğu için aldım. Diğer markalardaki fiyatlar inanılmazdı. Anlatmaya kalksam roman olur diyeyim siz anlayın.

Kurutma makinesi alırken öncelikle çamaşır makineniz kaç kg yıkama kapasitesine sahipse o kadar almanız gerekiyor. Örneğin 8 kg. çamaşır yıkama makinesi makine için 9 kg. kurutma makinesi alabilirsiniz ancak tam tersi durumda 9 kg. yıkama kapasitesi için 8 kg.kurutma makinesi alamazsınız. İçinden çıkan çamaşır makinenin dengesini bozacağı için bu önemli. 

Diğer bir hususta ısı pompalı ve A++ olması. Şu andaki kurutma makinelerinin çoğu bu şekilde ancak alırken dikkat edin B sınıfı alıyorsanız elektrik faturasında ciddi anlamda fark ediyormuş. Bu kadar detaydan sonra gelelim benim kurutma makinesi ile ilgili yorumlarıma.

Öncelikle kurutma işlemi yaparken mutlaka doğru programı kullanmalısınız. Yoksa kıyafetlerinizde ciddi anlamda bozulma, çekme, deforme olma yaşayabilirsiniz. Bunun önüne geçebilmek için 16 tane program yapmışlar. Doğru programı seçmek de bize kalıyor.

Çamaşır kurutma makinesinin benim için en güzel tarafı açık ve net söylüyorum beyaz çamaşırların hemen ortadan kalkması oldu. Her ne kadar görünmeyen yerlere sermeye kalksam da, misafir geldiğinde yine de bir şekilde görülüyordu ve bu durumdan inanılmaz rahatsızdım. Yazın havalandırarak kurutma yapsam bile, beyazları hayatta başarılar asmam. Kurut, kaldır, tertemiz.

Renkli çamaşırlar kışın benim için büyük bir sorundu. Bazen üç güne varan kurutma süreleri, yeni çamaşır yıkayamama derdini de beraberinde getiriyordu. Ve sürekli dolu bir sepette ne yazık ki bizi bekliyordu. Gören de hiç çamaşır yıkamıyorum sanacak. Ne acı. 

Evde oluşan terleme olayı kurutma makinesi ile tarihe karıştı diyebilirim. Ayrıca evdeki o dağınık görüntüde artık yok. Kurutma makinesinden çıkan çamaşırları hemen el ütüsü yapıp katladığım için artık ütü derdimde neredeyse yok denecek kadar az. Size bir örnek vermem gerekirse; haftalık iki sepet ütüden ayda ortalama sekiz sepet ütü yapar. Ancak benim bir ay boyunca oluşan ütülenecek çamaşır ise sadece bir sepet. O da tıka basa dolu değil. Normalde tişörtlerde ütü izi sevdiğim için ütülenmesini istiyorum. (Pantolon ve gömlek gibi ürünler zaten ütü istiyor ona yapacak bir şey yok.) Benim gibi takıntılı durumunuz yoksa ona bile gerek yok. El ütüsü yapın ve kaldırın. Ancak burada önemli husus şu ki; makine biter bitmez bu işlemi yapmalısınız. İçinde uzun süre beklediğinde ya da sepete çıkarıp bekletirseniz ne yazık ki ütüye gerek olacaktır. 

Makinenin özelliklerinden bir tanesi de oldu ki kurutma işlemine başladınız ama acil bir yere gitmeniz gerekti. Makinenin bitmesini bekleyemeyeceksiniz. Makine işlem bitince iki saat boyunca on dakikada bir havalandırma işlemi yapıyor. Böylece çamaşırlar hemen kırışmamış oluyor. Eve döndüğünüzde yine sıcak çamaşır oluyor ve hemen katlayıp kaldırabilirsiniz.

Kurutma makinesini biz çamaşır makinesinin üstüne bağlattık. Böylece yer sıkıntısı da olmadı. Burada dikkat etmeniz gereken bir hususu sizlerle paylaşmak istiyorum. Normal şartlarda kurutma makinesinin su haznesi var ve belli bir yıkama sonrasında bunu boşaltmak zorundasınız. Ancak çamaşır makinenizin üstüne kurulum yaptıysanız çamaşır makinesinin giderine bir aparat ile ortak bağlantı yapılıyor ve siz su boşaltma derdinden kurtuluyorsunuz. Büyük rahatlık. Tabi başka bir yere kurulum yapıldıysa yapacak bir şey yok. El mecbur o hazne boşaltılacak. 

Gelelim makinedeki en sevmediğim olaya. Her kurutma işleminden sonra filtre temizlemek. Makinenin aşağıda bir ve kazanda iki olmak üzere üç filtresi var. Aşağıdaki filtreyi yaklaşık onbeş kurutma sonrasında elektrikli süpürge ile temizleyip silmeniz gerekirken, kazandaki iki filtreyi her kurutma sonrasında temizlemeniz gerekiyor. (Kapak ve filtrenin olduğu bölgeyide nemli bezle temizlemek gerekiyor.) Aşağıya fotoğraflarını bırakacağım görürsünüz. Siyah çamaşırlardan sonra beyaz kurutma yapacaksanız ve filtre temizliği yapmazsanız geçmiş olsun. O bembeyaz çamaşırlar ne durumda olur düşünmek bile istemiyorum. Zaten filtre temziliği olmadan da düzgün kurutma işlemi yapmaz. Filtreler hassas olduğu için temizlerken güç denemesi yapmamak da çok önemli. 

Aklıma takılan bir konu var. Kimileri kurutma makinesinin filtrelerinden çıkan pamucakların normal şartlarda bizim soluğumuz havaya karıştığını söylüyor. Ne derece doğrudur bilemiyorum ama doğruysa eğer vay halimize. Resmen iğrenç ve ciğerlerimize bunu teneffüs ediyoruz.

Kazak ve triko kurutması yaptığımda ütülenmiş şekilde çıktığını ve üstündeki o tüylenmelerinden de kurtulduğumu gururla söyleyebilirim. Zaman zaman jiletle temzilediğim o iğrenç görüntüler artık kalmadı. 

Kurutma makinesindeki bir diğer hususta ne yazık ki pamuklu çamaşırların çekmesi. Özellikle beyaz çamaşırlarda ve birkaç eşofmanda bunu ne yazık ki yaşadım. Peki çok umurumda mı? Açıkçası değil. Olmasa iyiydi ama yapacak bir şey yok. Çok değerli giysileriniz varsa onları ayrıca dışarıda kurutun. 

Makinedeki bir diğer hususta program süresi hakkında. Mesela günlük kıyafetlerimi naylonlularda karışık olduğundan spor programında kurutuyorum. Program süresi 2:15 dakika. Siz öyle sanın. En erken bitirdiği üç saat. Bazen dört saati bile bulduğu oluyor. Yani o süreye çok da takılmamak gerekiyor. Zira makine içindeki nem sensörleri nedeniyle eğer ıslaklık bittiğine kanaat getirmezse ek süre vererek kurutma işlemine devam ediyor. 

Mont kurutma işleminden de bahsetmeden geçmeyelim. Süre bir saate yakın. Hassas programda kurutma yapıyorsunuz. Program bittiğinde ne yazık ki montlarda biraz nem kalabiliyor. Nedeni ise hassas programda diğer programlar gibi ek süre vermemesi. Yani adı üstünde hassas. Kurumazsa bir program var. Sepette kurutma diye onda bir kurutma işlemi yapabilirsiniz. Süresini siz ayarlıyorsunuz. Ancak ben bunu tavsiye etmem. Hafif nem kaldığından askıya asarak kurutma işlemini doğal yöntemle yapmayı tercih ediyorum. Mont sonuçta heba etmeye ve yıpratmaya gerek yok.

Bir diğer hususta kurrtmaya atarken çamaşırları makineden çıkarınca silkeleyip makineye atmanız ve atarkende fermuarlı giysilerin fermuarlarını kapatarak tersini çevirerek kurutma işlemi yapmanız. Çünkü kurutma makinesinin haznesi çamaşır makinesi gibi tıkış tıkış olmuyor. Havalandırma işlemi yapıyor ve çevirirken fermuarlar kazana çarpıyor ne yazık ki kırılıyor. Eşimin çok sevdiği yeleğinin fermuar tutuacağını kırdıktan sonra bunu anlamam büyük ironi oldu ama akıllandım ne yapalım.

Makine ne kadar sesle çalışıyor? Çok yüksek olmasa da apartman hayatında yaşıyorsanız benden size tavsiye en geç 22:30'a kalmadan kurutma işlemini bitirmiş olun. Zira gece banyoda ve sessizlikte yankılanan ses komşularınızla sürtüşme yaşamanıza sebep olmasın. Ben şu anda çalışmadığım için gündüzleri bu işelmleri bitiriyorum. Ancak çalışıyorsanız da elden gelen bir şey yok. Katlanacaklar. Mümkün mertebe gündüz kurutma yapmaya çalışın. 

Az kalsın unutuyordum. Çamaşır makinesi ile kurutma makinesini aynı anda çalıştırmamaya özen gösterin. Kazanları dengesizlikten bozmak istemeyiz değil mi? 

Peki yazın kurutma makinesini kullanır mıyım? Acil olmadığı sürece havalandırarak kurutacağım. (Beyazlar hariç.) Her ne kadar etrafta çamaşır olmamasını seviyor olsam da, her şeyin doğalı güzel sonuçta. Yazın rüzgar ve güneşte güzel güzel kurusunlar. 

Son olarak makine ilgili bir anımı paylaşmak istiyorum. Bornozlarımız beyaz renkte. Takıntılıyım 90 derecede yıkarım. Tabi bir süre sonra bornozlar kese kıvamına döndü. Ne yaptıysam düzelmedi. Aklımda yakın zamanda bornoz almak vardı. Bu arada bornozlar sapasağlam. Sadece kese gibi olduğundan yenilemek istiyordum. Neyse bornozları yıkadım ve kurutma yaptım. Bornozlar bildiğin ipek gibi. İnanamadım. O kadar mutlu oldum ki anlatamam. Bornoz masrafından yırtmış olduk. Ötesi var mı? Hatta daha sonrasında hava güzel diye balkonda kurutma yaptım ama eski kazık hallerine dönünce eşim de kurutma makinesinde kurutmamı istedi. Anlayacağınız makine bana neredeyse ilk günkü yumuşaklığında bornoz kazandırdı. (El-yüz havluları için de aynı durum söz konusu.)

Bu yazıyı yazmamdaki amaç kurutma makinesi alırken çok fazla araştırma yaptım ama emin olun doğru düzgün deneyim yazısı bulamadım. Belki birinin işine yarar diye bir köşede bulunsun istedim. 

Yeni yazılarımda görüşünceye dek, kendinize çok iyi bakın. Evde ve sağlıkla kalın.