Ana içeriğe atla

Robert Musil - Hayalperestler Kitap Alıntısı

THOMAS:
Hiçbir zaman birbirimizden fazla bir şey istemeyişimiz hep hoşuma giderdi. Böylece aramızda her zaman özgürce hareket edebileceğimiz bir mesafe olurdu. İnsanı dinlemekten, görmekten, düşünmekten yıldıran şu vıcık vıcık arkadaşlıklar gibi değildi bizimkisi asla. Yıllarca birbirimizi görmesek de birbirimize yazmasak da, çocukluk günlerinden bu yana var olan, parçalanması mümkün olmayan bir ilişkinin dingin uykusu gibiydi daha çok. Son kertede uzaktan gelen bir müziğin tınısı gibiydi. Hatta Josef’le evlenmen bile bu arkadaşlığımız için iyi olmuştu. Müziğin insanlık üzerindeki etkisinin sırrı müziğin müzik olmasında değil, kurutulmuş bir koyun barsağı yardımıyla bizi Tanrı’ya yakınlaştırmayı başarmasında yatmaktadır. 

REGINE: Belki kötü biri olabilirim, olabilir ya, kimseden hoşlanmam, her şeyi gizli yaparım. Ama her zaman şu tesellim vardı; eğer günün birinde her şey sarpa sararsa, sen bunları yine yoluna sokabilirsin; yaptığım her şeyin iyi şeyler olduğunu gösterebilirsin. Ancak şimdi yenik bir halde olan sensin!

THOMAS: Benim için endişelenme, ben.. Ayağa kalkarım yine!

REGINE: Gel, ayakkabılarımızla çoraplarımızı çıkartalım; parka gidelim! Islak çayırlarda yürüyelim. (Thomas rahatlamış bir halde bu teklifi reddeder) Şu eskilerden kalma Sabine şeytanını hatırlıyor musun?

THOMAS: Bizi erdemli olmamız için zorlayan bakıcı kadını mı? Nihayet şu senin Fraulein Mertens’in bana sürekli kimi hatırlattığını biliyorum!

REGINE: Gel ıslak çayırların üzerinde yürüyelim; sabahın o ak çiyi, çayırların tertemiz süngeriymişçesine ayaklarımızı yıkayacak. Omuzlarımıza vuran güneşin buharları çıkacak. Bak, nasıl da doğuyor! Aptalca bir patlama gibi! (Vahşi, grotesk bir biçimde güneşle alay eder) Ah! İşte bu güzelliğin ta kendisi! Çıplak ayaklarımız toprağı hissedecek; daldan dala atlayamamamıza rağmen, ondan kopup geldiğimiz içindeki o hayvanı hissedecek. Sonra bir çalının altında ölü bulacaklar bizi. Ayaklarımızın neden çıplak olduğunu anlamak için kafa patlatacaklar.

Yorumlar

Yorum Gönder

Fikirlerinizi paylaşırsanız sevinirim.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Tüm Zamanların En Güzel Kadını : Prenses Fevziye

Kavalalı Mehmet Ali Paşa soyundan, Mısır'ın ilk kralı Fuad'ın kızı; yine Mısır'ın son kralı Faruk'un kız kardeşiydi Prenses Fevziye.

Beyza Alkoç - 3391 Kilometre

Merhabalar Beyza Alkoç'un 3391 kilometre kitabını ilk çıktığı zaman görmüştüm ama açıkçası almakla almamak arasında kalmıştım. Kitap hediyeleşme etkinliği sayesinde okuma fırsatı bulduğum kitaba tek kelimeyle bayıldım. 

Zeynep Sahra - Elmalı Turta

Merhabalar Zeynep Sahra'nın Ayçöreği hikayesi Elmalı Turta ile son sürat devam ediyor. Öncelikle yeniden belirtmek istiyorum bu kitap Ayçöreğinin devam kitabı. Yani öncelikle Ayçöreğini okumalısınız.

Poy Baharatı Nedir? Nerelerde Kullanılır?

  Merhabalar Baharat kullanmayı sever misiniz?

Fatih Murat Arsal - Ödünç Aşk

Merhabalar Fatih Murat Arsal'ın kalemini sevdiğimi bilmeyen kalmadı sanırım.

Smilodon (Kılıç Dişli Kaplan) Hakkında Bilinmeyenler

Herkese Merhaba  Bugün sizlere Smilodon'dan (Kılıç Dişli Kaplan) bahsedeceğim. 

Gabriel Garcia Marquez - Ağustosta Görüşürüz

 

Yeşil Yol

 

Samed Behrengi - Bir Şeftali Bin Şeftali

Herkese merhaba Kısa zaman önce bitirdiğim bir kitap Bir Şeftali,Bin Şeftali. Bir gün annesinin dalında büyümekte olan bir şeftalinin hikayesi bu. Bu şeftali büyüyünce sahibi tarafından köye satılmaya götürülür.

Cahit Sıtkı Tarancı - Kırık Bir Aşk Hikayesi

Cahit Sıtkı Tarancı'nın meşhur bir şiiri var, " Abbas" adında.