Karen Mcquestion - Evrene Fısıldanan Dilek

Merhabalar

Karen Mcquestion daha önce Aşka Merhaba kitabını okumuştum.

O kitabı beğenmiştim. Yazarın anlatımı güzeldi. Ancak bu kitabı için maalesef aynı şeyi söylemeyeceğim. Öncelikle konusuna bakalım, sonra yorumlarıma geçelim.

Andrea eşinden ayrılmıştır ve bir emlak ofisinde çalışmaktadır. Patronu hemen hemen hiçbir işe karışmadığı gibi, gün içinde çok da fazla ofiste olmadığından kendisi ofisin yöneticisi konumundadır. Ayrılıktan sonra kendisini işine vermiştir.  Artık aşka bakış açısı tamamen farklıdır. Hayatında kimseyi istememektedir. 

Bir gün arkadaşı Jade'in ısrarıyla bir terapi grubunun etkinliğine katılır. Etkinlikte kendilerine verilen kağıda hayatlarında olmasını istedikleri dileklerinin yazılması istenmektedir. Andrea her ne kadar inanmasa da, yazdıklarını sadece kendileri göreceği için hayatında olmasını istediği adamın özelliklerini yazar. Bundan sonrasında o istediği adamın gelmesi için beklemesi gerekecektir. 

Dan yakın zamanda eşini kaybetmiş ve lise çağındaki kızı ve eşinden yadigar köpeğiyle beraber yaşayan kırk yaşında yakışıklı bir adamdır. Her ne kadar çevresi evlenmesini söylüyor olsa da, kendisi bu duruma sıcak bakmaz. Halen daha eski karısının yasını tuttuğundan herkese kulak tıkar. Günün birinde köpeğini kızı kaybedince hayatını neredeyse köpeğini bulmaya adar. Köpek sayesinde Andrea ve Dan'ın yolları kesişecektir.

Evrene Fısıldanan Dilek konusu klasik olsa da daha eğlenceli, daha romantik komedi tadında bir kitap sanmıştım ama neredeyse tüm kitap bir köpeğin etrafında döndü. Andrea ve Dan'ın karşılaşmaları o kadar sonra oldu ki bir ara kitabı bıraksam mı diye düşünmeden edemedim. Karşılaştıklarından sonraki süreçte de kitap hemen bitti. Sonu çok aceleye getirilmişti. 

Bir köpeğe bu kadar anlam yüklemek de kitaptan sıkılmama neden oldu. Bir ara köpeğin insan kılığına girdiğini düşünmeden edemedim. Hatta konuşacak sandım. Yani tamam köpekler hisli hayvanlardır vs. ama bu kadar abartmanın da anlamı yoktu. Aşk kitabı olabilecek kitap neredeyse dramdı. Karakterlerin ruh hali kendimi yağmurlu havada gibi hissettirdi. Bana kitap çok kasvetli geldi.

Andrea'nın eski kocası da ayrıca sinir bozucuydu. Nasıl bir laftan anlamaz adamdır öyle. Şiddete karşıyım ama o adamı dövmek istedim. O derece yani. Bencilin önde gideni.

Şezlong kitabı bile diyemeyeceğim bir kitap ve benim için tamamen zaman kaybıydı. Hadi dedim belki kitap sonlara doğru düzelir ama yok olmadı. Keşke biraz daha eğlenceli olsaydı.

Yeni yazılarımda görüşünceye dek, kendinize çok iyi bakın. Güzel ve sağlıklı bir gün sizlerle olsun.

Hoşçakalın.

Tanıtım Bülteninden

Ne dilediğine dikkat et! 

Andrea bir anda karar verdi ve aklına gelen her şeyi bir çırpıda yazıp bitirdi. Sonra yazdıklarını içinden okumaya başladı. Kibar, düşünceli ve şefkatli bir adam istiyorum. Gerçek bir adam, toy biri değil. Benden daha uzun boylu olmalı ve bilgisayar oyunları ya da bilardo, dart gibi oyunlara meraklı olmamalı. Benimle zaman geçirmekten hoşlanmalı, beni çekici bulmalı ve söylediklerimi gerçekten dinlemeli. Lütfen zeki biri olsun ama bana ukalalık taslayacak kadar da değil. Şöyle bir düşündükten sonra bir cümle daha ekledi. Ayrıca yaptığım esprileri anlayan biri olmalı. 

Evrene bir mesajım var... 

Herkes kağıtlarını almıştı. Martina anlatmaya başladı, “Yakın gelecekten beklentilerinizi düşünün. Daha iyi bir iş mi? Yeni bir ilişki mi? Yoksa bambaşka bir şey mi? Hayal gücünüzü kullanın. Bugün yapacağımız şey aslında sipariş vermek. Diyelim ki bir kitap okumak istediniz ve internetteki bir siteden sipariş ettiniz. Kitap elinize ulaştı. Peki ya sipariş vermeseydiniz, istemekle yetinseydiniz ne olurdu? Kitap elinize ulaşır mıydı? Elbette hayır. Çünkü sipariş vermediniz. ‘Bu güzel şeyler niye benim başıma gelmiyor?’ Sipariş vermeden sadece kelimeleri tekrarlayıp duruyorsunuz. Evrenin, sizin arzularınızdan, isteklerinizden ve dileklerinizden haberdar olması gerekiyor. Lüks isteklerden değil, mutlu ve tatmin olmuş bir insan olmanız için gerekli olduğunu düşündüğünüz şeylerden bahsediyorum.”

Basım Yılı : 2015

Sayfa Sayısı : 336

Aspendos Yayınları

Çevirmen : Kemal Süha ÖNDER