Ana içeriğe atla

Ali Teoman - Kırık Kalpler Terzihanesi Kitap Alıntısı

Sokak karanlık.
Kaldırımlar boyunca, bir trenin ardı arkası kesilmeyen vagonları gibi uzayıp giden birbirinin eşi bina cephelerinin hiçbirinde ışık yok; hepsi de kör birer kuyuymuşçasına içine çekiyor insanı. Ölü gözü gibi de olsa tek tük yanan sokak lambaları, bu gece tümüyle sönmüş. Gökteki dolunayın sana yolunu gösteren donuk ışıltısında, alışık adımların seni oturduğun binanın kapısına götürüyor. Saat geceyarısını çoktan geçmiş olduğu için, sokak kapısı kilitli. Pantolonunun cebinden anahtar destesini çıkarıp kapıyı açıyorsun. Adımını eşikten içeri atarken, o tanıdık nem ve yemek kokusu karışımı ağır hava karşılıyor seni. Elin duvarın pürtüklü yüzeyinde hol otomatiğini arıyor. Düğmeye dokunuyorsun ve cılız, kızılımsı bir ışıkla aydınlanıyor apartman holü. Asansöre yöneliyorsun. Çağırma düğmesine basınca, uzaklarda bir yerde köhne bir mekanizma aksıra tıksıra devreye giriyor; birtakım çarklar isteksizce, zahmetle, ağır ağır ve yakını dolu gıcırtılarla dönmeye başlıyor; derinden derine gelen bir uğultu, homurtu işitiliyor. Ayaklarının altındaki karo mozaik döşemenin hafifçe sarsıldığını hissediyorsun. Bu eski taş binanın merdiven evinin ortasındaki boşluğa sonradan ilave edilmiş, apartman holünden yalnızca baklava motifli tel örgülerle ayrılan asansör şaftının içindeki yağlı ve kalın çelik teller, enli kösele kayışlar bir gerilip bir boşalıyor, titriyor, kimisi aşağı kimisi yukarı hareket ediyor. Kararmış altın külçeleri andıran dökme demir ağırlıklar yavaşça yükseliyor. Yukarıdan inmekte olan asansör kabininin simsiyah tabanı gitgide yaklaşıyor, gitgide büyüyor, görüşünü kapatıyor. Kabin katta durunca, motor tıpkı az önce çalışmaya başlarken olduğu gibi, bıçakla kesilmişçesine apansızın duruveriyor ve yüksek tavanlı hol kısa süre için eski sağır sessizliğine kavuşuyor. Asansörün kapısını açıp içeri adımını atıyorsun. Kabini tel örgüden ayıran iki küçük kanadı kapattığın sırada, apartman holündeki otomatik ve kabin ışığı aynı anda sönüyor. Kontrol tablosunda el yordamıyla yoklayarak kendi katının düğmesi olduğunu düşündüğün bir düğmeye basıyorsun. Uzaktaki o köhne mekanizma, yine aynı evrelerden geçerek, aynı derecede zahmetli ve ağır, ama sanki dağdan çığ yuvarlanırmışçasına gitgide güçlenip hızlanarak çalışmaya başlıyor. Motorun çalışmasıyla birlikte, kabin ışığı da yine yanıyor. O anda şaşkınlıkla, asansörün yukarı, senin dairenin bulunduğu kata değil, aşağı doğru hareket ettiğini görüyorsun. Karanlıkta yanlış düğmeye basmış olmalısın. "Dur" ve "İmdat" düğmelerini birkaç kez deniyorsun, ancak asansör inişine devam ediyor. İster istemez bodrum kata inmek, asansör orada durunca yine kendi katının düğmesine basmak zorundasın. Kabin ağır ağır inerken bekliyorsun. Zemin kat döşemesi, gözlerinin önünden kaçıp yukarı doğru uzaklaşıyor. Kabin, bodrum kat hizasına geldiğinde, küçük kanatları açmaya davranıyorsun, ancak asansör durmuyor; ikinci bodruma, oradan üçüncü bodruma iniyor ve inişini sanki gitgide artan bir hızla aşağılara doğru sürdürüyor. Bunca yıldır oturduğun bu binanın bu denli çok bodrum katı olduğunu farketmemişsin bile...

Yorumlar

  1. Okuması çok keyifli, güzel bir alıntı. Kitabı okumamıştım, okumalıyım. Teşekkürler.

    YanıtlaSil
  2. Bir arkadaşım daha önerdi yazarı aklimda

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Fikirlerinizi paylaşırsanız sevinirim.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ece Evren - Geçmişten Gelen Adam Kitap Tanıtımı

Merhabalar Haydi toplanın yamacıma. Sizlere çok güzel bir haber vermeye geldim.  Kitap sitelerinde yeni çıkan kitaplara bakarken bir de ne göreyim? Hepimizin sevdiği ve saydığı sevgili  Ece Abla  yeni bir kitap çıkarmış.

Kapı Önü Dedikoduları - İçindeki Fesatlıktan Kurtul

  Merhabalar Bayan X her defasında kendini aşamaz dediğim noktada kendisini aşmayı başarıyor ve level atlayarak devam ediyor.

Fatih Murat Arsal Tüm Kitap Yorumları

14 Şubat Sevgililer Günü Zırvalığı

Merhabalar Hadi bugün şu sevgililer zırvalığını biraz açalım. Geçen seneki sevgililer gününde yazdığım yazıda bahsetmek isteyip bahsedemediğim şeyler vardı. Hadi bu sevgililer gününde de onları konuşalım. Geçen sene yazdığım yazıma da  buradan  ulaşabilirsiniz.

14 Şubat Sevgililer Günü Zırvalığı

Merhabalar İki sene önce 14 Şubat ile ilgili duygu ve düşüncelerimi belirtmiştim.

Fırın Muhallebi

Merhabalar Malum bizim ev halkı tatlı konusunda doyumsuz.

2019 Eylül Ayında Okuduklarım

Merhabalar "Bir insan kendisine nasıl beyin göçü yaşatabilir?" sorusunun bir sonucu olarak bu ay sadece tek bir yazar okudum.

Füsun - Bir Olur Da Beni Ararsın

Merhabalar Şimdi diyeceksiniz ki bu Füsun? Nereden çıktı? Füsun Tokyürek şarkıcı Nalan Tokyürek'in nam-ı diğer Of Aman Nalan'ın kardeşidir.

Aşkın Nur Karataş - Ateşli Kitap Tanıtımı

Kural tanımazlık ve yaramazlık sadece Rock yıldızlarına has değildir.

Melek Öztürk - Münzevi Mısralar İskelesi