Ana içeriğe atla

Kapı Önü Dedikoduları - Ortaokul Aşkı / Oynatmaya Az Kaldı

O gün öğleden sonra bana geçmemişti.
Teyzemlerin verdikleri işler yetmezmiş gibi bir de üstüne akşama gelecek olan misafirlerin gerginliği saçımı, başımı yolmama neden oluyordu.

Allah'ım bitmemişti çilem. Bitmemişti. Akşam yemeğinden sonra iyice elim ayağıma karışmıştı. Artık emindim. Bu gerizekalı ailesini toplayıp beni istemeye gelecekti ve bizimkilerle buyurun cenaze namazına durumuna düşecektim.

Akşam olup cümbür cemaat geleceklerini düşünürken sadece annesi çıkıp gelmişti. Bu durumun iyi mi kötü mü olduğuna ise karar verememiştim. Kızları bile yoktu yanında. Annelerini çok severdim. Hoş sohbet kadındı. Güler yüzlüydü. Tamam ideal bir kayınvalide adayı olabilirdi ama benim için değil. Şimdi değil. 

Biz oturup çay içerken kızları da geldi. Ortama ne zaman bomba atılacak diye düşünürken beklediğim şey olmadı. O akşam benimle, yada Hüseyin ağabeyle ilgili tek kelime edilmedi. Ben çok şaşırmıştım. Oysa beni istemeye gelecekleri konusunda emindim. Ben resmen artık paranoyaklığın dibine vurmuştum ve düşünmekten kafayı oynatmaya az kalmıştı. Meğer o akşam uzun zamandır görüşmedikleri ve teyzemlerin hepside şehirden geldiğinden özlem gidermeye gelinmiş, masum bir akşam oturmasıymış. Oysa ki ben aklımda neler kurmuştum. Ah benim akılsız başım. Düşünemediğim şeylerden biri de ev badana boya halindeyken istememi olurmuş? Artık mantıklı düşünen tek bir yanım kalmamıştı.

Kızlarla bir ara evdeki muhabbet sıkılınca bahçeye indik. Bahçemizin ağıl kısmına doğru yürüdüğümüzde büyük kız gene konuyu ağabeye getirdi. Neden istemiyormuşum? falan feşmekan. "Bu konuyu lütfen kapatın" dedim. Zira bizim yan bahçede dedemin kardeşi oturuyordu ve ağzında bakla ıslanmaz karısı bahçeye çıkmıştı. Durumu onlarda fark ettiler ve havadan sudan muhabbet açtık. Sonrasında anneleri erken kalktıklarından kızlarını da toplayıp evine gittik. O akşam olaysızdı. Yorulmuştum ve yatar yatmaz düşüncelere dalamadan sızmıştım.

Sonraki günlerde işler yavaş yavaş bitiyordu. Açıkçası işlerin bitmesini hem istiyor, hem de istemiyordum. İşler biterse teyzemler gidecekti ama bu bizimde şehre dönmemiz anlamına geliyordu. Teyzemler olmadan ben köyde işler bitince kafa dinlemek istiyordum. Geldiğim günden beri işlerden kitabımı elime bile alamamıştım. 

Günler geçiyor ve işler ciddi anlamda azalıyordu. Ağustos ayındaydık. Harman yerinde kalan son mahsulleri de ambarlara koyabilmek için yükleme yapmamız gerekiyordu. Dedem bizi çok severdi. Vefatına kadar tek kötü sözünü işitmedim.  Ta ki o güne kadar. O yaz beni ilk kez harmana götürmek istedi. Harman kim, ben kim. Ben ne anlarım harmandan. Ama dedemin yardıma ihtiyacı vardı ve bende istediği yardımı kendisine yapacaktım. 

Harman yerine vardığımızda benim tahmin etmediğim tek şey mahsulün adı soyadı neydi? Mesela buğday sıkıntısızdır. Ama peki ya çalkalayacağınız arpa ise. İşte o zaman yandınız. Çünkü arpa tozu çok kaşındırır ve yakar. Tabii ben bunu o zamana kadar bilmiyordum. Dedem gözere kürek ile arpa attıkça ben kaşınmaya başlıyor gözeri ellerimden atıyordum. (Bu arada bilmeyenler için söyleyeyim. Gözer bir nevi elek. Mahsul elemek için kullanılır.) Dedem sabrının sonuna gelmişti. O zamana kadar tek kötü sözünü duymadığım dedem de en sonunda benim karşımdaki yerini almıştı. Beni harman yerinden kovdu. Ceza olarak da harman yerinden eve kadar yürümemi, traktöre almayacağını söyledi. Cezam çok kötüydü. Yürümek değildi sıkıntılı olan. Yürüme mesafesi bir saat sürerdi. Yürürdüm de. Ama gece olmuştu ve artık köpeklerin çocuğunun zincirleri çözülmüştü. Dedeme o kadar yalvarmama rağmen, bir işe yaramadığımı, yediğim ekmeğin bile hakkını vermediğimi söyleyerek beni yollara döktü. İşte şimdi çok güzel olmuştu. Zaten hayatımda bir dedemi karşıma almadığım kalmıştı. O da olunca hayatımdaki her şey süper ötesi olmuştu. İyi de şimdi ne olacaktı? Ben evdekilere durumu nasıl açıklayacaktım? Tabii birde yürüme meselesi vardı.

Devam edecek....


Yeni notta görüşmek üzere.

Hoşçakalın.

Yorumlar

  1. yazık ama ya üzüldüm işler zaten karışıktı iyice karıştı bakalım neler olacak kalemine sağlık canım benim sevgiler 😊🌸

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. sessizkaldım;
      daha bu ne kji. çokl fena karışacak...

      Sil

Yorum Gönder

Fikirlerinizi paylaşırsanız sevinirim.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Beyza Alkoç - 3391 Kilometre

Merhabalar Beyza Alkoç'un 3391 kilometre kitabını ilk çıktığı zaman görmüştüm ama açıkçası almakla almamak arasında kalmıştım. Kitap hediyeleşme etkinliği sayesinde okuma fırsatı bulduğum kitaba tek kelimeyle bayıldım. 

Tüm Zamanların En Güzel Kadını : Prenses Fevziye

Kavalalı Mehmet Ali Paşa soyundan, Mısır'ın ilk kralı Fuad'ın kızı; yine Mısır'ın son kralı Faruk'un kız kardeşiydi Prenses Fevziye.

Poy Baharatı Nedir? Nerelerde Kullanılır?

  Merhabalar Baharat kullanmayı sever misiniz?

Ryunosuke Akutagava - Raşomon

 

Zeynep Sahra - Elmalı Turta

Merhabalar Zeynep Sahra'nın Ayçöreği hikayesi Elmalı Turta ile son sürat devam ediyor. Öncelikle yeniden belirtmek istiyorum bu kitap Ayçöreğinin devam kitabı. Yani öncelikle Ayçöreğini okumalısınız.

Düşünmemiz Lazım

Bugün sosyal medyada denk geldiğim bir paylaşımı bende sizlerle paylaşmak istiyorum.

Ryunosuke Akutagava - Tuhaf Bir Hikaye

 

Fatih Murat Arsal - Ödünç Aşk

Merhabalar Fatih Murat Arsal'ın kalemini sevdiğimi bilmeyen kalmadı sanırım.

Dün Seni Gördüm Rüyamda

 

Safiye Çetinkaya - Eylül Vurgunu

Merhabalar Geçtiğimiz hafta pazar günü ailemle birlikte Uludağ gezisine gitmeye karar vermiştik. Malum bir kitap kurdu olarak da yanıma kitap almaktan geri kalmadım. Okumakta olduğum kitap kalınlığı itibariyle taşımada sıkıntı yaratacağından incelerden elime geçen ilk kitabı çantama tıkıştırdım. Bu da A101 kitap alışverişlerinden kütüphaneme kazandırdığım Safiye Çetinkaya'nın Eylül Vurgunu isimli kitabıymış.