Ana içeriğe atla

Kapı Önü Dedikoduları - Ortaokul Aşkı / İnkar

Tenefüs zili çaldığında yüreğim resmen ağzımda atıyordu.
Mektubu yazanı bulmam lazımdı. Hayatım boyunca kimse bana mektup yazıp, ilanı aşk etmediğinden kendimi bir tuhaf hissediyordum. Sınıfın boşalmasını sinirlerim ayakta bekledim. Sanki herkes ant içmiş gibi sınıftan uyuşuk şekilde çıkıyordu. Özellikle de onun sınıftan bir an önce çıkması lazımdı. O sınıfı terk ettiğinde ellerim titreyerek defterlerinden birini aldım ve sırama geçtim. Elimdeki mektupla yazıları karşılaştırdığımda birebir aynısıydı. Ellerim titriyordu. Ben gerçekten salağın önde gideniydim. Nasıl olur da bir insanın bana olan ilgisini anlamazdım?

Elimde mektupla hiç vakit kaybetmeden bahçeye çıktım. Elim, ayağım boşalmış şekildeydi ve delicesine titriyordum. Kalabalık bahçede onu bulacağım yeri iyi biliyordum. Kuytuda kalan bir ağaç vardı ve her zaman tenefüslerde zamanını orada geçirirdi. Tam da tahmin ettiğim gibi o ağacın altında oturmuş derin derin düşünüyordu. Mektubu kendisine uzatınca önce yüzüme baktı ve sonra mektuba uzandı. Mektuba şöyle bir göz gezdirip anlamamış gibi mektubun kimden kime  yazıldığını sordu. Kendisinin bana yazdığını bildiğimi söylediğimde hemen inkar etti. Beni arkadaşı olarak gördüğünü, kesinlikle böyle bir şeye kalkışmayacağını ve beni kaybetmek istemediğini anlattı. Kafam karışmıştı. Böyle bir şey olamazdı. Yazıları karşılaştırmıştım. Ama onun böyle davranması bir nevi işime de gelmişti. Belki de arkadaşlığımı kaybedeceğini bildiğinden böyle bir yola başvurmuştu. Belki de böylesi ikimiz içinde hayırlısı olmuştu. Ama mektubu onun yazdığından adım kadar emindim.

Uzun tenefüste olduğumuzdan ağacın altında sessizce oturduk. Sonra birden bana dönüp mektubu yazan hakkında fikrim olup olmadığını sordu. Amaçsızca başımı sağa, sola salladım. Aklımda binbir düşünce vardı. O sırada ona ilgisi olan, sınıfın en gıcık kızı her zaman olduğu gibi yine tepemizde bitivermişti. Ne zaman o benim yanıma gelse, aramıza reklamlar gibi girmeye, kendisini ona beğendirmeye çalışıyordu. Yazık ki o kendisine hiç yüz vermiyordu. Hatta elinden geldiğince ters davranıyordu. Ama bu defa geçen seferkiler gibi olmamıştı. Geldiğine çok sevinir gibi yanımdan kalkıp, kendisine yer verdi. Ben olayın şokundaydım ve onunla ilgilensin ya da ilgilenmesin zaten bu kızdan hoşlanmıyordum. Bunu bildiği halde yanımda kendisine yer vermesine ayrıca sinir olmuştum. 

Kız yanıma oturunca kalkıp sınıfa doğru yürümeye başladım. İçimde bastırılması güç bir his vardı. Kızgınlık, kırgınlık ya da kıskançlık. Ben onu kıskanıyor muydum? Yok canım daha neler! dedim kendi kendime. Onu arkadaşım gibi görüyordum. Neden onu kıskanacaktım ki? Peki ya delicesine çarpan kalbimin sebebi neydi? 

Devam edecek...


Yeni notta görüşmek üzere.

Hoşçakalın.

Yorumlar

  1. Karikatüre gülmekten yazıya adapte olmakta zorlandım; ama sonra başardım tabii :) Mektubu kim yazdı acaba? Bekleyip göreceğiz. Kaleminize sağlık.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. kalemderi;
      Evet bende çok gülmüştüm. Devamı yayında. Bakalım ne olacak?

      Sil
  2. Yanıtlar
    1. Yaşamdan Yazılar;
      Devamlarını oku. Daha neler neler olacak...

      Sil
  3. Ayy çok hoş ve heyecanlı nefesler tutuldu 😅

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Düşünceli Prasa;
      Daha nefes tutulacak çok yerler olacak.

      Sil
  4. Yanıtlar
    1. Emine Öztürk;
      Bakalım ilerleyen bölümlerde daha neler bekliyor bizleri.

      Sil
  5. Reklamlar, çık aradan:) Kalp atışları mors alfabesi gibidir, dilinden analayabilecek mi bakalım.

    YanıtlaSil
  6. vav iyice heyecan dorukta bakalım neler olacak 😊 Sevgiler canım benim 😊🌸

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. sessizkaldım;
      bende yazarken o anları yeniden yaşadım ve yaşıyorum.

      Sil

Yorum Gönder

Fikirlerinizi paylaşırsanız sevinirim.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Öğretmenler Günü İkram Sorunsalı

Merhabalar Geçtiğimiz haftalarda  Öğretmenler Günü Hediye Sorunsalı  ile ilgili bir yazı yazmışım.

Fatih Murat Arsal - Ödünç Aşk

Merhabalar Fatih Murat Arsal'ın kalemini sevdiğimi bilmeyen kalmadı sanırım.

Fatih Murat Arsal Tüm Kitap Yorumları

Zeynep Sahra - Elmalı Turta

Merhabalar Zeynep Sahra'nın Ayçöreği hikayesi Elmalı Turta ile son sürat devam ediyor. Öncelikle yeniden belirtmek istiyorum bu kitap Ayçöreğinin devam kitabı. Yani öncelikle Ayçöreğini okumalısınız.

Saç Bakım Ampulleri

Merhabalar Saçıma boya sürmediğim eski zamanlarda, hatta doğru dürüst şampuan bile kullanmazken (o zamanlar yeşil Kafoğlu sabun vardı ve kesinlikle candı.) saçlarımın bakımı ihmal etmemeye çalışırdım. Kendimi bildim bileli saç bakımına özen gösteririm. 

Nerede O Eski Kartpostallar?

Merhabalar Çocukluğumda yeni bir yılın gelmesini en çok kartpostal atabilmek adına severdim.

Beyza Alkoç - 3391 Kilometre

Merhabalar Beyza Alkoç'un 3391 kilometre kitabını ilk çıktığı zaman görmüştüm ama açıkçası almakla almamak arasında kalmıştım. Kitap hediyeleşme etkinliği sayesinde okuma fırsatı bulduğum kitaba tek kelimeyle bayıldım. 

Fatih Murat Arsal - İki Mükemmel Hata

Merhabalar Uzun zamandır sizlere kitap yorumu yaz(a)mıyorum zira bu sıralar yorum yazmak için maalesef kafamı toparlayamıyorum. Hoş bir aydan fazladır kitap kapağı da açamadım. Kitap okumadan uyumayan ben; son zamanlarda kitaplara dokunamadım bile. Fakat okuduğum kitaplara ve yazarlara da haksızlık da etmek istemiyorum. Zira beğendiğim kitapların yorumsuz durmalarına maalesef gönlüm razı gelmiyor. Çıktığı ilk anda alıp okuduğum, ancak yorum giremediğim bir kitap İki Mükemmel Hata. O zaman başlayalım.

Aşkın Nur Karataş - Karga

 

Burcu Büyükyıldız - Bir Günah Gibi

Merhabalar Siz sadece bir anlık gözlere ve sözlere aldanıp birini kaçırmayı aklınıza koyabilir misiniz? Ya da o gözlerden asla vazgeçemeyecek duruma gelebilir misiniz? Sarp Aras için durum aynen bundan ibaretti.