Ana içeriğe atla

Emine Doğan Röportajı

Herkese Merhabalar

Malum Beyda bir süre bizlerle olamayacak.
Bu süre zarfında blogda elimden geldiğince ben Zuzu sizlerle birlikte olacağım. Beyda'nın buraya dönüş tarihi ise henüz belli değil. Umarım kısa zamanda bloğunun başına geri döner. 

Bu kadar gevezelikten sonra gelelim bu haftaki röportaj konuğumuza.  İşlerimin yoğunluğu nedeniyle bu haftaki röportaj maalesef biraz gecikmeli olarak yayına giriyor. Bu haftaki konuğumuz Sevgili Emine Doğan. Bu güzel röportajımızla sizleri başbaşa bırakıyorum. Keyifli zaman geçirmeniz dileğiyle.

Yeni notta görüşmek üzere.

Hoşçakalın.

Emine Hanım öncelikle bloğuma hoş geldiniz. Bu güzel röportaj için şimdiden teşekkür ederim. Dilersiniz sorularımıza geçelim.
-Hoş buldum. Ben teşekkür ederim.

* Kısaca kendinizden bahseder misiniz?
- Ben Emine Doğan. Büyük Kaçış serisinin yazarıyım.18 Haziran 1992’de Ankara doğdum. Aslen Kayserili bir ailenin dört çocuğundan en küçüğüyüm.  Kendi halinde yazmaya bayılan, minik dünyasında çiçeği burnunda bir yazarım desem yanlış olmaz. 

* Yazmaya ne zaman başladınız? 
- Yazmaya 2015 yılında aşırı bunaldığım bir anda başladım. Açıkçası bir beklentim olmadan başladım. Sadece benden nasıl bir hikâye çıkar diye merak etmiştim. Sonrasında da yazmayı çoook sevdim ve diğer bebeklerim yavaş yavaş ortaya çıktı. 

* Kitap ya da genel olarak yazma konusunu nasıl seçiyorsunuz? Etkileşim var mı? Yoksa tamamen tesadüf mü? Yani kurguyu önceden mi belirlersiniz? Yoksa bütün olay örgüsü siz yazdıkça mı gelişir? 
-Kurgularım anlık zihnime düşer. Bir olayla ya da karakterle yazmaya başlarım. Sonrasında yazdıkça zaten hikâye şekilleniyor. Kurgularımın belirli şeyleri en başta belli olur, gerisi tamamen kendiliğinden ortaya çıkar. Planlı çalışmayı çok istesem de pek yapamayanlardanım. Karakterler sizi alıyor ve aklınıza gelmeyecek yerlere götürüyor.

* Kimsenin okumayacağını bilseniz bile yazmaya devam eder miydiniz? 
-Elbette. Yazmaya başladığınız zaman size verdiği huzuru hiçbir şeye değişmiyorsunuz. Terapi gibi bir şey. Yazıyorsunuz ve sıkıntılarınız sizi birazcık rahat bırakıyor. Şu an yayımlanmış hikâyem yok mesela. Kendime yazıyorum. Sonrasında inşallah yayımlamaya başlayacağım. Zaten insan kendisi için yazmalı. Eğer ki kendisi için yazmazsa zorlama oluyor ve istediği verimi alamıyor. Hikâye akmıyor ve sizi sıkıyor. 

* İlk kitabınızı çıkarmaya nasıl ve ne zaman karar verdiniz? 
-İlk kitabımı Wattpad uygulamasında okunma sayısı yükseldikçe karar verdim. 2017’de de bir yayıneviyle anlaştım. Sonrasında kitap maceram başladı. 

* İnsanların çoğu "hayatımı yazsam roman olur" der. Sizce herkes kitap yazabilir mi? Yazmak bir yetenek midir? 
-Yazmak kalpten parmaklarınıza uzanan bir köprü. Eğer yürekten yazıyorsanız neden yazılmasın ki? Yeter ki insan istesin. İnanmak çok önemli. Hayatımızda verdiğimiz bütün kararlarda inandıktan sonra her şey bizler için. Yazmayı istiyorlarsa denesinler, kaybedecek bir şey yok.

* Yazma ritüelinizden bahseder misiniz? Mesela hangi ortamda, hangi metaryallerle, hangi müzikle ve nasıl bir coğrafya da yazmayı tercih edersiniz? 
- Odam dışında çok nadir yazarım. Gece yazmayı sevenlerdenim. Karanlıkta, boş bir zihin, bir mum ışığı ve ruh halime uygun bir müzik varsa benden mutlusu olmaz. Bir de kahve olmalı tabii ki. Yaz ayları benim için pek verimli olmuyor. Sonbahar ve kış ayları yazmak için en güzel mevsimler bana göre.

* Yazmak isteyen ancak nasıl yazmaya başlaması gerektiğini bilmeyenler için tavsiyeleriniz var mı? 
-Bana çok soruyorlar bu soruyu. Eğer çok düşünürlerse bu iş uzar. Bazen düşünmeden yazmak lazım. Bir başlangıç yaptıkları zaman gerisi zaten gelecektir. Biraz sabır ve kendine güvenle çok güzel olacaktır. Ben neyi çok düşünürsem onu istediğim gibi yapamam. Direkt yazmakla başladım. O gün bugündür de aynı şekilde devam ediyorum. (Tabii burada yazdıklarım mükemmel gibi bir algı oluşmasın. Hatalarımızla, doğrularımızla yavaş yavaş büyüyoruz. İlk başta güzellik zor bulunuyor ama inançla oluyor.)

* Bir gün kurgu olmayan bir şey yazmayı düşünüyor musunuz?
-Çok sevdiğim birinin hikâyesini yazacağım inşallah. Kim olduğunu söylemek istemiyorum. Yazmadan öğrenmesin. Ama bu hikâye şu an bile kalbimi burkuyor. İnşallah istediğim gibi, hayatını yazdığım kişiye layık olur.

* Bir yazar olarak okuduğunuz ve beğendiğiniz yazarlar kimler?
-Birçok yazar var. İsim vermesem daha iyi olacaktır. Ama Reşat Nuri Güntekin-Çalıkuşu her zaman için ayrı bir yerdedir.

* En son hangi kitabı okudunuz?
J.J. McAvoy – Acımasızlar

* Yayımlanan iki kitabınız var. Son kitabınızın yayınının üstünden bayağı zamanda geçmiş. Yakında yeni kitap veya yeni projeler var mı? 
-Başka bir yayınevi ile yeni bir kitap için görüşmelerim sürüyor. İlk iki kitabımı çıkardığım yayıneviyle yollarımızı ayırdık. Ama kitap olsun diye acele etmiyorum. Kitap çıkarmak çok onur verici ama yorucu. Ben yazmayı çok seviyorum. Kitap olsun diye ısrarım artık yok. Okur siz yazdıktan sonra her yerde sizi buluyor. Sayfalarla süslenmesi elbette çok güzel ama hayırlısı diyeyim. Doğru zamanda güzel şeyler olacaktır. 

* Asıl mesleğiniz nedir?
Ben Kimyagerim. Ama mesleğimi yapmıyorum.

* Yazmak sizin için hayat boyu sürecek serüven mi? Yoksa yazmayı bırakmayı düşündüğünüz bir zaman var mı?
-Hiçbir zaman yazmayı bırakmayı düşünmedim. Bazen taslağı oluşmuş kurgularımdan sonra başka kurgu bulamazsam diye düşünürüm. Ama sonrasında beklemediğim bir an aklıma bir kurgu düşüyor ve benim onları bırakmayacağım gibi onlarında beni bırakmayacağını görüyorum. Yazdıkça kendinize bir dünya oluşturuyorsunuz. Ve o dünya bazen size kimsenin vermediği duyguları yaşatıyor. Onları bırakabilir misiniz? Bırakamazsınız.

* Günümüzde gençlerin sosyal medya sitelerinde çok zaman geçirmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?
-Kendimde o gençlerden biri olarak diyebilirim ki zamanımıza acıyorum. Bilinçsizce saatlerde başkalarının hayatını didikleyip duruyoruz. Elimize geçen bir şey de yok. Zaman israfı. Son zamanlarda biraz sosyal medyada uzak durmaya başladım. Bunun sonu yok çünkü. Dilerim hepimiz zamanımızı faydalı şeyler için değerlendiririz.

* Günümüz gençliğine üç tavsiye verecek olsaydınız bunlar ne olurdu?
-Saygıyı, sevgiyi ve hoş görüyü asla bırakmasınlar. Kendileri iyi olduğu sürece karşılarına hep iyilik çıkacaktır. Ve zorlukla mücadele etmeye devam etsinler. O beklenilen güzel günler onları hiç beklemedikleri bir anda sarıp sarmalayacak. Önemli olan sabır ve inanç.

* Kitaplarınızda yayımlandıktan sonra şunu yazsaydım ya da şunu yazmasaydım dediğiniz oldu mu?
-Olmaz mı? İlk kurgularımda birçok hata yaptım. Başta bunlara takılırdım. Fakat sonra bunu umursamamaya çalıştım. Kimsenin ilk yazdığı kitap mükemmel değildir. İlk kitabınız ve son kitabınız arasındaki farkı gördüğünüzde insan o kısımlara takılmıyor. (Tabii okuyucu bu eksiklere takılıyor ve yazarın moralini acımasızca bozuyor.) Her yazar zamanla kendini geliştiriyor ve büyüdüğünü görüyor.
Mesela Büyük Kaçış benim bütün hatalarımı da bütün umutlarımı da kapsıyor. Her zaman bendeki yeri farklı olacak. Ayşe karakteri biraz karamsar ve korkaktı. O zaman ki ruh halimi fazlasıyla yansıtıyor diyebilirim. Ama onun o halini şu an bile çok seviyorum. Birkaç yorumda Ayşe’ye kızanları gördüm. Ama herkes kendi penceresinden bakıyor karakterlere ve olaylara. Oysa hepimizin yaşadığı hayat ve yetişme tarzı farklı. Kendi hayatımızı aradığımız zaman işler karışıyor. Her yazar emek veriyor. Bazıları ticari amaç olarak görebiliyor ama yazarken o anları yaşayan insanlar ne geceler gündüzler bırakıyor o sayfalara… Bazılarının kitap deyip geçtiği sayfalar bir yazarın kalbi oluyor. 

* Yazmadığınız zaman ne yaparsınız?
-Genelde okurum ya da kitap arayışına geçerim. Çok fazla dizi ya da film izleyemiyorum çok istememe rağmen sıkılıyorum. 

* Kitap fuarlarıyla ilgili düşünceleriniz nelerdir?
-Son zamanlarda beni pek tatmin etmiyorlar açıkçası. Okur olarak fuarlardan çok az kitap almaya başladım. Fiyatlar iç açıcı olmadığı sürece de sanırım fuarları gezmek amaçlı gideceğim.

* Hayatınız boyunca yaşadığınız pişmanlık var mı?
-Pişmanlığa takılıp kalmamalı insan diye düşünüyorum. Yaşadığımız her şey aslında bize birer ders. Pişman olmadan önüne bakmalı insan ve yaşayacağı güzel günlere odaklanmalı. Eski eskide kalıyor. Yeni her zaman için bizi bulacak olan. Bu yüzden pişmanlıklarımı düşünmemeyi tercih ediyorum. Hayat zaten yeterince zor. Pişmanlığa takılı kalıp kendime birde başka bir yük almaktan kaçınmaya çalışıyorum.

* En büyük korkunuz nedir?
-Şimdi düşündüm ama bulamadım. Her insanın korkuları vardır da en büyük diye bileceğim bir şey yok. 

* Aşk sizce nedir? İlk görüşte aşk var mıdır?
-Aşk bence tamamlanmak demek. 
İlk görüşte aşka inananlardanım. –Buna etrafımda karşı çıkan çok ama ben inatla savunuyorum.-  İlk görüşte bir kişiden elektrik almak bana göre çok önemli. O belki aşk olmuyor ama tohumlarını atmak oluyor. Hisleri kuvvetli biriyimdir. O yüzden ilk görüşte bir şey olmalı diye düşünüyorum. 

* Okurlarınızla aranızda nasıl bir bağ var?
-Abla kardeş olduklarımda var, can dostu olduklarımda var. Ben samimiyeti seviyorum. Benim bebeklerimi zaman ayırıp okuyan herkese kalbim sonuna kadar açık. Buluşma imkânım olanlarla bir araya gelmeyi çok seviyorum. Onlar kıymetlim. Bir ailenin bireyleriyiz. 

* Ulaşamadığınız biri ile sohbet etme şansınız olsaydı bu kim olurdu? Neden?
 Babaannem olurdu. Babam 17 yaşındayken vefat etmiş. Babamı doğuran kadını çok merak ediyorum ve tanımak çok isterdim. Onun zamanını, yaşadıklarını ve yaşayamadıklarını öğrenmek isterdim.

* Hayatta en çok kıymet verdiğiniz kişi?
-Ailem. Annem, babam, ablam ve abilerim. Tabii dört tane bayıldığım yeğenlerimde. Tek bir kişiyi seçmem imkânsız. 

* Son olarak eklemek istedikleriniz var mı ya da okurlarınıza mesajınız var mı?
- Benim için keyifli bir röportaj oldu. Teşekkür ederim… Okurlarımı çok seviyorum. Aslında okurlarım değil benim minik ailem. Bir dünya kurdum ve ona katılan insanlar. Allah sağlık verdiği sürece mutlu bir birlikteliğimiz olur inşallah. Onları çok seviyorum!

Emine Hanım keyifli bir sohbet oldu. Umarım ilerleyen zamanlarda sizi yine bloğumda konuk edebilirim. Zaman ayırıp röportaj yaptığınız için tekrar teşekkür ederim. Yolunuz açık, okurunuz bol olsun.
-Çok teşekkür ederim, amin. 

Yorumlar

  1. Keyifli röportaj için teşekkürler..

    YanıtlaSil
  2. Bu genç yazarımıza bol başarı diliyorum ben de...
    İlk görüşte aşka ben de inanırım :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yurdagül Çelik;
      İlk görüşte aşk:) Bambaşkadır.
      Çok teşekkürler.

      Sil
  3. yazar hanımefendiye başarılar dilerim. bu güzel röportaj için size de teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. istanbul acil elektrikcisi;
      çok teşekkürler.:)

      Sil

Yorum Gönder

Fikirlerinizi paylaşırsanız sevinirim.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Zeynep Sahra - Elmalı Turta

Merhabalar Zeynep Sahra'nın Ayçöreği hikayesi Elmalı Turta ile son sürat devam ediyor. Öncelikle yeniden belirtmek istiyorum bu kitap Ayçöreğinin devam kitabı. Yani öncelikle Ayçöreğini okumalısınız.

Tüm Zamanların En Güzel Kadını : Prenses Fevziye

Kavalalı Mehmet Ali Paşa soyundan, Mısır'ın ilk kralı Fuad'ın kızı; yine Mısır'ın son kralı Faruk'un kız kardeşiydi Prenses Fevziye.

Kadir İnanır Kimdir?

 

Poy Baharatı Nedir? Nerelerde Kullanılır?

  Merhabalar Baharat kullanmayı sever misiniz?

Kolay Kredi Veren Bankalar

 

25 Mart 2024 Pazartesi Altın Fiyatları

 

6 Mantı

 

Beyza Alkoç - 3391 Kilometre

Merhabalar Beyza Alkoç'un 3391 kilometre kitabını ilk çıktığı zaman görmüştüm ama açıkçası almakla almamak arasında kalmıştım. Kitap hediyeleşme etkinliği sayesinde okuma fırsatı bulduğum kitaba tek kelimeyle bayıldım. 

Ege Soley - Pazartesi Mektupları Kitap Alıntısı

 

Borsada Kredili İşlem Nedir?