Ana içeriğe atla

Kapı Önü Dedikoduları - Sucu Gürbüz

Merhabalar

Benim çocukluğumda şimdiki gibi damaca yoktu.
Büyük bidonlar vardı ve sularımızı bu bidonlara alırdık. Öyle her günde sucu gelmezdi. Bazen bir hafta uğramadığı olurdu. Bu nedenle de suları stok yapardık. Eğer uzun zamandır gelmediyse öyle bidonlarınızın hepsini de dolduramazdık.

Mahalleye yetecek kadar su olması için yeterli miktarda su alırdık.  Bidon boyutuna göre değişen ücret öderdik.




Oturduğum sokakta bizim olduğumuz sıra başka bir mahalle, karşı sıra başka bir mahalle olarak geçerdi. Sucularımızda dolayısıyla mahalle farkından dolayı ayrı ayrı gelirdi. Şayet kendi sucunuz gelmemişse ve uzun zamandır da su alamadıysanız susuz kalmamak adına karşı mahallenin sucusunun insafına göre su alabilirdiniz. O da diğer sucunun duymaması şartıyla. Yoksa ciddi kavgalar çıkardı.

Karşı mahallenin sucusu vardı Gürbüz ağabey. Ben kısa abi diyeyim. Gürbüz abi o zamanlar kızların gönlünü çalan biriydi. Gerek fiziği, gerek karizmasıyla subay olacak bir dış görünüşe sahipti. Mahallede bizden büyük kızlar Gürbüz abiye yazardı. Ama nedendir bilinmez o kimseye dönüp bakmazdı. Çocukluk arkadaşım, can yoldaşımda Gürbüz abi fanatiklerindendi. Aramızda rahat 15 yaş fark vardı Gürbüz abiyle. Her defasında iç geçirerekten su almaya çıkardı. Sucunun kornasını duyduğunda da deli gibi hazırlanırdı. Defalarca uyarmıştım onu. Dinlemedi. Gel zaman, git zaman bu olay uzun süre böyle sürüp gitti. Bizim liseye geçtiğimiz dönemde Gürbüz abinin nişanlandığı haberi yayıldı mahallede. Arkadaşım çok üzüldü ve yataklara düştü. Yavaş yavaş kendisini toparlarken, arka mahalleden bir kızla nişanlandığını duyduk. Gönül bu tabii, nereye konayacağı bilinmez ama nişanlısı da yanına değil ama gönlüne yakışandı sanırım. (Kendisine pek yakıştıramamıştık. Belki de duygusal davrandık. Bilemiyorum.) Bir gün elele gördük bunları arkadaşımla. Arkadaşım daha çok yıkıldı. O günden sonra da tüm ümitlerini söndürdü içinde. Liseyi zar zor bitirip biriyle evlendi. Pek mutlu olduğu da söylenemez hani.

Neyse gelelim sucu Gürbüz abiye. Geçenlerde gördüm kendisini. Bizim sokağa su dağıtıyor yine. Tanıdı beni. Sen bilmem ne teyzenin torunu bilmem ne değil misin? dedi. Evet dedim. Hiç değişmemişsin dedi. Ama aslında kendisi çok değişmişti. Çocukluğumda herkesin hayran olduğu yakışıklılığından da eser kalmamıştı. O anda aklıma arkadaşım geldi. Acaba şimdiki halini görseydi yine deli divane aşık olurmuydu ki?

Yeni notta görüşmek üzere.

Hoşçakalın.

Yorumlar

  1. yaa çok etkiledi beni bu olay. Bu inat ya da üzüntüyle yapılan evlilikler insanlara iyi bir hayat vadetmiyor ama o anki yaş,öngörü yada herhangi başka bir şey fikirleri çok değiştiriyordur tabiki. Her şeyin hayırlısı demek gerekiyor bir yerde ama her zaman da bunu diyecek psikolojide olamıyor insan :(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. sevdiğim günlük;
      Evet maalesef ki öyle. Üstelik bizden kaç yaş büyüktü. Yani bize kardeşi gözüyle bakıyordu. Olması çok imkansız bir şeydi.

      Sil
  2. Önemli olanın dış görünüş olmadığının en büyük kanıtı yaşlanmak sanırım :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Küçük Dünya;
      Evet. Bencede öyle. İç güzelliği geçmez diye boşuna demiyorlar.

      Sil
  3. Arkadaşın sanki Gürbüz’ü unutmak için evlenmiş gibi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yaşamdan Yazılar;
      Evte o yüzden evlendi ama mutlu olduğunu da söyleyemem. Zaten olasılık dışı bir şeydi ama o takıntı haline getirmişti.

      Sil
  4. Zaman akıyor her şey bu kadar hızlı değişiyor...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. doktorundefteri;
      Keşke her şey olduğu gibi kalsa ama maalesef:(

      Sil
  5. Ilk aşklar kolay unutulmaz

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevkoz;
      Onun ki ilk aşktan çok son zamanlarda ulaşamadığı için takıntı haline gelmişti.

      Sil
  6. Bidonlari ben de hatirliyorum 😊

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Derya;
      Bidonlar delinmesin diye itinayla kullanırdık :)

      Sil

Yorum Gönder

Fikirlerinizi paylaşırsanız sevinirim.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Tüm Zamanların En Güzel Kadını : Prenses Fevziye

Kavalalı Mehmet Ali Paşa soyundan, Mısır'ın ilk kralı Fuad'ın kızı; yine Mısır'ın son kralı Faruk'un kız kardeşiydi Prenses Fevziye.

Zeynep Sahra - Elmalı Turta

Merhabalar Zeynep Sahra'nın Ayçöreği hikayesi Elmalı Turta ile son sürat devam ediyor. Öncelikle yeniden belirtmek istiyorum bu kitap Ayçöreğinin devam kitabı. Yani öncelikle Ayçöreğini okumalısınız.

Poy Baharatı Nedir? Nerelerde Kullanılır?

  Merhabalar Baharat kullanmayı sever misiniz?

Kadir İnanır Kimdir?

 

Kolay Kredi Veren Bankalar

 

Ege Soley - Pazartesi Mektupları Kitap Alıntısı

 

25 Mart 2024 Pazartesi Altın Fiyatları

 

Aşkın Nur Yengi - Haberci

 

6 Mantı

 

Borsada Kredili İşlem Nedir?