Merhabalar
Nisan ayının ortasına gelmişken, havalarda gök gürültülü sağanak yağışlı geçerken haftaya içimizde güneş açacak, sıcacık bir röportajla başlayalım.
Günümüze neşe ve keyif katacak, çiçeği burnunda yazar adayı bu haftaki konuğum Sevgili Funda Menekşe. Bu güzel röportajla sizleri başbaşa bırakırken, mutlu ve huzurlu bir hafta geçirmenizi diliyorum.
Yeni yazılarımda görüşmek üzere.
Hoşçakalın.
Funda
Hanım öncelikle bloğuma hoş geldiniz. Bu güzel röportaj için şimdiden
teşekkür ederim. Dilersiniz sorularımıza geçelim.
* Kısaca kendinizden bahseder misiniz?
1978,
Kayseri doğumluyum. Eğitim neferi bir ailenin genlerini taşıdığımdan olsa gerek
ben de aile geleneğini bozmadım, öğretmen oldum. Çocuklar için metinler,
şiirler ve etkinlikler yazarken ne ara polisiye öyküler yazmaya başladım, ben
de bilmiyorum. İlkokullar için çeşitli kaynak kitaplar yazdım ve hala
yazıyorum. Bunların dışında uzun zamandır, PolisiyeDurumlar.com blog sayfasında
ve DedektifDergi.com isimli e-dergide polisiye hikâyeler, eser-yazar
incelemeleri ya da makaleler yazıyorum. Şimdiye kadar, Paradigma Polisiye
Yayınları kapsamında çıkan Kırmızı Battaniye ve Dedektif Dergi.com Birinci Yıl
öykü seçkilerinde birer polisiye öykü ile yer aldım. Şimdi de polisiye türünde
ilk bireysel kitabımın çıkışı için hazırlıklarımızı tamamladık bekliyoruz.
* Yazmaya ne zaman başladınız?
Bu
sorunuzun en doğru cevabı; yazmayı öğrendiğimden beridir olsa gerek. Ortaokul
ve lise yıllarımda okul dergilerine yazılar yazardım. O yaşlardayken şiir ve
kompozisyon yarışmalarına katıldığım, dereceler ve ödüllerle döndüğüm de oldu.
Kısacası oldu olası yazmak benim için bir tutkuydu.
* Kitap ya da genel olarak yazma konusunu nasıl seçiyorsunuz?
Etkileşim var mı? Yoksa tamamen tesadüf mü? Yani kurguyu önceden mi
belirlersiniz? Yoksa bütün olay örgüsü siz yazdıkça mı gelişir?
Çocuklar
için yazdıklarım elbette eğitim müfredatı doğrultusunda, onların gelişim
düzeyine uygun, destekleyici çalışmalar ancak büyükler için yazdıklarımın türü
ve temel çıkış noktası polisiye olaylar. Etkileşim mutlaka var. İnsan
çevresinden, okuduklarından, gördüklerinden ve yaşantısının seyrinden etkilenen
bir varlık. Bazen sadece duyduğum bir cümle ya da kelime bile bir kurgunun
beynimde canlanmasına sebep oluyor.
Yayınlanan son öyküm Saksağan’ın çıkış noktası; pencereme konan bir
saksağanı yattığım yerden izlememdi mesela. Kuş türleri üzerine düşünüp ve her
birine bir kulp takarken kurgu bir anda netleşti, kalkıp yazıverdim öyküyü. Yazmaya başlamadan önce kurgunun ana hatları
belirir. Bazen ufak notlar alırım, kim kimdir, nerede yaşanacak, araştırılması
gerekenler gibi detaylar… Ama yazmaya başlamadan önce çoğunlukla sonu
biliyorumdur.
* Kimsenin okumayacağını bilseniz bile yazmaya devam eder miydiniz?
Yıllarca
kimsenin okumadığı, sadece kendim için yüzlerce sayfa yazdım, yine yazarım. Lakin
bugün geldiğim noktada biliyorum ki yazmak; birileri onu okuduğunda daha da
anlamlı oluyor.
* İlk kitabınızı çıkarmaya nasıl ve ne zaman karar verdiniz?
İlk
kitabım ilkokul birinci sınıflar içindi. Öğrenciler için yıllardır çalışmalar
hazırlar ve ücretsiz olarak internette diğer öğretmenlerle paylaşırdım. Teklif,
saygın bir öğretmen arkadaştan geldi ve birlikte bir set yazdık. O setteki öykü
kitapları neredeyse yetmiş bin çocuğa ulaştı. Bu sebeple o öyküler benim için
ilk çocuk gibidir.
* İnsanların çoğu "hayatımı yazsam roman olur" der.
Sizce herkes kitap yazabilir mi? Yazmak bir yetenek midir?
Yakın
zamanda Sayın Celil Oker’in, Genç Yazarlar İçin Hikâye Anlatıcılığı Kılavuzu
isimli kitabını okudum ve çok beğendim. Yazmak isteyen herkese de okumalarını
öneririm. Ben de aynen Celil Bey gibi düşünüyorum. Yazmak, çok çalışarak
öğrenilebilen bir şey... Ben de hala öğreniyorum.
* Yazma ritüelinizden bahseder misiniz? Mesela hangi ortamda,
hangi materyallerle, hangi müzikle ve nasıl bir coğrafya da yazmayı tercih
edersiniz?
O isteği
hissettiğimde nerede olduğumun pek de önemi olmuyor. Otobüste, okul bahçesinde
ya da mutfakta fark etmiyor. Ola ki çevre faktörlerinin hepsi uygun, o zaman
genellikle enstrümantal bir müzik, bir kupa kahve ve hayallerim… Zaman ve
kelimeler akıp gidiyor. İmkân olsa
denize karşı, dalga sesleriyle yazmak isterdim.
* Yazmak isteyen ancak nasıl yazmaya başlaması gerektiğini
bilmeyenler için tavsiyeleriniz var mı?
Öncelikle
iyi bir yazar aynı zamanda çok iyi bir okurdur diye düşünenlerdenim. Yazmak istiyorsanız
mutlaka okuyun ve yazmaktan korkmayın. Çöp kovanız yırtıp atılanlarla dolsa da
pes etmeyin. İnsan yazdıkça gelişiyor. Ben kendi adıma öyle hissediyorum en
azından. İlk yazdıklarım şimdi bana çok hatalı geliyor. Eminim bugün
yazdıklarım da ilerde basit kalacak. Ya da umudum o yönde… Aynı zamanda meslektaşım olan Joanne
Harris’in bu konuda on maddelik bir öneri listesi var. Göz atmakta fayda var.
* Bir gün kurgu olmayan bir şey yazmayı düşünüyor musunuz?
Yıllardır
sosyal medya hesaplarımda öğrencilerimle yaşadığım ilginç, komik ya da beni
düşündüren olayları kısa yazılar halinde paylaşıyorum. Çok da beğeniliyorlar. Bir
gün belki, “Öğretmenin Not Defteri” adıyla toparlar ve bir kitap haline
getiririz.
* Bir yazar olarak okuduğunuz ve beğendiğiniz yazarlar kimler?
Bu
soruya vereceğim cevap bir sayfayı geçer sanırım. Yerli ve yabancı birçok
yazarın pek çok türde hayran olduğum kitapları, serileri var. Ancak benim için
ömrüme damgasını vurdu dediğim isim; Agatha Christie’dir.
* En son hangi kitabı okudunuz?
Türkiye
Polisiye Yazarları Birliği (Poyabir) üyesiyim. Poyabir’de birlikte yer aldığım
isimlerin en az bir kitabını okumakta da kararlıyım. Birkaç aydır sadece yerli
polisiye yazarlarımızı okuyorum. Her ne kadar önyargılı davranıldığını
gözlemlesem de bizde de harika işler çıkaran polisiye yazarları olduğunu
biliyorum. En son, Emrah Poyraz ve Ulaş Özkan’ın birlikte çıkardıkları,
Uzunyuva’da Uyanış’ı okudum. Arkeoloji ve mitoloji ile ilgilenip aynı zamanda
katil kim diye merak etmek isteyecek herkese tavsiye ederim.
* Yakında yeni kitap veya yeni projeler var mı?
Çocuk
kitapları olarak şu an, ayrı sınıf düzeylerinde olmak üzere üç kitap yolda.
Türkçe Okuma ve Anlama üzerine hazırlanıyorlar. Polisiye türünde ise bir öykü
seçkisi daha yolda… İsmini henüz açıklayamayacağım. Bunlar dışında bir de yarım
halde bir roman çalışmam var. Onu en kısa sürede tamamlamak ve önümüzdeki kış
kahvelerinize eşlik edecek hale getirmek istiyorum.
* Yazmak sizin için hayat boyu sürecek serüven mi? Yoksa yazmayı bırakmayı
düşündüğünüz bir zaman var mı?
O beni
bırakmadığı sürece ben onsuz yapabileceğimi düşünmüyorum.
* Günümüzde gençlerin sosyal medya sitelerinde çok zaman geçirmesini nasıl
değerlendiriyorsunuz?
Sadece
gençlerimiz mi? Sosyal medya platformları şu anda yediden yetmişe hepimizin
yaşamına damga vurdu. Sosyal ağlarda hesabı olmayan insanlar sanki nüfus
cüzdanları yokmuş gibi muamele görüyorlar. Faydalı işler için kullanırsak
sosyal medya çok büyük bir güç. Lakin başında geçen faydasız vakitler de
ilişkilerin, kitapların, kaliteli yapımların düşmanı.
* Günümüz gençliğine üç tavsiye verecek olsaydınız bunlar ne olurdu?
Bu
soruyu bir yazardan önce bir öğretmene soruyorsunuz. Üçle sınırlı kalamam sanırım, destanlar
yazarım. Sadece tek bir şey söyleyeyim. Okuyun gençler! Okumaktan size asla
zarar gelmez.
* Kitap fuarlarıyla ilgili düşünceleriniz nelerdir?
Kitap
fuarları, yazar ile okurun bakışma noktasıdır. Bir okur ile yazarın göz göze
gelebildiği, sohbet edebildiği ve birbirlerini tanıyabildikleri yerlerdir
fuarlar.
* Okurlarınızla aranızda nasıl bir bağ var?
Yazdıklarımı
okuyanlarla aramda bir dostluk var. Polisiye yazıyor da olsam kendime dair pek
çok sırrı onlara satır aralarında sunuyorum aslında. Doğru okuyan her okur
sırlarımı bilen dostumdur.
* Ulaşamadığınız biri ile sohbet etme şansınız olsaydı bu kim olurdu?
Neden?
Mustafa
Kemal Atatürk’le sohbet edebilmek isterdim. Neyi neden yaptığını kendi ağzından
dinlemek ve onunla kahve içebilmek ne muhteşem olurdu. Nutuk okumak gibi değil,
sohbetini dinler gibi dinlemek… Nedenini
açıklamaya gerek duymuyorum. Kim istemezdi ki?
* Hayatta en çok kıymet verdiğiniz kişi?
Evladım.
Bir kız çocuğu annesiyim ve yazdıklarım bile en çok onun için. Ona benden izler
bırakabilmek için.
* Son olarak eklemek istedikleriniz var mı ya da okurlarınıza mesajınız var
mı?
İlginiz
için teşekkür etmek isterim. Keyifli bir sohbet oldu benim için. Tüm okurlara söylemek
isteyeceğim öncelikli şey şu ki; lütfen hayatlarınızda yerli yazarlarımıza daha
fazla yer ayırın. Yazar okunmaktan besleniyor. Sizlerin desteği çok önemli…
Okuyun ki daha güzel eserler bırakabilmek için bizleri teşvik edin. Size de
başarılar diliyorum.
Funda
Hanım keyifli bir sohbet oldu. Umarım ilerleyen zamanlarda sizi yine bloğumda
konuk edebilirim. Zaman ayırıp röportaj yaptığınız için tekrar
teşekkür ederim. Yolunuz açık, okurunuz bol olsun.
çok tatlı çok sevdim, polisiye hem de üstelik de duymamışıım, hiçbirini kaçırmasam da kaçıyo demek kii, oleey okurums :)
YanıtlaSilDeep;
SilPolisiye candır:)
:) Sevgiler...
SilÇok güzel ve içtendi.
YanıtlaSilçok teşekkürler :)
SilÇok keyifli bir röportaj olmuş ve son nokta da çok güzel konmuş
YanıtlaSilDedektif Dergi;
SilÇok teşekkürler :)
Teşekkürler sevgili yol arkadaşlarım
SilYazmak için özel bir rütüele ihtiyaç duymaması hoşuma gitti :) Artsın kadın yazarlar :)
YanıtlaSilYurdagül;
SilDaha çok yazar, daha çok fikir ve daha çok kitap olsun. Çok teşekkürler canım :)
Kesinlikle artsın kadın yazarlar
SilNe güzell. :) Öğretmen bir yazar. :)
YanıtlaSilTuğçe;
SilEvet canım :)
😊
SilDoğru okuyan her okur sırlarımı bilen dostumdur. Enfes...
YanıtlaSil��teşekkürler
YanıtlaSil