Ana içeriğe atla

İsrafil Baran Röportajı

Merhabalar

Şubat ayının ortalarını geçtiğimiz şu günlerde yine bir pazartesi gününe daha geldik.
Bugün de yine bloğumda yazar röportaj günü ve konuğum sevgili İsrafil Baran. Kendisiyle çok keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Umarım sizlerde keyifle okursunuz.

Yeni yazılarımda görüşünceye dek, sağlıklı, mutlu, huzurlu ve kitaplarla dolu bir hafta geçirmenizi dilerim.

Hoşçakalın.

İsrafil Bey öncelikle bloğuma hoş geldiniz. Bu güzel röportaj için şimdiden teşekkür ederim. Dilersiniz sorularımıza geçelim.

* Kısaca kendinizden bahseder misiniz?
1989 yılında Malatya'da doğdum. Bu yaşıma kadar simitçilikten gazete dağıtıcılığına, fabrika işçiliğinden dönerci çıraklığına, radyo sunuculuğundan muhabirliğe kadar çeşitli işler yaptım. Kapadokya'da yerel basındaki görevlerimin ardından bir süre Anadolu Ajansı ve TRT'de Yurt Muhabiri olarak görev yaptım. Şu anda kamuda mühendis olarak görev yapıyorum.

* Yazmaya ne zaman başladınız? 
Babam gazete dağıtıcısı olduğu için evimize her gün onlarca gazete ve dergi giriyordu. Her gün tek tek okurdum. İlk deneme yazım 2004 yılında Milli Gazete'nin aile sayfasında yayımlanmıştı. Resmi olarak yazmaya o zaman başladım diyebilirim.

* Kitap ya da genel olarak yazma konusunu nasıl seçiyorsunuz? Etkileşim var mı? Yoksa tamamen tesadüf mü? Yani kurguyu önceden mi belirlersiniz? Yoksa bütün olay örgüsü siz yazdıkça mı gelişir? 
Daha çok olay üzerine kurulu öyküler yazmaya çalışıyorum. Çevremde tanık olduğum ya da duyduğum gerçek olaylara ekleme ve kurgu yaparak öyküleştiriyorum. Kurgu konusu yolda yürürken, otobüste bir yere giderken daha çok da uykusuz kaldığım gecelerde ortaya çıkıyor. Kurgu olayı bende yazarken değil de zamana yayarak, düşünerek ortaya çıkıyor.

* Kimsenin okumayacağını bilseniz bile yazmaya devam eder miydiniz? 
Gelecekte iyi bir olay öykücüsü olma hayalim var. İnsanların okumayacağı olayları yazmak istemem. Bir öyküyü yazmıyorsam dikkat çekici bir olay değildir. Kısacası kimsenin okumayacağı bir öyküyü yazmam diyebilirim.

* İlk kitabınızı çıkarmaya nasıl ve ne zaman karar verdiniz? 
İlk kitabımı yayımlamaya Kapadokya’da yaklaşık beş yıl muhabirlik yaptığım dönemde karar verdim. Anadolu Ajansı ve TRT bizden hiç kimsenin daha önce yapmadığı dikkat çekici özel haberler istiyordu. Bu vesileyle yeni yerler keşfediyor, tarihin tozlu sayfalarında unutulmuş mükemmel insanlarla karşılaşıyordum. Haberlerde efsaneye, hikayeye yer veremediğimiz için karşılaştığım bu tarihi karakterler bir gün kitap olması ümidiyle aklımda biriktiriyordum. Beş yılın sonunda kitabı kafamda tamamladım ve yazmaya başladım.

* İnsanların çoğu "hayatımı yazsam roman olur" der. Sizce herkes kitap yazabilir mi? Yazmak bir yetenek midir? 
Bu ülkede üç dört bin lirası olan herkes kitap yayımlatabilir. Kendilerine “yayınevi” görünümü vermiş bir çok ticari kağıt tüccarları, birçok insanın ilk kitap heyecanın sömürmek için pusuda bekliyor. Herkes kitap yayımlatabilir, ama herkes kitap yazamaz. Bir eserin kitap olabilmesi için gerçek bir yayınevi tarafından yayımlanmaya değer görülmeli, editörlük sürecinden geçmeli, redakte edilmelidir. Yazmak yüzde yirmi beş yetenek yüzde yetmiş beş emek, çaba işidir.

* Yazma ritüelinizden bahseder misiniz? Mesela hangi ortamda, hangi metaryallerle, hangi müzikle ve nasıl bir coğrafya da yazmayı tercih edersiniz? 
Yazmak için sessiz bir ortam yeterli. Amerikalılar gibi çok özel projelerimi gerçekleştirdiğim geniş bir garajım yok. Yazılarımı genelde herkes uyuduktan sonra salondaki yemek masasında, yazdığım konuya uygun bir fon müziği eşliğinde, diz üstü bilgisayarımda yazıyorum. İmkan elverse yazdığım konuyla ilgili bir mekana gidip o hikayeyi o coğrafyada yazmak isterdim tabii ki.

* Yazmak isteyen ancak nasıl yazmaya başlaması gerektiğini bilmeyenler için tavsiyeleriniz var mı? 
Tavsiyede bulunmak için kendimi yeterli görmüyorum. Ama yazmak için izlediğim yoldan bahsedebilirim. Öykü alanında tüm yazarları önce genel bir okuyucu gibi okudum. İkinci kez teknik açıdan okudum. Bir yazarın etkisinde kalmamak için farklı yazarların farklı eserlerini okudum ve yüzlerce okumadan sonra kalemi elime aldım. Yazdıklarım son halini aldıktan sonra bloglarda yayımlandı. İnsanların yorumu sonraki yazılarımı şekillendirdi.

* Bir gün kurgu olmayan bir şey yazmayı düşünüyor musunuz?
Genelde kurgudan uzak gerçeğe yakın öyküler yazıyorum. Bu sorunuza hayal ürünü, ütopik coğrafya, karakter hikayelerini yazmak istemezdim diye cevap vereyim.

* Bir yazar olarak okuduğunuz ve beğendiğiniz yazarlar kimler?
Anton Çehov, Dostoyevski, Tolstoy,  Stefan Zweig, Zülfü Livaneli, Ahmet Ümit…

En son hangi kitabı okudunuz?
Ercan Kesal’in Peri Gazozu kitabını dün bitirdim. 

* Yayımlanan tek kitabınız var ve henüz yeni yayımlanmış. Hayırlı ve bol okurlu olsun. Yine de yakında yeni kitap veya yeni projeler var mı?
Kapadokya’nın bittiği yerde Mezopotamya başlar. Şu anda Mezopotamya’da yaşamış kişiler üzerine araştırmalarımı tamamladım ve öykülerini yazıyorum. İkinci kitabım  “Mezopotamya Öyküleri” olacak gibi görünüyor.

* Yazmak sizin için hayat boyu sürecek serüven mi? Yoksa yazmayı bırakmayı düşündüğünüz bir zaman var mı?
Nefes aldığım sürece yazmaya devam edeceğim. Yazmak hayat boyu bir serüven tabii ki. Bu dünyada gerçek mutluluğu bulursam o gün yazmayı bırakabilirim.

* Günümüzde gençlerin sosyal medya sitelerinde çok zaman geçirmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Sosyal medya akıllı telefonlar nedeniyle maalesef bağımlılık haline dönüştü. Sanal ortamda geçirdikleri vakitlerin onda birini okumaya ayırsalar en azından ayda birkaç kitap bitirirler diye düşünüyorum.

* Günümüz gençliğine üç tavsiye verecek olsaydınız bunlar ne olurdu?
En sevmediğim şey bir kişiye öğüt, nasihat, tavsiye vermektir. Bir etkisi olmayacağı için tavsiye vermiyorum. Hayatı yaşayarak öğreneceklerdir.

* Kitaplarınızda yayımlandıktan sonra şunu yazsaydım ya da şunu yazmasaydım dediğiniz oldu mu?
Kapadokya Öyküleri kitabımda keşke dediğim bir öykü olmadı.

* Yazmadığınız zaman ne yaparsınız?
Yazma dürtüsü tekrar gelene kadar okurum.

*Kitap fuarlarıyla ilgili düşünceleriniz nelerdir?
Kaliteli kitabı ve yazarları okuyucuyla buluşturması açısından kitap fuarlarını destekliyorum. Genelde katıldığım kitap fuarlarında düş kırıklıklarıyla ayrılmışımdır. Kitap yazan insanlara sizin gibi hangi yazarları okuduğunu sorduğumda birçok yeni yetme yazarın kitap okumadığını fark ettim. Özgün eserler üretebilmek için alanındaki yazarları okumuyorlarmış. Kitap fuarına katılır mısınız? diye sorarsanız, Kendimi geliştirip okunan bir yazar olana kadar kitap fuarları ve imza günlerine katılmayı düşünmüyorum.

* Hayatınız boyunca yaşadığınız pişmanlık var mı?
Düşünüyorum. İleri seviyede yabancı bir dile hakim olmak isterdim. Yabancı dil öğrenme konusunda tembellik yaptım. 

* En büyük korkunuz nedir?
Yalnız ölmek.

* Aşk sizce nedir? İlk görüşte aşk var mıdır?
İlk görüşte aşk yoktur, etkilenme vardır. Bir duygu, ilk görüşte değil de sevgiyle yoğrularak zamanla bağlılığa dönüşüyorsa aşktır.

* Okurlarınızla aranızda nasıl bir bağ var?
Kitaplarımı okuyan kişilerinde benim gibi olaylara meraklı olduğunu düşünüyorum. Okur kitlem oluştukça bağımda oluşacaktır.

* Ulaşamadığınız biri ile sohbet etme şansınız olsaydı bu kim olurdu?  Neden?
Sevdiğim iki insan, Hz. Muhammed ve Atatürk’ün yaşadığı döneme birkaç günlüğüne gidip o dönem yaşayarak anlamak isterdim. 

* Hayatta en çok kıymet verdiğiniz kişi?
Eşim ve oğlum.

İsrafil Bey keyifli bir sohbet oldu. Umarım ilerleyen zamanlarda sizi yine bloğumda konuk edebilirim. Zaman ayırıp röportaj yaptığınız için tekrar teşekkür ederim. Yolunuz açık, okurunuz bol olsun.  İlginiz ve emeğiniz için ben teşekkür ederim.
İlginiz ve emeğiniz için ben teşekkür ederim.

Yorumlar

  1. Teşekkür ederiz Beydacığım. İsrafil Bey in yolu açık olsun.

    YanıtlaSil
  2. Sayende yeni isimler tanıyoruz. Sağol canım💕

    YanıtlaSil
  3. Bu güzel röportaj ile bizi buluşturduğun için teşekkür ederim...Selam ve Dua ile...

    YanıtlaSil
  4. Röportajlar ufkumu açıyor yazara başarılar dilerken röportajı hazırlayan editöre teşekkür ederim

    YanıtlaSil
  5. Röportaj için teşekkür ederim Beyda Hanım, emeğinize sağlık.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İsrafil Bey;
      Keyifli röportajınız için ben çok teşekkür ederim :)

      Sil
  6. Yalnızlık başa bela dostlar;
    Gidelim, gelelim,
    Hal hatır soralım arkadaşlar;
    Gönlümüzü şad edelim.(İletişim güzeldir)

    YanıtlaSil
  7. İsrafil Baran röportajınız çok güzel olmuş, teşekkürler. Zaten zorlu şartlarda yetişen insanlar bir ürün meydana getiriyorlar. Yazar da genç yaşına çok büyük başarılar sığdırmış.

    YanıtlaSil
  8. Söyleşi için teşekkürler. Anladığım kadarıyla İsrafil bey baya pozitif biri.

    YanıtlaSil
  9. İsrafil beyi tanıyordum fakat bu röportaj sayesinde hakkında daha çok bilgiye sahip oldum. keyifli bir roportaj olmuş elinize dilinize kaleminize sağlık canlar..

    YanıtlaSil
  10. Çok severek bu haftalık röportajları takip ediyorum.Genç yaşına göre baya olgun ve düzgün cevaplar vermiş yazarımız.Kitap fuarıyla ilgili da söyledikleri gerçekten çok ilginç geldi bana...

    YanıtlaSil
  11. Keyifli bir söylesi olmus canim 😊

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Fikirlerinizi paylaşırsanız sevinirim.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Tüm Zamanların En Güzel Kadını : Prenses Fevziye

Kavalalı Mehmet Ali Paşa soyundan, Mısır'ın ilk kralı Fuad'ın kızı; yine Mısır'ın son kralı Faruk'un kız kardeşiydi Prenses Fevziye.

Zeynep Sahra - Elmalı Turta

Merhabalar Zeynep Sahra'nın Ayçöreği hikayesi Elmalı Turta ile son sürat devam ediyor. Öncelikle yeniden belirtmek istiyorum bu kitap Ayçöreğinin devam kitabı. Yani öncelikle Ayçöreğini okumalısınız.

Sait Faik Abasıyanık - Karlı Hava

22 Nisan 2024 Pazartesi Altın Fiyatları

 

Nil Karaibrahimgil - Ben Aptal Mıyım?

 

Beyza Alkoç - 3391 Kilometre

Merhabalar Beyza Alkoç'un 3391 kilometre kitabını ilk çıktığı zaman görmüştüm ama açıkçası almakla almamak arasında kalmıştım. Kitap hediyeleşme etkinliği sayesinde okuma fırsatı bulduğum kitaba tek kelimeyle bayıldım. 

Cahit Sıtkı Tarancı - Kırık Bir Aşk Hikayesi

Cahit Sıtkı Tarancı'nın meşhur bir şiiri var, " Abbas" adında.

Poy Baharatı Nedir? Nerelerde Kullanılır?

  Merhabalar Baharat kullanmayı sever misiniz?

Naime Özeren - 23 Nisan

Şermin Yaşar, İlber Ortaylı - Cumhuriyet'in İlk Sabahı Kitap Alıntısı