Ana içeriğe atla

Emma Bombeck'in Ölmeden Önceki Yazısı

Merhabalar

Uzun zaman önce okumuş olduğum bu yazıyı, geçenlerde yine okuma ihtiyacı hissettim. 
Zaman zaman beğendiğim ve hayata dair bana iyi gelen yazıları yeniden okumayı seviyorum. Belki bu yazıyı okumayanlar vardır diye sizinle de paylaşmak istedim. 

Amerikalı bir köşe yazarı Erma Bombeck kanser hastalığından ölmeden önce bir yazı kaleme alır. Bu onun son yazılarından biri olmakla birlikte hayata dair muhteşem notlar sunar. Gerçekten de hayat kısa ve bazı şeyleri fazlasıyla kendimize dert ediyoruz. Zaman zaman bu yazıyı okumak gerek ki, bazı değerleri sorgulayalım. Silkinip kendimize gelelim. 

Yeni yazılarımda görüşünceye dek, hayatı ve yaşamayı sevin.

Hoşçakalın.

“Hayatımı yeniden yaşayabilseydim eğer;
Hastayken yatağa girer dinlenirdim.
Ben olmadığım zaman her şey kötüye gidecek diye düşünmezdim..

Gül şeklindeki pembe mumu saklamaz yakardım..
Daha az konuşur, ama daha çok dinlerdim..
Yerler kirlense, masa örtüm lekelense bile daha çok arkadaşımı akşam yemeğine davet ederdim..

Oturma odasında TV seyrederken, patlamış mısır yeri yerler leke olacak diye korkmazdım.. Bana gençliğini anlatmaya çalışan dedeme daha çok vakit ayırırdım.. Kocamın sorumluluklarını daha çok paylaşırdım..

Saçım bozulmasın diye, arabanın camının açılmasını önlemezdim..

Eteğimin lekelenmesine aldırmadan çimlere otururdum..
TV seyrederken daha az, hayata bakarken daha çok ağlar ve gülerdim.. Ömür boyu garantilidir denilen hiçbir şeyi satın almazdım..

Hamileliğimin bir an önce sona erip, doğum yapmayı dilemek yerine, hamile olduğum her anın tadını çıkarır ve içimde bir canlı yaratmanın ne kadar harika olduğunu fark ederdim.. Bu o kadar nadir bir olay ki.. Mucize gibi bir şey..

Çocuklarım beni öpmek istediklerinde, asla “Önce git ellerini yüzünü yıka” demezdim.. Onlara daha çok “seni seviyorum”, ondan da daha çok “özür dilerim” derdim..

Ama başka bir hayat verilseydi en çok yapacağım şey; her dakikasını değerlendirmek olurdu..

Dikkatle bak.. Gerçekten gör.. Yaşa.. Vazgeçme..
Küçük şeyler için şikayet etmekten vazgeç..
Bana benzemeyenler, benden daha çok şeye sahip olanlar ve kimin ne yaptığı beni ilgilendirmezdi..

Bunun yerine, ilişkilerimi güçlendirmeye çalışırdım..
Sahip olduğunuz ruhsal, fiziksel ve duygusal her şey için şükredin..

Tek bir hayatınız var ve bir gün sona eriyor..
Umarım her gününüzü değerlendirirsiniz..”

Yorumlar

  1. Duygusal bir yazı olmuş, hayatın gerçeklerini bazen geç anlıyabiliyoruz bu harika yazı için yazara teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Şiirler Güzel Sözler;
      Hayata geç kalmamak lazım. Rica ederim :)

      Sil
  2. En kötüsü de çok geç kalmak. Çünkü, çoğu şeyin telafisi yok. İnşallah tüm bunların farkında olarak yaşayalım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Rabia Serteli;
      Geç kalmadan yaşayalım gerçekten, geçen zaman geri gelmiyor. Sevgiler :)

      Sil
  3. Yeni görüyorum, ne güzel tespitler yapmış anı yaşamaya dair. Teşekkür ederim paylaştığın için.

    YanıtlaSil
  4. İş işten geçmeden farkına varmıyoruz galiba.

    YanıtlaSil
  5. Hala odayı dağıtmak için fırsatım var demek ki :) Güzeldi

    YanıtlaSil
  6. Ellerinize sağlık Beyda Hanım, inanın çok süper bir paylaşım. Bizim de yarın ölecekmiş gibi kendimizi sorgulamamız ve hayatımızı yeniden gözden geçirmemiz gerekiyor galiba. Süper oldu bu paylaşım, bayıldım çok teşekkürler.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Fikirlerinizi paylaşırsanız sevinirim.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Fatih Murat Arsal - Ödünç Aşk

Merhabalar Fatih Murat Arsal'ın kalemini sevdiğimi bilmeyen kalmadı sanırım.

Zeynep Sahra - Elmalı Turta

Merhabalar Zeynep Sahra'nın Ayçöreği hikayesi Elmalı Turta ile son sürat devam ediyor. Öncelikle yeniden belirtmek istiyorum bu kitap Ayçöreğinin devam kitabı. Yani öncelikle Ayçöreğini okumalısınız.

Fatih Murat Arsal - İki Mükemmel Hata

Merhabalar Uzun zamandır sizlere kitap yorumu yaz(a)mıyorum zira bu sıralar yorum yazmak için maalesef kafamı toparlayamıyorum. Hoş bir aydan fazladır kitap kapağı da açamadım. Kitap okumadan uyumayan ben; son zamanlarda kitaplara dokunamadım bile. Fakat okuduğum kitaplara ve yazarlara da haksızlık da etmek istemiyorum. Zira beğendiğim kitapların yorumsuz durmalarına maalesef gönlüm razı gelmiyor. Çıktığı ilk anda alıp okuduğum, ancak yorum giremediğim bir kitap İki Mükemmel Hata. O zaman başlayalım.

Öğretmenler Günü İkram Sorunsalı

Merhabalar Geçtiğimiz haftalarda  Öğretmenler Günü Hediye Sorunsalı  ile ilgili bir yazı yazmışım.

Asalet Salgınoğlu Röportajı

Merhabalar Baharı yavaş yavaş hissettiğimiz şu günlerde Nisan ayına geldik bile.

Saç Bakım Ampulleri

Merhabalar Saçıma boya sürmediğim eski zamanlarda, hatta doğru dürüst şampuan bile kullanmazken (o zamanlar yeşil Kafoğlu sabun vardı ve kesinlikle candı.) saçlarımın bakımı ihmal etmemeye çalışırdım. Kendimi bildim bileli saç bakımına özen gösteririm. 

Beyza Alkoç - 3391 Kilometre

Merhabalar Beyza Alkoç'un 3391 kilometre kitabını ilk çıktığı zaman görmüştüm ama açıkçası almakla almamak arasında kalmıştım. Kitap hediyeleşme etkinliği sayesinde okuma fırsatı bulduğum kitaba tek kelimeyle bayıldım. 

Rukiye Kayaarslan - Güz Delisi

Merhabalar Kütüphanenin tozlu raflarında gördüğüm ve çıktığından bu yana al beni oku diyen bir kapağa sahip Rukiye Kayaarslan'ın Güz Delisi kitabına kavuşup sonunda okuyabildim.

James Joyce - Finn’in Oteli

 

Tarihte Bugün 18 Kasım