Ana içeriğe atla

Öğretmenler Günü İkram Sorunsalı

Merhabalar

Geçtiğimiz haftalarda Öğretmenler Günü Hediye Sorunsalı ile ilgili bir yazı yazmışım.
Ama bu yazıyı sanırım erken yayımladım. Çünkü gün geçmiyor ki, yeni bir saçmalık baş göstermesin. Buna devam olarak yeni saçmalığımızdan sizlere bahsedeyim dedim. 

Malum sevgili velilerimizin bulunduğu bir whatsaap grubumuz var. Bu grupta bir kaç gün önce bir şey paylaşıldı. Güya okul aile birliği bir karar almış. Bu karara göre her sınıftan gönüllü veliler yaptıkları poğaça, börek, sarma, kısır vb. ürünleri öğretmenler gününde öğretmenler odasına bırakacaklarmış ve sevgili öğretmenlerimizde kendi aralarında kutlama yapacakmış. Ama grupta bu olay çok detaylı olarak yazılmadığından yani anlaşılacak şekilde belirtilmediğinden bende sınıf annesini aradım. Hani diyorum ki kendimce, şayet öğrencilerde yiyecekse bende alayım bir kilo börek, oğluma vereyim ki, mağdur olmasın. Ama kazın ayağı öyle değilmiş. 

Kadın durmadan telefonda anlatıyor. Vay efendim, diğer sınıflar en az beş çeşit yapıyormuş da, bizimkiler neden hiç katılmıyormuş. Okul aile birliği ile görüştüğünde yerin dibine girmiş. Her sınıfın yaptığının önüne, sınıf ismi yazılacakmış. Miş miş miş de muş muş muş. Zaten işteyim ve bu geyik muhabbetinin de bitmeyeceğini bildiğimden, çalıştığımı, böyle şeylere ayıracak vaktimin olmadığını, kaldı ki böyle börek vs. işlerinden de anlamadığımı söyledim. Kadın çok bozuldu. Sadece "Doğrudur. diyebildi. 

Şimdi gelelim neden delirdiğime; ben akşamları yerine göre kendi aileme zor yemek yaparken, oturup öğretmenlere ikram mı hazırlayacağım? Bu iş gönüllülük esasına dayalıysa -ki öyle olduğunu iddia ediyorsunuz- o zaman gönüllü olanlar yapsın. Kimse gönüllü olmamışmış, falanda feşmekan. Bana ne!...

Bir diğer husus, her şeye burnunu sokan bir kesim var. Her şeyde fikir beyanında bulunuyorsunuz ya, buyurun hodri meydan o zaman. Burada da hünerlerinizi görelim. Boş atıp, dolu tutmakla olmuyor bu işler.

Dün en son sınıf annesiyle birlikte bu işte görev alan biri daha varmış. O yazmış gruba. Yazılanı aynen aktarıyorum.

-Hanımlar günaydın. Yarın öğretmenler günü için spor salonunda ikram olacak. Bunu tüm sınıf velilerimizden rica ettik. Sağolsun geneli katılımda bulunacak. ......Hanım bunu belirtmişti size ama maalesef bizim sınıftan hiç katılım yok. Sınıf temsilcisi olarak kendi adıma üzüldüm. Duyarlı olmanızı beklerdim. Tabii ki bu gönüllülük işi ama yine de bu kadar yalnız kalacağımı düşünmemiştim. Sizi zor sokmak istemem ama bundan sonraki organizasyonlarda desteklerinizi bekliyorum.

-Çoğumuz çalışıyor. Hazır isterseniz yollayayım.

-Evet çoğumuz çalıştığı için ikramda yapamıyoruz, gelemiyoruz da maalesef.

Üstteki kendisine sınıf temsilci denilen kişinin yazdıkları. (Ona bu sıfatı kim verdi. O da ayrı bir tartışma konusu. Sınıf annemizden sonra, bir de nur topu gibi sınıf temsilcimiz oldu.) Diğer ikisi de iki farklı velinin yazdıkları.

Öğretmenlere olan sevgi ve saygımız gerçekten büyük. Haklarını da ödeyemeyiz. Ama bu işi s... yarışına çevirip, "o sınıf şunu yaptı, biz neden yapmıyoruz?" olayına çevirmenin de bir anlamı yok. Kaldı ki, kim dedi sana sınıf adına böyle bir söz ver diye? Şayet böyle bir söz veriyorsan, sonuçlarına da kendin katlanırsın. Kimseye tavır yapmaya da hakkın yok. Kimse adına karar veremezsin. Haddini bileceksin.

Bu organizasyonlara tükettiğiniz nefeslerinizi sosyal sorumluluk projelerinde harcasanız memleket olarak ihya olacağız da, neyse.

Son olarak bir olayımızın daha sonuna geldik. Yeni olaylarda görüşmek üzere. Nasıl olsa bende bu veliler varken, bana da çok malzeme çıkar.

Hoşçakalın.

Yorumlar

  1. Okurken size hak verdim kesinlikle.
    Bu işte gönüllülük esassa neden gönüllü olmayanları uyarıyorlar ve aslinda bu işi zorunluluk haline getiriyorlar , hiç anlamış değilim.
    Çocukluğumdan beri bu okul aile birliği muhabbetlerini hiç sevmem zaten. Resmen insanların zamanlarını ve paralarını sömüren bir birlik gibi geliyor bana :D
    İlkokuldayken hatırladığım kadarıyla hep bir değişik icatlar, türlü masraflar çıkarırlardı..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Küçük Hanım;
      Maalesef ki öyle. Kendi kendilerine karar alıp, sonra da velilerin uygulamasını beklemek saçmalık.

      Sil
  2. Ne kadar saçma yahu, insanların boş vakti çok galiba..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. herteldenşef;
      Bunu çıkaran zaten kendilerine iş arayan, işi gücü olmayanlar.

      Sil
  3. Arkadaşlar bir öğretmen olarak şunu söylemek isterim.Öncelikle velimden bir şey istemem ve beklemem
    Ancak bir beklentim var, O da
    Çocuğu ile ilgilenmesidir.İlgiden kasıt ders ve derslerine yardımcı olmak değil.O benimişim nasıl olsa öğretirim.
    Öz bakım,kendine güven.saygılı birey...
    Ama şu da var her koyun kendi bacağından asılır.Ben işimi doğru ve dürüst yaparım.O yüzden söylenenlere kulağım tıkalı ve Huzur içindeyim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sibelciğim;
      Zaten sözüm kesinlikle öğretmenlere değil.Bunu yapan işgüzar velilere. Keza ne bu organizasyondan, ne de hediye,çiçek gibi alınacak şeylerden zaten öğretmenlerin haberi yok. Öğretmenlerin böyle bir talebi de yok. Kendi kafalarına göre karar alıp, sonra da velilere güya gönüllük esasına dayandığını söyleyerek, kendini bilmezce şerzenişte bulunmalarına. Şayet bir konuda sınıf adına söz veriyorsan, bunun sorumluluğunu almışsın demektir. Yok ben söz veririm ama sonuçlarına katlanmam diyorsan da, o zaman hiç bu işlere bulaşmayacaksın. Yazık ki bu kısımda insanlar hadlerini bilmeden, başkaları adına karar veriyor ve sonrasında katılım olmayınca bozuluyorlar. Ancak kimsenin bozulmaya hakkı yok. Çalışan insanlar olarak elimizden geldiğince her konuda alınan kararlara saygı gösteriyoruz ama mantık çerçevesinde. Bunu aşınca haliyle tepki veriyoruz ki, bu da en doğal hakkımız. İnsanlar maalesef ki dediğin gibi çocuklarına ayıracakları zamanları, başka işlerle uğraşarak geçirdiğinden çocuğun saygı, sevgi, görgü vb. her şeydeki durumu da içler acısı şekilde ortada. İlgili anne modeli sadece bu tarz organizasyonlarda ve lafta kalıyor. Dediğin şekilde çocuğu ile gerçekten ilgilenen anne sayısı çok az maalesef.

      Sil
  4. O kadar saçma buluyorum ki bunu... Orası bir eğitim kurumu, gün mü yapıyorlar anlamıyorum. Ve bence artık sınıf annelerine de atama gelmeli çünkü gerçekten çok üstün(!) bir çaba sarf ediyorlar. Daha bugün öğretmen arkadaşımla bu konuyu konuşuyorduk. Kendi kızının sınıf öğretmenine sadece 300 liralık bir pasta parası toplanıp yaptırılıyor. Gerçekten çok yazık... Kim gönlünden ne geçiyorsa yapsın. Bence makul olanı da budur.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tuğçe;
      Maalesef öyle canım. Gerçekten öğretmene öğrenci içinden gelerek bir hediye vermiyor ve bu olay yarışa dönüyor.

      Sil
  5. Oy oy oy bir öğretmen olarak utanarak okudum yazıyı.
    Oysaki sıcak bir gülümseme en güzel ikram olur bizim için.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Cafe Tigris;
      Maalesef işin perde arkası böyle canım. Mesele ikram da değil, bunu saçma yarış haline getirmelerinde. Oysa ki, düzgünce kutlansa ve öğretmenlere hak ettikleri değer verilse, çok daha güzel olacak. Bunlar sadece yapmacık davranışlardan öte gidemiyor maalesef.

      Sil
  6. ben de bir veli olarak çok yaşadım bu durumları, öne çıkmak kendini göstermek isteyen bazı veliler, diğerlerine yaptırıp elleri kolları dolu şekilde okula girmekten zevk alırlardı. kimsenin onlardan bir şey istediği yok aslında :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Esra Takım;
      Aynen öyle oluyor. Bir kaç veli öne çıkmak için söz veriyor ama iş icraata geldi mi tınn.

      Sil
  7. hahaaa ulusal sıkıntılarımızdaaaan ha haaa yazık annelereee :)

    YanıtlaSil
  8. Entel zontalık diye bir düşünce geçti aklımdan;bizler bunu hep erkeklere yakıştırdık;her yerden fışkırıyor;ne büyük zenginlik;para yapsa,ticarete ne çok katkı sağlardı;Teşekkürler Beyda;on puanlık bir yazı.))

    YanıtlaSil
  9. Hayretle okudum inan ki 🙄

    YanıtlaSil
  10. Bir öğretmen olarak Öğretmenler Günü olduğu için mutluyum. Diğer yandan Sevgililer Günü gibi bu günün de kapitalist sistemin oyuncağı haline gelmesine karşıyım. Hediye, hatırlama kalpten gelirse güzeldir. Diğeri sadece göstermeliktir, ayrıca bir günün önemini bir iki hafta öncesinden ısrarla vurgularsanız karşınızdakiler de kendilerini bir şeyler yapmak zorunda hissedeceklerdir. Sonuçta da sizin yaşadığınız gibi zor durumların deneyimlenmesi kaçınılmaz oluyor. Geçmiş olsun...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Melike Yıldız;
      Bizimkilerin ki maalesef gösterişten öte geçmiyor. Kaldı ki gruba öğretmene hediye verirken video çekip atmışlar. Samimiyet nerede diye sormazlar mı insana?

      Sil
    2. Haklısınız, bir de bunların çocuklar tarafından da durumu var. Maddi durumu iyi olmayıp öğretmenine hediye alamayan çocuk nasıl hisseder?

      Sil
    3. Maalesef bunları düşünen yok.

      Sil
  11. Hep diyorum velilere ayrıca bir eğitim gerek diye ;) Bazı veliler sizin gibiyken bazıları yazdıklarınız gibi maalesef. Bir de öğretmenlere akıl veren veliler var. Onlar ayrı bir boyut.
    Öğretmenler için velilerin değil öğrencilerin ne düşündüğü- yaptığı önemli. Küçük yaş grubu için evet hediye vs veli tarafından düşünülebilir. Ancak ikram nedir? :/
    Hadi hem ikram hem hediye yapılacaksa istemeyni zorlamak nedir?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. mermaidinyolculuğu;
      Maalesef ki öyle. Kimse haddini ve duracağı yeri bilmiyor.

      Sil

Yorum Gönder

Fikirlerinizi paylaşırsanız sevinirim.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Fatih Murat Arsal - Ödünç Aşk

Merhabalar Fatih Murat Arsal'ın kalemini sevdiğimi bilmeyen kalmadı sanırım.

Zeynep Sahra - Elmalı Turta

Merhabalar Zeynep Sahra'nın Ayçöreği hikayesi Elmalı Turta ile son sürat devam ediyor. Öncelikle yeniden belirtmek istiyorum bu kitap Ayçöreğinin devam kitabı. Yani öncelikle Ayçöreğini okumalısınız.

Fatih Murat Arsal - İki Mükemmel Hata

Merhabalar Uzun zamandır sizlere kitap yorumu yaz(a)mıyorum zira bu sıralar yorum yazmak için maalesef kafamı toparlayamıyorum. Hoş bir aydan fazladır kitap kapağı da açamadım. Kitap okumadan uyumayan ben; son zamanlarda kitaplara dokunamadım bile. Fakat okuduğum kitaplara ve yazarlara da haksızlık da etmek istemiyorum. Zira beğendiğim kitapların yorumsuz durmalarına maalesef gönlüm razı gelmiyor. Çıktığı ilk anda alıp okuduğum, ancak yorum giremediğim bir kitap İki Mükemmel Hata. O zaman başlayalım.

Asalet Salgınoğlu Röportajı

Merhabalar Baharı yavaş yavaş hissettiğimiz şu günlerde Nisan ayına geldik bile.

Saç Bakım Ampulleri

Merhabalar Saçıma boya sürmediğim eski zamanlarda, hatta doğru dürüst şampuan bile kullanmazken (o zamanlar yeşil Kafoğlu sabun vardı ve kesinlikle candı.) saçlarımın bakımı ihmal etmemeye çalışırdım. Kendimi bildim bileli saç bakımına özen gösteririm. 

Rukiye Kayaarslan - Güz Delisi

Merhabalar Kütüphanenin tozlu raflarında gördüğüm ve çıktığından bu yana al beni oku diyen bir kapağa sahip Rukiye Kayaarslan'ın Güz Delisi kitabına kavuşup sonunda okuyabildim.

James Joyce - Finn’in Oteli

 

Tarihte Bugün 18 Kasım

 

Beyza Alkoç - 3391 Kilometre

Merhabalar Beyza Alkoç'un 3391 kilometre kitabını ilk çıktığı zaman görmüştüm ama açıkçası almakla almamak arasında kalmıştım. Kitap hediyeleşme etkinliği sayesinde okuma fırsatı bulduğum kitaba tek kelimeyle bayıldım.