Ana içeriğe atla

Mimlendim ve Mimledim 11 - Linet Hatıram Olsun

Merhabalar

Yan Gel Yat Üniversitesi bloğunun sahibi bir oyun, bir mim başlatmıştı. Ben her ne kadar oyunun kurallarını yerine getirmiş olsam da, bloğa cevaplarını toparlayıp yazmakta geciktim fakat cevapları sizlerle paylaşmazsam da içimde kalacaktı. Kısaca yazmazsam olmazdı. 

Oyununun ilk pusulası şu: Radyoda rastgele bir şarkı tutup, o şarkıyı bütün bir hafta günde en az bir kere dinleyip neler hissettirdiğini paylaşmak.

Benim şansıma Linet Hatıram Olsun çıktı. İlk dinlediğimde çocukluğumdan beri Coşkun Sabah'tan dinlediğim ve çok sevdiğim bu şarkının aslında Linet tarafından seslendirilmesinin daha iyi olduğunu düşündüm. Kaldı ki Linet'i de, Coşkun Sabah'ı da çok severim ve dinlemelere doyamam ama bu şarkı da Linet gerek orkestra ile olsun, gerek yorumuyla olsun kesinlikle 10 numara 5 yıldız bir performans sergilemiş. Resmen aşık oldum.

İkinci Gün dinlediğimde aslında bu şarkının iki kıtası olduğunu ve ikinci kıtasının Coşkun Sabah tarafından söylenmeden seslendirildiğini fark ettim ve benim için tam bir yıkımdı. Neden söylenmedi? diye tüm gün beynimi yedim ki; bu şarkıyı ortaokulda Güzel Sanatlar Lisesi şan bölümünü kazanacağımı düşündüğümden (ki kazandım) zor bir eser olduğundan, lisede boş derslerde ya da hocaların "sesi güzel kim var? Bir şarkı söylesin." diye sorduklarında gösterilen bir öğrenci olarak seslendirirdim. Ancak sonrasında internette araştırdım ve iki kıtası da söylenmiş meğer. Ancak ben geçmiş zaman olur ki; nereden kayıt ettiysem? bu şarkıyı, bendeki versiyonunda ikinci kıta yok. Büyük hayal kırıklığı. Neden yok. Kafamda deli sorular. Bir şarkının orjinalini kısaltmayı neden düşündüler? acaba. Ancak hatırlıyorum, evimizde teyp de kaset çaldığımız dönemlerde de sanki bu şarkının ikinci kıtası yok gibi geliyor. Kısaca ikinci kıta yüzünden geçmiş-şimdiki zaman arasında gidip gelmeler. İkinci kıtanın varlığı yada yokluğu düşünülürken kaybedilen zaman. (Hâlâ düşünüyorum acaba ikinci kıta vardı, biliyordum da kıtasız versiyonunu dinledikçe mi unuttum)

Üçüncü Gün ikinci kıtayı içime sindirip ezberlemekle geçti. Kesinlikle kayıp bir zaman. Bunca sene nasıl fark etmemişim. Kendime de kızıyorum.

Dördüncü Gün Ezberlenen ikinci kıta ve Beyda Linet'le birlikte şarkı söyler. Ofiste müzik sesi yükselir. Ben de arzular şelale. Defalarca dinlenen şarkı içimi eritiyor. Nasıl bir sözdür bunlar, Linet nasıl bir duyguyla söyledi. Ya Ahmet Selçuk İlkan'a ne demeli. Hangi ruh haliyle yazdı o sözleri. Ben o gün duygu patlamasından iptal. Dokunsalar ağlayacağım. Meğer ne çok severmişim bu şarkıyı.

Beşinci Gün sabahı dört gündür aynı şarkıyı dinleyen ben sonunda beyin devrelerini yaktım. Avaz avaz şarkı söylerken, yemek yapan ablanın birden yanıma gelip "Sesin çok güzel. İçime oturdu." demesiyle kendimi sahnelerde hissettim. Şarkı defalarca dinlendi ve son hatırladığım şey, gözlerim kapalı, kendimi Linet'in bulunduğu klipteki şekilde Linet'in yerinde hayal ediyorum. Işıklar, alkışlar, o sahneye çıkış anı. Her şeyde ben varım ve ortam tarif edilemez. 

Altıncı Gün İşyerimde sonunda patronun eşi de bu şarkıya alıştı. O aşağıda, ben yukarıda bu şarkıyı dinliyoruz. Şarkıyı bulduğum ve dinleyip, ona duyurduğum için teşekkür ediyor.

Yedinci Gün ben kesinlikle "oldum" emin olabilirsiniz. Şarkının klibini o kadar ezberledim ki, şarkıyı her dinlediğimde kendimi o sahnede hayal etmekten geri kalamıyorum. İçim kıpır kıpır. Keşke diyorum bu şarkıyı seslendiren ben olsam ya da Linet ile seslendirebilsek. O kadar çok seviyorum şarkıyı ve Lineti. Bir kez daha kanaat getiriyorum. Bu şarkı Linet'e çok yakıştı. Defalarca Coşkun Sabah'tan dinleyip bıkmadığım şarkıyı,(O'nun yorumu da ayrı içe dokunur hani) Linet sayesinde hepten üst sıralara taşıdım. Arabadaki usb belleğe, telefonumdaki müzik klasörüne kadar her yere attım bu şarkıyı. 

Bu şarkıdan çıkarılan ders ben Linet'i bir kez daha ayakta alkışlıyorum. Boşuna sevmemişim bunca zaman, boşuna dinlememişim şarkılarını. Kadın söylüyor, bende ise durumlar 404 not found error. Beyinde ana kart hatası. Yüreğimin yağları eridi resmen. 

İlk mim yazısını buradan okuyabilirsiniz.

Bu mimi yapmak isteyen herkesi davet edip, sizleri aşağıda şarkıyla başbaşa bırakıyorum. Sevgiyle ve Hoşça kalın. Keyifli İzlemeler.

Söz: Ahmet Selçuk İlkan
Müzik: Coşkun Sabah

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Tüm Zamanların En Güzel Kadını : Prenses Fevziye

Kavalalı Mehmet Ali Paşa soyundan, Mısır'ın ilk kralı Fuad'ın kızı; yine Mısır'ın son kralı Faruk'un kız kardeşiydi Prenses Fevziye.

Beyza Alkoç - 3391 Kilometre

Merhabalar Beyza Alkoç'un 3391 kilometre kitabını ilk çıktığı zaman görmüştüm ama açıkçası almakla almamak arasında kalmıştım. Kitap hediyeleşme etkinliği sayesinde okuma fırsatı bulduğum kitaba tek kelimeyle bayıldım. 

Zeynep Sahra - Elmalı Turta

Merhabalar Zeynep Sahra'nın Ayçöreği hikayesi Elmalı Turta ile son sürat devam ediyor. Öncelikle yeniden belirtmek istiyorum bu kitap Ayçöreğinin devam kitabı. Yani öncelikle Ayçöreğini okumalısınız.

Poy Baharatı Nedir? Nerelerde Kullanılır?

  Merhabalar Baharat kullanmayı sever misiniz?

Smilodon (Kılıç Dişli Kaplan) Hakkında Bilinmeyenler

Herkese Merhaba  Bugün sizlere Smilodon'dan (Kılıç Dişli Kaplan) bahsedeceğim. 

Fatih Murat Arsal - Ödünç Aşk

Merhabalar Fatih Murat Arsal'ın kalemini sevdiğimi bilmeyen kalmadı sanırım.

Gabriel Garcia Marquez - Ağustosta Görüşürüz

 

Yeşil Yol

 

Samed Behrengi - Bir Şeftali Bin Şeftali

Herkese merhaba Kısa zaman önce bitirdiğim bir kitap Bir Şeftali,Bin Şeftali. Bir gün annesinin dalında büyümekte olan bir şeftalinin hikayesi bu. Bu şeftali büyüyünce sahibi tarafından köye satılmaya götürülür.

Cahit Sıtkı Tarancı - Kırık Bir Aşk Hikayesi

Cahit Sıtkı Tarancı'nın meşhur bir şiiri var, " Abbas" adında.