Ana içeriğe atla

Fatih Murat Arsal - Yalanın Gölgesinde Kitap Alıntısı

O belli belirsiz yutkununca Boran’ın gözleri hafifçe kısıldı. “İyi misiniz?” diye sordu.

.

“Siz bana böyle bakmazsanız eğer, daha iyi olacağım.” diye kinayeli bir şekilde mırıldandı. Sonra sesini azıcık sertleştirdi. “Size tanıdık mı geldim?”

.

Adam özür bile dilemedi.

.

“Hayır!” dedi sonra kısaca. Alaycı bir tavırla gülümsedi. “Tanıdık gelmediniz. Sizin gibi birisini daha önce hiç görmediğime eminim.”

.

“Niye?” Kaşlarını çattı zorlama olarak. “Boynuzlarım mı çıkmış yoksa?”

.

Boran hafif bir nefes aldı. Sonra da ciddi bir sesle sordu. “Bir melek kadar güzel olduğunuzu size kimse söylemedi mi?”

.

Hayretle açılan kocaman gözleri, adamın dediklerini algılamakta zorlandığını gösteriyordu. Onun bu kadar cüretkâr olması çılgıncaydı. Büyülenmiş gibi kalakaldı. Kulaklarına inanamıyordu.

.

“Demek boynuzlarım değil, kanatlarım çıkmış!” dedi şaşkınlığını yenerek.

.

Boran buna aldırmadı. “Güzel olduğunu çok kişi söylemiştir eminim!”

.

“Bu kadar büyük bir cüretle söyleyen olmadı doğrusu!” Güzel gözleri hafif bir öfkeyle parlamıştı. İşin ilginç yanı adamın tavrındaki sadelikti. Arsızca kur yapmıyordu. Bir eşyayı beğendiğini belli eden bir sanatsever gibi bakıyordu. Burnunu gururlu bir şekilde kaldırdı. “Bunu yol yorgunluğunuza vereceğim.”

.

“Yorgun değilim.”

.

Bakıştılar bir an. Bu nasıl bir cesaretti? Belen hafifçe yutkundu. Ve bu adam nasıl bakıyordu böyle? Tüm tüyleri yeniden diken diken olmuştu.

.

“Peki, kendi adıma teşekkür ederim!” dedi genç kız soğuk olmasına çalıştığı bir sesle. Kendisini toparlamalıydı. Bu sabaha kadar hep nefret ettiği, tiksindiği bu erkeksi ilgi, nedense karşısındaki adamdan gelince hoşuna gitmişti. Bu hissettikleri elbette doğru değildi. Onun ezici varlığından uzaklaşmalıydı. “Siz masanıza yerleşin, ben çayınızı getireyim, ” dedi aceleyle. “Nasıl alırdınız?”

.

“Açık olsun, büyük bardakta olursa sevinirim. Bir de dört yumurtalı, az pişmiş omlet istiyorum. Sarıları dağılmasın lütfen.”

.

“Tabii!” Gözlerine bakmadan hızla mutfak kısmına yöneldi. Yürüdükçe uzun saçları arkasından savruluyordu. Yakıcı gözlerin kendisini izlediğine emindi. Hayatında ilk kez kaçıyordu…

.

Ve bundan nefret etti.


Çok yakında geliyor...

Yorumlar

Yorum Gönder

Fikirlerinizi paylaşırsanız sevinirim.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Tüm Zamanların En Güzel Kadını : Prenses Fevziye

Kavalalı Mehmet Ali Paşa soyundan, Mısır'ın ilk kralı Fuad'ın kızı; yine Mısır'ın son kralı Faruk'un kız kardeşiydi Prenses Fevziye.

Beyza Alkoç - 3391 Kilometre

Merhabalar Beyza Alkoç'un 3391 kilometre kitabını ilk çıktığı zaman görmüştüm ama açıkçası almakla almamak arasında kalmıştım. Kitap hediyeleşme etkinliği sayesinde okuma fırsatı bulduğum kitaba tek kelimeyle bayıldım. 

Poy Baharatı Nedir? Nerelerde Kullanılır?

  Merhabalar Baharat kullanmayı sever misiniz?

Zeynep Sahra - Elmalı Turta

Merhabalar Zeynep Sahra'nın Ayçöreği hikayesi Elmalı Turta ile son sürat devam ediyor. Öncelikle yeniden belirtmek istiyorum bu kitap Ayçöreğinin devam kitabı. Yani öncelikle Ayçöreğini okumalısınız.

Fatih Murat Arsal - Ödünç Aşk

Merhabalar Fatih Murat Arsal'ın kalemini sevdiğimi bilmeyen kalmadı sanırım.

Gabriel Garcia Marquez - Ağustosta Görüşürüz

 

Smilodon (Kılıç Dişli Kaplan) Hakkında Bilinmeyenler

Herkese Merhaba  Bugün sizlere Smilodon'dan (Kılıç Dişli Kaplan) bahsedeceğim. 

Cahit Sıtkı Tarancı - Kırık Bir Aşk Hikayesi

Cahit Sıtkı Tarancı'nın meşhur bir şiiri var, " Abbas" adında.

Yeşil Yol

 

Samed Behrengi - Bir Şeftali Bin Şeftali

Herkese merhaba Kısa zaman önce bitirdiğim bir kitap Bir Şeftali,Bin Şeftali. Bir gün annesinin dalında büyümekte olan bir şeftalinin hikayesi bu. Bu şeftali büyüyünce sahibi tarafından köye satılmaya götürülür.