Merhabalar
Bende de aynı durum söz konusu. Güzel hikayeleriyle kitabın sonunun nasıl geldiğini anlamadığınız kitaplarını okuyucularıyla buluşturup, her defasında kalemine hayran bırakıyor.
Gece; menekşe gözleri, büyüleyici güzelliği ile tüm erkeklerin aklını başından alabilecek biridir. Bir erkeği dize getirmesi için sadece bakması yeterlidir. Tabii bir de şarkı söylemesi. Gece hayatını şarkı söyleyerek kazanırken birden yer altı dünyasının ünlü isimlerinden Ayhan Çakır'ın dikkatini çeker ve bu sayede daha kaliteli olan Çakırkeyf'de sahne almaya başlar. Assolist olarak çalıştığı ve çok ses getirdiğinden başına bir şey gelmesinden korkan Ayhan Çakır, Gece'yi koruması için Şafak'ı görevlendirir.
Şafak; Ayhan Çakır'ın yanında çalışmaktadır. Çakırkeyf'in tüm işlerini halletmektedir. Her ne kadar bu durumdan pek memnun olmasa da el mecbur Gece'nin korumalığını yapmaya başlar. Her an yanı başında olması Gece'yi rahatsız etmeye başlar. Şafak'da dadılık yapmaktan hoşlanmaz. Ama kalpler aynı şeyi söylemez. İkisinin birbirine karşı olan çekimleri kaçınılmazdır. Etkilendiklerini birbirlerine söylememek için ellerinden geleni yaparlar. Şafak Gece için mevcut hayatını bırakmayı bile göze alır. Fakat Gece daha fazlasını istemektedir. Şafak'la birlikte olamaz. Geçmişten alınması gerekenler varken yolunda kimseyi istemez.
Gece sahne aldığı bir akşam Gece'nin ününü duyan Tuncay Dermihanlı kendisini dinlemeye gelir. Sahne sonrasında masalarına davet eder. Gece'nin kuralları vardır ve asla masalara gitmez. Ama Tuncay Demirhan'lı için bazı esneklikler yapılabileceğini düşünerek teklifi kabul eder. İlk etapta çok soğuk davranan Tuncay sonraları Gece'nin müdavimi olur. Bu durum Gece'nin hoşuna gidiyor olsa da Şafak hiç hoşnut değildir. Fakat Gece çıktığı yolda kimsenin engeline takılmaya niyetli değildir. Bu kişi gönlünü kaptırdığı, delice aşık olduğu Şafak dahi olsa.
Kitap geçmişte 1986 yılındaki olaylar ile günümüz arasında gidip geliyor. Kitabı okurken hem geçmişi, hem de bugünü aşırı merak ederek okuyorsunuz ve kitap hemen bitiyor. Kitapta aynı anda iki ayrı hikaye okuyorsunuz. Geçmişle geleceğin arasındaki bağlantıyı çözmeye çalışıyorken hikayenin sonunda neden iki ayrı zaman okuduğumuzu anlıyoruz.
Gece ile Şafak'ın ikilemleri, çıktıkları yolda davaları ve aynı zamanda kendilerine bile itiraf edemediklerini okumak çok güzeldi. İkilinin atışmaları, diyalogları, birbirlerine çekilmeleri yerli yerindeydi. Bir yerde Şafak'ın kafasını kopartmak istedim. Bir yerde de Gece'nin. Kitabı okuyanlar ne demek istediğimi anlayacaklardır. Sırlar varsa açıklanmalıdır öyle değil mi? Ancak her şeye rağmen Şafak'ın Gece için yaptıkları çok güzeldi. Adam aşık daha ne olsun.
Tuncay Demirhanlı karakterini hiç sevemedim. Her ne kadar sözünün eri bir karakter gibi görünse de, geçmişte yaptıkları yenilir yutulur cinsten değil. Aynı zamanda sebep oldukları. Tabii baba faktörünü de unutmamak lazım. Belki de babası karışmasaydı tamamen başka şeyler olacaktı. Ama her ne olursa olsun yaptığı affedilecek bir durum değil.
Marika ve Devran. İçimi titretti. Marika nasıl bir kadın öyle. Çok sevdim. Aşırı sevdim. Hele kocası Devran. Gerçek aşk. Ama bir o kadar da hüzünlü. Onları okurken çok üzüldüm. Ne bahtsız kadınmış Marika.
Gece'nin geçmişi insanın içini içini acıtıyor. Ailesine olanlar gerçekten çok çok kötüydü. Bir insanın elinde gücü bulundurması nedeniyle yaptıklarını hazmedemedim. Ama hayat maalesef ki tam da bu şekilde. Güçlü, güçsüzü eziyor ne yazık ki.
Kitapta bu defa sadece erkek karakteri değil, aynı zamanda kadın karakteri de sevdim. Ama en çok Marika'yı sevdim. Yeşilçam tadında bir kitap okumak isterseniz Gece ile Şafak tavsiyemdir.
Yeni yazılarımda görüşünceye dek, kendinize çok iyi bakın. Güzel, mutlu ve kitapla geçen bir gün sizlerle olsun.
Hoşçakalın.
Kitap geçmişte 1986 yılındaki olaylar ile günümüz arasında gidip geliyor. Kitabı okurken hem geçmişi, hem de bugünü aşırı merak ederek okuyorsunuz ve kitap hemen bitiyor. Kitapta aynı anda iki ayrı hikaye okuyorsunuz. Geçmişle geleceğin arasındaki bağlantıyı çözmeye çalışıyorken hikayenin sonunda neden iki ayrı zaman okuduğumuzu anlıyoruz.
Gece ile Şafak'ın ikilemleri, çıktıkları yolda davaları ve aynı zamanda kendilerine bile itiraf edemediklerini okumak çok güzeldi. İkilinin atışmaları, diyalogları, birbirlerine çekilmeleri yerli yerindeydi. Bir yerde Şafak'ın kafasını kopartmak istedim. Bir yerde de Gece'nin. Kitabı okuyanlar ne demek istediğimi anlayacaklardır. Sırlar varsa açıklanmalıdır öyle değil mi? Ancak her şeye rağmen Şafak'ın Gece için yaptıkları çok güzeldi. Adam aşık daha ne olsun.
Tuncay Demirhanlı karakterini hiç sevemedim. Her ne kadar sözünün eri bir karakter gibi görünse de, geçmişte yaptıkları yenilir yutulur cinsten değil. Aynı zamanda sebep oldukları. Tabii baba faktörünü de unutmamak lazım. Belki de babası karışmasaydı tamamen başka şeyler olacaktı. Ama her ne olursa olsun yaptığı affedilecek bir durum değil.
Marika ve Devran. İçimi titretti. Marika nasıl bir kadın öyle. Çok sevdim. Aşırı sevdim. Hele kocası Devran. Gerçek aşk. Ama bir o kadar da hüzünlü. Onları okurken çok üzüldüm. Ne bahtsız kadınmış Marika.
Gece'nin geçmişi insanın içini içini acıtıyor. Ailesine olanlar gerçekten çok çok kötüydü. Bir insanın elinde gücü bulundurması nedeniyle yaptıklarını hazmedemedim. Ama hayat maalesef ki tam da bu şekilde. Güçlü, güçsüzü eziyor ne yazık ki.
Kitapta bu defa sadece erkek karakteri değil, aynı zamanda kadın karakteri de sevdim. Ama en çok Marika'yı sevdim. Yeşilçam tadında bir kitap okumak isterseniz Gece ile Şafak tavsiyemdir.
Yeni yazılarımda görüşünceye dek, kendinize çok iyi bakın. Güzel, mutlu ve kitapla geçen bir gün sizlerle olsun.
Hoşçakalın.
Tanıtım Bülteninden
Karanlıkta bile gören gözdü yürek. Bir kez bağlandığında, iz sürüyordu. Onlar sevgiyi de, acıyı da birlikte yaşamışlardı. Büyüklerin dünyasında kötülüğün kurbanı olmuş, kaderin savurduğu farklı yönlerde kaybolmuşlardı.
Yıllar geçmiş, yaşamlar değişmiş, dile getirilemeyen acılar karanlıklarda hapsolmuştu. Ancak bir gerçek vardı ki; aynı ateşte yanan yürekler, biraz örselenmiş, biraz olgunlaşmış olsa da, birbirini tanıyordu. Fakat hayat bu kez onlara farklı roller çizmişti.
Gece, intikam ateşiyle yanan bir kadın…
Şafak, sevdiği kadını korumak için kendinden vazgeçmeye hazır bir erkek… Gerçeği ararken, aşkın ve tutkunun esiri olan iki yürek…
Bir yanda dar, çıkmaz sokaklar, birbirine yaslanmış gecekondular, benzer yazgılar, yüzler, insanlar…
Diğer yanda karanlığa sahte ışıklar yakan sazlı sözlü mekânlar, suçlar, suçlular, hem sefil, hem de göz alıcı hayatlar…
Tehlikenin koynunda, sırlarla çevrili derin bir AŞK hikâyesi okumaya hazır mısınız?
Yıllar geçmiş, yaşamlar değişmiş, dile getirilemeyen acılar karanlıklarda hapsolmuştu. Ancak bir gerçek vardı ki; aynı ateşte yanan yürekler, biraz örselenmiş, biraz olgunlaşmış olsa da, birbirini tanıyordu. Fakat hayat bu kez onlara farklı roller çizmişti.
Gece, intikam ateşiyle yanan bir kadın…
Şafak, sevdiği kadını korumak için kendinden vazgeçmeye hazır bir erkek… Gerçeği ararken, aşkın ve tutkunun esiri olan iki yürek…
Bir yanda dar, çıkmaz sokaklar, birbirine yaslanmış gecekondular, benzer yazgılar, yüzler, insanlar…
Diğer yanda karanlığa sahte ışıklar yakan sazlı sözlü mekânlar, suçlar, suçlular, hem sefil, hem de göz alıcı hayatlar…
Tehlikenin koynunda, sırlarla çevrili derin bir AŞK hikâyesi okumaya hazır mısınız?
Basım Yılı : 2015
Sayfa Sayısı : 523
Ephesus Yayınları
Yorumlar
Yorum Gönder
Fikirlerinizi paylaşırsanız sevinirim.