Ana içeriğe atla

Marcel Proust - Lemoine Vakası Kitap Alıntısı

IV. HENRI DE RÊGNIER
Elması pek de sevmem. Güzel görünmüyor. İnsanın yüzünde bıraktığı o küçük güzellik, etkisindense daha çok yansımasındandır. Ne zümrüdün okyanus berraklığı ne de safirin sonsuz maviliği vardır onda. Elmastansa topazın sisli parıltısını ve tüm o opallerin alacakaranlık büyüsünü tercih ederim. Simgesel ve iki yönlüdürler. Ay ışığının bir yönü gökkuşağı gibi renkliyken, diğer yönü gün batımının pembe ve yeşil ışıltılarıyla kırmızıya çalan bir renkte görünür. Bizler renklerin bize gösterdiklerinden dolayı değil, bizler renklerin bize kurdurduğu hayallerden dolayı etkileniriz. Kendi kaderi dışında kendisinden öte hiçbir şeyle karşılaşmayan birisi öteki ciddi yüzünü gösterir.
   
Hermas'ın beni götürdüğü şehirde böylelerinden çok vardı. Yaşadığımız ev, sağladığı konfordan ziyade daha çok konumunun güzelliğinden dolayı değerliydi. Orada, mülklerin dekorasyonunun planlanmasındansa ufuk görünümü daha da itinayla düzenlenirdi. Orada uyumaktansa dalıp gitmek daha güzeldir. Rahat olunacak bir yerden ziyade resmedilmeye değer bir yerdi. Gün boyunca sıcaktan bunalan tavus kuşlarının kaçınılmaz olan alaycı bağırtıları tüm gece boyunca duyulurdu. Aslında bakılırsa, bu bağırtılar orayı uyumaktansa tam dalıp gitmelik bir yer yapıyordu. Zillerin sesi, insanı sabah boyunca uyumaktan ve her ne kadar daha sonraki uyku erken saatte tamamen uyumamaktan kaynaklı yorgunluğu en azından belli bir dereceye kadar giderse de, insanın gün ışığı öncesinde gerçekten keyfini aldığı uykudan mahrum bırakıyordu. Saatini çanların duyurduğu törenlerin görkemi, bir kimsenin uyuması gerektiği, istediği takdirde daha sonra ilerleyen saatlerde uyumaktan yararlanması gerektiği bir saatte uyandırılmanın verdiği kızgınlığı telafi etmekte zayıf kalıyordu. O zamanlar yapılacak tek şey ise o çarşafı ve tüylü yastığı bırakıp evin içerisinde gezinmekti. Aslına bakılırsa biraz da olsa cazibesi olsa da bu girişim tehlikeliydi de. Tehlikeli olsa da zevkliydi. Bir kimse maceraya koşmaktansa onun zevkinden vazgeçmeyi tercih eder. M. de Séryeuse'nin adalardan getirdiği parke döşemeler; çok renkli ve bağlantısız, kaygan ve geometrikti. Mozaikleri parlak ve düzensizdi. Burada büyütülen ve orada parçalanan tahta zemindense, şimdi kırmızı-siyah olan baklava dilimi biçimi çok daha hoş bir görüntü sunuyordu ve isabetli bir yürüyüşü gerektiren adım gerektiriyordu.

Birisinin avluda yapacağı yürüyüşün albenisi, o kadar riskli olduğundan dolayı değildi. Öğlenleri birisi orada gezinebilirdi. Güneş kaldırımı ısıtırdı ya da damlardan yağmur damlaları düşerdi. Bazen rüzgâr hava okunu gıcırdatırdı. Devasa ve bakır pasla kaplı kapının önünde heykeli yapılmış Hermes, kadüsenin şeklini tasarladığı bir tasavvurunu yansıtıyordu. Yakınlardaki ağaçlardaki solmuş yapraklar, topuklarına kadar dönerek düştü ve mermerden kanatların üzerine altın kanatlar istiflenirdi. Adak olarak verilen güvercinler alınlığın geniş kısmında veya başkemer nişlerinde tünemeye gelirdi ve genelde yaprağa benzeyen gri, sönük renkli tüylerini düşürürlerdi.

Yorumlar

  1. Canım Proust. :) Keyifle okudum, çok teşekkürler canım paylaşım için.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kitap Gizi;
      Proust bu sene alabilirsem okuyacağım inşallah:)

      Sil

Yorum Gönder

Fikirlerinizi paylaşırsanız sevinirim.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ece Evren - Geçmişten Gelen Adam Kitap Tanıtımı

Merhabalar Haydi toplanın yamacıma. Sizlere çok güzel bir haber vermeye geldim.  Kitap sitelerinde yeni çıkan kitaplara bakarken bir de ne göreyim? Hepimizin sevdiği ve saydığı sevgili  Ece Abla  yeni bir kitap çıkarmış.

Kapı Önü Dedikoduları - İçindeki Fesatlıktan Kurtul

  Merhabalar Bayan X her defasında kendini aşamaz dediğim noktada kendisini aşmayı başarıyor ve level atlayarak devam ediyor.

Fatih Murat Arsal Tüm Kitap Yorumları

14 Şubat Sevgililer Günü Zırvalığı

Merhabalar Hadi bugün şu sevgililer zırvalığını biraz açalım. Geçen seneki sevgililer gününde yazdığım yazıda bahsetmek isteyip bahsedemediğim şeyler vardı. Hadi bu sevgililer gününde de onları konuşalım. Geçen sene yazdığım yazıma da  buradan  ulaşabilirsiniz.

14 Şubat Sevgililer Günü Zırvalığı

Merhabalar İki sene önce 14 Şubat ile ilgili duygu ve düşüncelerimi belirtmiştim.

2019 Eylül Ayında Okuduklarım

Merhabalar "Bir insan kendisine nasıl beyin göçü yaşatabilir?" sorusunun bir sonucu olarak bu ay sadece tek bir yazar okudum.

Fırın Muhallebi

Merhabalar Malum bizim ev halkı tatlı konusunda doyumsuz.

Füsun - Bir Olur Da Beni Ararsın

Merhabalar Şimdi diyeceksiniz ki bu Füsun? Nereden çıktı? Füsun Tokyürek şarkıcı Nalan Tokyürek'in nam-ı diğer Of Aman Nalan'ın kardeşidir.

Aşkın Nur Karataş - Ateşli Kitap Tanıtımı

Kural tanımazlık ve yaramazlık sadece Rock yıldızlarına has değildir.

Melek Öztürk - Münzevi Mısralar İskelesi