Ana içeriğe atla

Cemil Kavukçu - Yalnız Uyuyanlar İçin Kitap Alıntısı

Duygu’nun dudağında hafif bir büklüm oluşuyor.
Gülmek gibi, ama değil. Kayıtsızlıkla alayın iç içe geçtiği bir anlam; ya da anlamsızlık. İçindeki şiddet çağrısı, dudakları bu biçimdeyken bu kıvrımları dişlemesi için kışkırtıyor onu. Gözlerini kaldırıp bakıyor Duygu. İri iri ve çok güzeller bugün. Kimi kez küçücük, sönük ve acımasız oluyorlar.

“Nereden bilebilirim ki…”
“Vedat, sen, ben piknik yaptığımız o günü anımsadım. Göl kıyısı çok çarpıcıydı. Ben mangalı yakmaya çalışmış, ama becerememiştim. Etler de iyi pişmemişti. Sen şarap kadehini çok zarif bir biçimde tutuyordun. Vedat, kıra kadeh getirdiğin için alay ederken kayıtsız bir biçimde gülmüştün. Sonra kalkıp göl kıyısına gittin. Ayakların sudaydı. Nilüfer yaprakları kıyı boyunca gölün yüzeyini kaplamıştı. Kurbağalar senfonilerine başlamamıştı daha. Kulaklıkla müzik dinlerken küçük taşlar atıyordun suya. Mutsuz bulmuştum seni. Yanıbaşına koyduğun kadehin yarımdı ve eğreti duruyordu.”
“Yoo, mutsuz değildim, her şey çok güzeldi. Biraz durgundum. Kalıcı bir görüntünün başkişisi gibi duyumsamıştım kendimi. Arada olur. O zaman da aynı şeyler çok önceleri bir kez daha yaşanmış gibi bir duyguya kapılırım. Yıllardır ilk kez o gün dinlendim, biliyor musun? Piknik sonrası, akşamüzeri otomobili bıraktığımız yere doğru yürüdüğümüz yolu unutmayacağım. Sanki birkaç saat önce yürüdüğümüz yol değildi. Değişmiş, gizemli bir görünüm almıştı. Hem haz veriyordu, hem ürperti."
"Evet, ürperticiydi. Ben aynı duyguları göl kıyısına giderken, o yoldan ilk geçtiğimizde de duymuştum. Ama dönüş daha ürkütücüydü. Piknikçiler gitmişlerdi. Her şey susmuştu. Sen, Vedat'la birlikte önde yürüyordun. Savruk bir görünüşünüz vardı. O anda geri dönüp bana baksaydınız içimdeki büyük çatışmanın yüzüme de yansıdığını görürdünüz. İçimdeki biri, bana çok benzeyen, ama hiç de benzemeyen, aslında benim çok korktuğum biri başkaldırmıştı. Serinleyen hava nedeniyle omuzlarına aldığın hırkanın kolları cansız bir bedenden uzanmış gibi boşlukta sallanıyordu. Vedat otomobilin bagaj kapağını kaldırmış eşyaları yerleştiriyordu. O anda içimdeki başkaldıran ben, bedenimden ayrıldı, gördüm onu; yere eğilip büyükçe bir taş aldı. Bağırmak için ağzımı açtığımda. Hayır, bağıramadım. Vedat bagaja eğilmişti... Taşı bütün gücümle başına... Oysa az önce birlikte bir şarkı mırıldanmıştık ve elini dostça omuzuma koymuştu... Taş başına vurduğunda bir çığlıkla sarsılmıştı orman... Çok kan aktı mı, bilmiyorum, çünkü o an senin gözlerine bakmıştım. Yüzünde tek çizgi oynamıyordu. Acımasız ve kışkırtıcıydın. Orman yine eski sessizliğine bürünmüştü. Ölüm sessizliği. Sonra, kanın yerde yayılışı gibi ağır ve korkunç bir gülüşün dudaklarına yayıldığını gördüm. Ben yine arka koltuktaydım. Otomobil, kimselerin kalmadığı orman yolunda, bırakılmış çöpler, gazete kâğıtları, şişeler, meşrubat kutuları, bira kutuları, pet şişeler arasından hızla yol alıyordu. Oto teybinde yine o müzik çalıyordu. Üçümüz de susuyorduk. Gözlerimi bir an kapasam; benim olmaktan çıkmış yüzümü, bedenimle birlikte titreşen kocaman bir taşı…”
Gözlerine dimdik bakıyor şimdi Duygu. Kaskatı yüzüne uymayan canalıcı bir gülüş var dudaklarında.
“O gün sendeki ‘sen’i ben de gördüm,” diyor, “çünkü onun varlığını duyumsayan bende de bir ‘ben’ var.”
Çay fincanını sehpaya bırakıp kalkıyor, gözlerini kırpmadan kendini izleyen Duygu’nun önünde duruyor. Dizleri üstüne çöküp onun gittikçe anlamsızlaşan yüzünü avuçları arasına alıyor. Sonra ağır ağır o gözlerin karanlık uçurumuna doğru çekildiğini duyumsuyor. 
Cadde bomboştu. Arada hızla geçen bir araç sessizliği bozuyordu. Dakikalar önce durağa bir otobüs yanaşmıştı. Belki de son otobüstü.. Bir kişi inmişti; uzun siyah mantolu, siyah süet çizmeli, büklüm büklüm saçlı bir kadın. Emin adımlarla geçmişti caddeyi. Cama alnını dayayıp apartmanın giriş kapısına kadar izlemişti onu. Ama gelmiyordu.
Bardağına kanyak doldurdu. Koltuğa gömülüp gözlerini yumdu.

Yorumlar

  1. kavukçu seviyom aklımda olsun :)

    YanıtlaSil
  2. anlatımı çok hoşuma gitti, naif, insanın yüreğine sızıyor. bakacağım. :)

    YanıtlaSil
  3. Duymadığım bir yazardı 2019 listeme alıyorum

    YanıtlaSil
  4. Kavukçu hep aklımda olan bir yazar, ama bir türlü de sıra gelemedi.. Çok merak ediyorum kitaplarını

    YanıtlaSil
  5. harika bir kitap kesinlikle okumayanların okumasını tavsiye ediyorum

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ersince;
      Bir ara kendimi Cemil Kavukçu'ya vurmayı planlıyorum :)

      Sil
  6. Cemil Kavukçu’yu duymamıştım. Listemde bulunsun bu kitap. Teşekkürler.🌸

    YanıtlaSil
  7. Daha çnce hiç okumadığım yazardı, ilgimi çekti. Ben de listeme alıyorum. Teşekkürler..

    YanıtlaSil
  8. Bilmedigim bir yazar canim, not aldim 😊

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Fikirlerinizi paylaşırsanız sevinirim.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Beyza Alkoç - 3391 Kilometre

Merhabalar Beyza Alkoç'un 3391 kilometre kitabını ilk çıktığı zaman görmüştüm ama açıkçası almakla almamak arasında kalmıştım. Kitap hediyeleşme etkinliği sayesinde okuma fırsatı bulduğum kitaba tek kelimeyle bayıldım. 

Zeynep Sahra - Elmalı Turta

Merhabalar Zeynep Sahra'nın Ayçöreği hikayesi Elmalı Turta ile son sürat devam ediyor. Öncelikle yeniden belirtmek istiyorum bu kitap Ayçöreğinin devam kitabı. Yani öncelikle Ayçöreğini okumalısınız.

Tüm Zamanların En Güzel Kadını : Prenses Fevziye

Kavalalı Mehmet Ali Paşa soyundan, Mısır'ın ilk kralı Fuad'ın kızı; yine Mısır'ın son kralı Faruk'un kız kardeşiydi Prenses Fevziye.

Poy Baharatı Nedir? Nerelerde Kullanılır?

  Merhabalar Baharat kullanmayı sever misiniz?

Fatih Murat Arsal - Ödünç Aşk

Merhabalar Fatih Murat Arsal'ın kalemini sevdiğimi bilmeyen kalmadı sanırım.

Aşkın Nur Karataş - Ateşli Kitap Tanıtımı

Kural tanımazlık ve yaramazlık sadece Rock yıldızlarına has değildir.

Ömür İklim Demir - Muhtelif Evhamlar Kitabı

 

Debbie Macomber - Bir Buket Aşk (Blossom Sokağı Serisi 10)

Merhabalar Debbie Macomber okumak benim için çok hızlı koşup, biraz nefes almak gibi.

Hıdırellez Nedir?

 

Tarihte Bugün 03 Mayıs