Ana içeriğe atla

Seyyid Battal Gazi Türbesi ve Külliyesi

Merhabalar

Yılbaşında Gazlıgöl termal gezimizden dönerken Seyyid Battal Gazi Türbesi ve Külliyesini ziyaret ettik. Buraya yaklaşık 6 sene önce yine gelmiştik. Tatillere giderken sürekli önünden geçtiğimiz ama sıklıkla maalesef uğramadığımız bir yer.

Seyyid Battal Gazi Türbesi ve Külliyesi Eskişehir'in Seyitgazi ilçesinde yer almaktadır. Afyonkarahisar'dan Eskişehir'e geçerken türbeyi ziyaret edebilirsiniz. İlçe adını buradaki savaşta hayatını kaybeden Battal Gazi'den almaktadır. Battal Gazi Emevilerin Bizans'a yönelik seferlerine komutanlık etmiş kişidir. Battal Gazi son savaşını ilçe sınırları içinde Nakolea Kalesi önünde vermiştir. Ölüm tarihi 740 olarak bilinmektedir.

Yapı günümüze kadar ulaşan en önemli Selçuklu eserleri arasında yer alırken, türbenin etrafına külliye şeklinde inşa edilmiştir. Türbe içerisinde Battal Gazi ile birlikte 1.Alaaddin Keykubat'ın annesi Ummuhan Hatun, Battal Gazi ismiyle tarihe mal olmuş Elenora'nın  da mezarı yer almaktadır. Türbe 1208 yılında Ummuhan Hatun tarafından türbe ve cami olarak yaptırılmıştır. Külliye ise sonradan inşa edilmiştir. Türbe'nin en dikkat çekici özelliği ise Battal Gazi'nin 5 metre uzunluğundaki sandukasıdır. Bu sanduka boyundan dolayı değil, kendisinin heybetine hürmeten bu şekilde yaptırılmıştır.

Türbe'nin içerisinde Zikir odası, Kırklar Odası, Halife Meydanı, Ekmek Evi, Aşevi (İmaret) Bektaşi Dergahı, Çoban Baba Türbesi, Semahane (Türbedar Odası), Bektaşi Dergahı, Çilehane, Kesikbaşlar Türbesi, Mescid (Cami), Mihaloğlu Ahmed ve Mehmed Beylerin kabirleri, Seyyid Battal Gazi Türbesi, Medrese, Ayni Ana (Kadıncık Ana) Türbesi ve Ummahan Hatun Türbesi bulunmaktadır.

Türbede en çok dikkat çeken yer çilehanelerdir. Çilehaneler alanı çok küçük olan, buraya giren kişilerin kendi gerçeklikleri ve kendi sorularıyla baş başa kalarak inzivaya çekildikleri yerlerdir. Cumhuriyet'in ilk yılları ve Osmanlı'nın son dönemlerine kadar çilehaneler kullanılmıştır. (Aşağıdaki fotoğraflarda çilehaneleri göreceksiniz. Normalde karanlık olan bu yerler fotoğraf çekimi sırasında flaş nedeniyle aydınlanmıştır.)

Seyyid Battal Gazi Türbesi Osmanlı'nın son döneminden 1954 yılına kadar terk edilmiş bir haldedir ve 1954 yılından sonra restorasyon işlemi yapılarak ziyarete, aynı zamanda da ibadete açılmıştır. Günümüzde başta yerli turistler olmak üzere çok sayıda turist ağırlayan külliye, Eskişehir'in ve ilçenin önemli bir tarih turizmi mekanıdır.

Buyurun o zaman türbe içerisindeki mekanları da tanıyalım.

ZİKİR ODASI : 1511 yılında inşa edildiği söylenen genç dervişlerin bir araya gelip sabaha değin zikrettikleri odadır.
KIRKLAR ODASI: Kırklar Meydanı, adını Hz. Fatıma’nın evinde yapılan geleneksel toplantılarda yer alanlardan alır. Bektaşilerin dinî eğitimi ile bağlantılıdır.
HALİFE MEYDANI: Ayin-i Cem denilen dinî törenlerin yapıldığı yerdir. Burada halifeye ait bir post ve taht bulunur. Tarikatın halifesi oturur ve törenleri idare eder.

EKMEK EVİ : Bu bölümde iki fırın vardır. Fırınlar kubbeli odanın doğu tarafına yerleştirilmiştir. Bunun yanında bir ocak, kuzeydeki duvarda da başka bir ocak bulunmaktadır. Ekmek Evi’nin avluya bakan duvarında kırmızı renkli yazmada; “Muhammed, Kutbü’l-arifin Seyyid Battal Gazi, ya Ali, Allah, Muhammed” yazmaktadır. Ekmek evinin sadece kubbeli kısmının altında bodrum var. Külliye’nin inşa edildiği tepenin eğimi nedeniyle kuzey tarafındaki birimlerinin altına bodrumlar yapılmış ve bu durum 15. ve 16. yüzyıl külliyeleriyle karşılaştırıldığında tektir.

AŞEVİ (İMARET) : Külliye’deki kişilerin yiyecek ihtiyacını karşıladığı gibi, çevredeki yoksul insanların da ihtiyacını gideren aşevinde 8 adet ocak bulunmaktadır. Evliya Çelebi, büyük iki ocakta su kaynatıldığını, diğerlerinde ise yemek pişirildiğini gördüğünü yazar. Aşevi kubbe ile örtülüdür. Ocakların bacalarının uzunluğu kubbeyi geçer. Yavuz Sultan Selim döneminde yapıldığı belirtilir.

BEKTAŞİ DERGÂHI: Kanuni Sultan Süleyman döneminde yapıldığı belirtilir.

ÇOBAN BABA TÜRBESİ: Seyyid Battal Gazi’nin mezarını bulan kişi olarak bilinir. Halk arasında Kutluca Baba olarak da adlandırılan, kimliği söylentiler üzerine kurulan Çoban Baba, yine bir söylentiye göre koyunlarının sık sık toplandığı ve mucizevi bir ışık gördüğü yeri Seyyid Battal Gazi’nin mezarı olarak Ümmühan Hatun’a bildirir ve buranın türbe olmasını sağlar.

SEMAHANE (TÜRBEDAR ODASI) : Gıyaseddin Keyhüsrev döneminde mescid olarak yapılan bu bölümün daha sonra türbedar odası olarak kullanıldığı belirtilir. Türbedarlık o dönemde bir makamdır. Semahane de dervişlerin dinî musiki eşliğinde semah döndükleri yerdir.

ÇİLEHANE : Allah’a ulaşma yolunda dünyevi arzulardan uzak, çile ve cefa çekilen gün ışığı ve aydınlıktan mahrum küçük mekandır.
KESİKBAŞLAR TÜRBESİ:  Burada 1958 yılında yapılan restorasyon çalışmaları sırasında geçmişleri ve kimlikleri bilinmeyen başsız 7 adet ceset bulunur. Bundan dolayı halk arasında “Kesik başlar” olarak adlandırılır. Araştırmacılardan bazıları bu bölümü, Türklerin Anadolu’ya gelişinden sonra ve eski bir kültün kalıntısı olarak doğan ve diğer coğrafyalara yayılan kesikbaş kültüyle ilişkilendirir.
MESCİD (CAMİ): Gıyaseddin Keyhüsrev tarafından 1207-1208 tarihinde yaptırılır. 1511’de Bayezid döneminde yenilenir.
MİHALOĞLU AHMED ve MEHMED BEYLERİN KABİRLERİ : Mihaloğlu Ahmed ve Mehmed Beyler, Seyyid Battal Gazi Türbesi’ne ek binalar yaptırmışlardır. Mehmed Bey, Yavuz Sultan Selim ve Kanuni Sultan Süleyman dönemlerinde önemli bir akıncı birliğinin komutanıdır. Külliyelerdeki kitabelerde de adı geçer. Ahmed Bey de bir akıncı komutanıdır.
SEYYİD BATTAL GAZİ TÜRBESİ: Türbenin kitabesinde şunlar yazılıdır: “Mürşidler seyidi, gaziler başkanı, cihanın sahibi, kendisine sığınılan ulu Peygamber’in sülalesinden, merkadi; dünya ve ötesinin ziyaretgâhı olan ulu zatın türbesidir. Bu türbeyi büyük insan ve zamanın alisi sıvattı. Allah bu türbenin tarihi için şunu ilham etti; Allah onu cennetin en yücesi ile müşerref etsin. Burayı Mihaloğullarından Ali Bey bina etti ve sıvattı Allah azizliğini daim etsin.” Kitabedeki “Allah onu cennetin en yücesiyle müşerref etsin” cümlesi ebced hesabı ile kitabenin ve tamirin tarihini verir ve bu tarih 1464’e, Fatih Sultan Mehmed dönemine denk düşer.

Türbe içinde Battal Gazi ve Kral Kızı Elenora’nın sandukaları bulunur. Elenora’nın Battal Gazi’nin eşi veya sevgilisi olduğu tartışmalıdır.
MEDRESE :  Osmanlı Beyliği’nin kuruluşunda önemli bir rol oynayan, yeni derviş akını ve Seyyid Battal Gazi’nin savaşçı kişiliğinin dervişlerce kolaylıkla kabulü Seyitgazi’de zaviye kurulmasına neden olur. Arşiv belgeleri, 1556-1559’da medrese kurulduğunu gösterir. 13. yüzyılın medresesi, 14. ve 15. yüzyılda Han-gâh’a dönüşür; 16. yüzyıldan sonra yeniden medrese, 20. yüzyılın başlarında ise askerî depo olarak kullanılır.
AYNİ ANA (KADINCIK ANA) TÜRBESİ : Valide Sultan Ümmühan Hatun’un nedimesidir. Selçuklu sarayına mensup olup Ümmühan Hatun’un hayatında önemli bir yeri vardır.

ÜMMÜHAN HATUN TÜRBESİ: Ümmühan Hatun; 1. Gıyaseddin Keyhüsrev’in eşi, 1. Alaeddin Keykubat’ın annesidir. Konya’da vefat eder ve vasiyeti gereğince oğlu Keykubat tarafından naaşı Seyitgazi’ye getirilerek yine kendisi tarafından inşa ettirilmiş medreseye defnedilir. Türbede Ümmühan Hatun’un ölüm tarihine veya kendisine ilişkin yazılı herhangi bir bilgi bulunmamaktadır.

Yolunuz düşerse mutlaka Seyyid Battal Gazi Türbesi ve Külliyesini ziyaret edin. 

Türbe ziyaretinden çıkışta hediyelik eşya satan tezgahlara ve Seyitgazi manzarasına karşı dinlenip çay içebileceğiniz, hatta yemek bile yiyebileceğiniz bir mekanlara rastlayacaksınız. Aşağıdaki bu mekanların fotoğraflarını da bulacaksınız.

Yeni yazılarımda görüşünceye dek, yeni yerler keşfedin. Okuyun. Gülün ve sevin. Buyurun fotoğraflarla gezintiye devam edin.

Hoşçakalın.































































































Yorumlar

  1. Tabelalardaki sözler epey ilgimi çekti ne iyi olmuş onları oraya koymaları özellikle de sondakini :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet tabelalardaki sözler benim de çok hoşuma gitti.

      Sil
  2. Güzel kareler ... Yolumuz düşerse uğramak isterim. Emeğinize sağlık:)

    YanıtlaSil
  3. Çok güzel fotoğraflar :) Bu güzel bilgileri ve yerleri paylaştığınız için teşekkürler :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Rica ederim. Umarım bir gün ziyaret etme şansın olur :)

      Sil
  4. eskişehir e gitmeyi çok istiyorum, gerçekten çok merak ediyorum. yolum düşerse ben de uğrayacağım mutlaka. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mutlaka gitmelisin. Oradaki ortam çok güzel. Gezi sonrası manzara eşliğinde mutlaka çay da için :)

      Sil

Yorum Gönder

Fikirlerinizi paylaşırsanız sevinirim.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Tüm Zamanların En Güzel Kadını : Prenses Fevziye

Kavalalı Mehmet Ali Paşa soyundan, Mısır'ın ilk kralı Fuad'ın kızı; yine Mısır'ın son kralı Faruk'un kız kardeşiydi Prenses Fevziye.

Zeynep Sahra - Elmalı Turta

Merhabalar Zeynep Sahra'nın Ayçöreği hikayesi Elmalı Turta ile son sürat devam ediyor. Öncelikle yeniden belirtmek istiyorum bu kitap Ayçöreğinin devam kitabı. Yani öncelikle Ayçöreğini okumalısınız.

Beyza Alkoç - 3391 Kilometre

Merhabalar Beyza Alkoç'un 3391 kilometre kitabını ilk çıktığı zaman görmüştüm ama açıkçası almakla almamak arasında kalmıştım. Kitap hediyeleşme etkinliği sayesinde okuma fırsatı bulduğum kitaba tek kelimeyle bayıldım. 

Cahit Sıtkı Tarancı - Kırık Bir Aşk Hikayesi

Cahit Sıtkı Tarancı'nın meşhur bir şiiri var, " Abbas" adında.

Nil Karaibrahimgil - Ben Aptal Mıyım?

 

Sait Faik Abasıyanık - Karlı Hava

Uğruna İnsanların İntihar Ettiği İran Şahının En Sevdiği Karısı Anis-el Doleh

Merhabalar Son zamanlarda sosyal medyada sıklıkla karşılaştığım bir haber, aslında güzellik kavramımızı sorgulamama neden oldu.

Poy Baharatı Nedir? Nerelerde Kullanılır?

  Merhabalar Baharat kullanmayı sever misiniz?

Naime Özeren - 23 Nisan

Şermin Yaşar, İlber Ortaylı - Cumhuriyet'in İlk Sabahı Kitap Alıntısı