Ana içeriğe atla

Filmekimi Sinema Günleri ve Soygun Filmi

Merhabalar

Bugün kitap fuarı gezisine ara verip, sizleri geçen hafta sona eren İstanbul Kültür Vakfı'nın düzenlediği filmekimi sinema günlerine götüreceğim. Aslında bu yazıyı geçen hafta yazacaktım fakat kendimi fuara öylesine kaptırmışım ki, arada kaynamış.
#filmekimdebaşlar hagtagi ile sosyal medyada da derin yankı uyandıran filmekimi sinema günlerinden biletix'den gelen maille haberdar oldum. Aslında bu tip sanat filmlerine gitmek güzel olsa da bazen hayal kırıklığına da uğratabiliyor. Tabii biraz da bu tür filmleri izlemek filmden ne beklediğinizle, nasıl görmek istediğinizle de alakalı. 

Bizim zamanımız ailecek ancak 13 Ekim 2017 cuma günü akşam 21:30 seansına uyduğundan o seansta bulunan Soygun filmine denk geliyordu. Bilet fiyatları da uygun olunca bu filme bilet alıp izlemeyelim istedik. (İtiraf ediyorum, eşim ilk söylediğimde de pek sıcak bakmamıştı ama ben istiyorum diye hayır da demedi.)

Film ilk kez filmekimi kapsamında gösterildi ve şu anda da yeni vizyona girdi. Filmin ana konusu ise bir ağabey ve kardeşin yaptığı bir soygun başarısızlıkla sonuçlanır ve kardeşlerden zihinsel engelli Nick tutuklanır. Diğer kardeş Connie ise kardeşini kurtarmak adına bir gecelik zamana karşı yarıştığı tehlikeli bir yolculuğa çıkar.


Açıkçası film kardeşi Nick'i kurtarmak için Connie'nin  çektiği çile bakımından beni etkilemiş olsa da, sanat filmlerinde maalesef aradığım tadı bulamadığımı itiraf etmeliyim. Zira eşim ve oğlum da benimle aynı fikirde. Film boyunca bir koşturma vardı ama sonunda vay be diyebileceğim bir şey maalesef ol(a)madı. Eşimin bu tür organizasyonlarla ilgili tepkisi ise, "mümkünse normal filmlere bilet al" şeklindeydi. Filmin ismini okuduğumda açıkçası daha farklı bir konsept beklemiştim. Mesela soygun sahnesi beni çok etkilemedi. Çok basit bir soygundu. Daha hararetli, daha aksiyonlu olabilirdi. 

Filmekimi kapsamındaki diğer filmler nasıldı? bilemiyorum ama gitmeseydim de bir şey kaybetmeyeceğim bir filmdi ve üstelik çok olmasa bile +18 sahnelerde vardı. Bu da oğlumla gideceğim filmlere daha fazla araştırma yapmam gerektiğini gösteriyor. 

Yeni yazılarımda görüşmek üzere. Kendinize çok iyi bakın. Okumayı, hayata gülümsemeyi ve yaşamı sevmeyi ihmal etmeyin.

Hoşçakalın.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sait Faik Abasıyanık - Karlı Hava

Fuat Baray - Diz Çökmeyen Çocuk

Hasan Tülüceoğlu - Ateş Yakmayınca

 

Sevginin Gücü Film Yorumu

 

Poy Baharatı Nedir? Nerelerde Kullanılır?

  Merhabalar Baharat kullanmayı sever misiniz?

Fatih Murat Arsal - Nefretten Sonra

Merhabalar Natalia gençliğinin baharında babasının ölümü ile hayatta tek başına kalır. Bir yabancının evlerine gelip babasıyla konuşmasından sonra babası kendini öldürür. Babasının ölmeden önce Natalia'den istediği tek şey vardır. Tamer denen o adamdan intikamını alması.

Fatih Murat Arsal Tüm Kitap Yorumları

Blog Keşif Etkinliği

Merhabalar Malum artık annemle birlikte blog yazmaya başladık. Böylesi belki de daha iyi olacak. Omuz omuza, anne-oğul birlikte daha güzel şeyler yapabilmek adına tek blog, tek yürek olarak yolumuza devam etmeye karar verdik. Annem benim her daim hep ve tam destekçim. 

Fatih Murat Arsal - İki Mükemmel Hata

Merhabalar Uzun zamandır sizlere kitap yorumu yaz(a)mıyorum zira bu sıralar yorum yazmak için maalesef kafamı toparlayamıyorum. Hoş bir aydan fazladır kitap kapağı da açamadım. Kitap okumadan uyumayan ben; son zamanlarda kitaplara dokunamadım bile. Fakat okuduğum kitaplara ve yazarlara da haksızlık da etmek istemiyorum. Zira beğendiğim kitapların yorumsuz durmalarına maalesef gönlüm razı gelmiyor. Çıktığı ilk anda alıp okuduğum, ancak yorum giremediğim bir kitap İki Mükemmel Hata. O zaman başlayalım.

Sosyal Medya Bildirim Çılgınlığı

Merhabalar İnsan hastayken gözü bir şey görür mü?