Ana içeriğe atla

Alejandro Zambra - Serbest Kürsü Kitap Alıntısı

Altı aydır Meksiko'da, Chapultepec Parkı'nın çok yakınında oturuyoruz.
Bu parktan, kaleden, gölden, bataklık servilerine ve dişbudak ağaçlarına tırmanan kavgacı sincaplardan bahsetmek isterdim ama hava durumu buna el vermiyor. Meksiko sonralarına, bu fazlasıyla soğuk ve kapalı günlere "yaz" diyor.

Abartıyorum, burada hava soğuk falan değil. Santiago'da ise öyle. Abartıyorum çünkü bazen orada olmak istiyorum. Her sabah kahvemi alıp Şili haberlerini açıyorum, iyisiyle kötüsüyle gün boyu zihnimde yankılanıyor hepsi. Meksikalı olan ve neredeyse yüm hayatını burada geçiren eşim, "Görünüşe göre Şili'de hiçbir şey olmuyor," diyor bazen. Sözlerinde ciddi değil ama büsbütün şaka da yapmıyor: Ülkeleri kıyaslamak saçma olduğu kadar kaçınılmaz da, gelgelelim sonuçlar hep iptidai, adaletsiz ya da geçici. Ayrıca hangi ülke daha az kötü yarışına girmek pek cazip bir şey değil.

Tarafsız bölgede tanıştık, haliyle de sonra iki istikametten, iki evden birini seçmek zorunda kaldık. Meksikayla karşılaştırıldığında Şili ilk bakışta, muhtemelen ikinci bakışta da neredeyse her bakımdan bir bardak süt veya cennet ya da ilk yanlış adımlarını -yeni yeni- atan bir ergen gibi kalıyor. Her halükarda, günün birinde Şili'de yaşama düşüncesiyle Meksika'da yaşamaya karar verdik.

Bazen yarı öfkeli bir şekilde bu Şili haberlerinden bahsediyorum ve eşimin -ona böyle hitap etmek "karım" demekten biraz daha az gülünç geliyor bana- haklı bir şekilde Meksika'da her şeyin çok daha kötü olduğu söylemine maruz kalıyorum. Bazense kendimi tutuyor, haberleri kendime saklıyorum, hani neredeyse, öyle bir niyetim olmadığı halde, bir turizm acentesinin ideal çalışanı gibi davranıyorum. Santiago'da yaşama fikri ona cazip gelsin, cazip gelmeye devam etsin istiyorum.

Şili'yi bu kadar kafaya takmadığım günler, hatta haftalar da oluyor; tabiri caizse daha bir Meksikalı oluyorum, bu da hoşuma gidiyor, çünkü Meksika insanı tüketse, altüst etse de aynı zamanda bağrına basıyor, ödüllendiriyor ve mezcal'a boğuyor. Her geçen gün daha sık bir şekilde iki ülkeyi nasıl da birbirine karıştırdığımızı açıkça görebiliyorum. Geçtiğimiz cumartesi günü kar yağışı ve elektrik kesintisi olduğunda Santiago'daymışım gibi bir hisse kapıldım ve tüm günü hayali bir karanlıkta, Enel'e öfke kusarak geçirdim. Daha sonra bunu eşime anlattım, belki de Santiago'da her türlü şeyin yaşandığını, şehrin güne karlar altında uyanabildiğini göstermek istemiştim. Bana Meksiko'da onlarca yıl önce görülen bir kar yağışının aile içinde hala bahsinin döndüğünü ama kendisinin şehri, şehrini karlar altında hayal bile edemediğini söyledi.

Yorumlar

  1. Kitap resmini ve başlığını eklemeseydiniz,yazının size at olduğunu ve Şilili bir vatandaş olduğunuzu düşüncektim nerdeyse...🙂 Öyle anlatmışsınız ki sanki kitaptdan alıntı değil,sizin kendi öz yazınız..😊

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ertuğrul;
      Çok teşekkürler. Ben bu kadar yazamadım sanırım:)

      Sil
  2. Güzel bir alıntı olmuş. İnsan sıkılmadan okuyor.

    YanıtlaSil
  3. Thank God for everyone in my life. ♥

    YanıtlaSil
  4. İlkay;
    Kaapk benimde çok hoşuma gitti. :)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Fikirlerinizi paylaşırsanız sevinirim.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ece Evren - Geçmişten Gelen Adam Kitap Tanıtımı

Merhabalar Haydi toplanın yamacıma. Sizlere çok güzel bir haber vermeye geldim.  Kitap sitelerinde yeni çıkan kitaplara bakarken bir de ne göreyim? Hepimizin sevdiği ve saydığı sevgili  Ece Abla  yeni bir kitap çıkarmış.

Kapı Önü Dedikoduları - İçindeki Fesatlıktan Kurtul

  Merhabalar Bayan X her defasında kendini aşamaz dediğim noktada kendisini aşmayı başarıyor ve level atlayarak devam ediyor.

14 Şubat Sevgililer Günü Zırvalığı

Merhabalar Hadi bugün şu sevgililer zırvalığını biraz açalım. Geçen seneki sevgililer gününde yazdığım yazıda bahsetmek isteyip bahsedemediğim şeyler vardı. Hadi bu sevgililer gününde de onları konuşalım. Geçen sene yazdığım yazıma da  buradan  ulaşabilirsiniz.

Fatih Murat Arsal Tüm Kitap Yorumları

14 Şubat Sevgililer Günü Zırvalığı

Merhabalar İki sene önce 14 Şubat ile ilgili duygu ve düşüncelerimi belirtmiştim.

2019 Eylül Ayında Okuduklarım

Merhabalar "Bir insan kendisine nasıl beyin göçü yaşatabilir?" sorusunun bir sonucu olarak bu ay sadece tek bir yazar okudum.

Fırın Muhallebi

Merhabalar Malum bizim ev halkı tatlı konusunda doyumsuz.

Melek Öztürk - Münzevi Mısralar İskelesi

 

Füsun - Bir Olur Da Beni Ararsın

Merhabalar Şimdi diyeceksiniz ki bu Füsun? Nereden çıktı? Füsun Tokyürek şarkıcı Nalan Tokyürek'in nam-ı diğer Of Aman Nalan'ın kardeşidir.

Aşkın Nur Karataş - Ateşli Kitap Tanıtımı

Kural tanımazlık ve yaramazlık sadece Rock yıldızlarına has değildir.