“Biz iki bacaklı rahimleriz, hepsi bu.”
Kadın, “bunaltıcı düşlerden uyandığı” bir sabah, hiçliğe dönüşmüş olarak buldu kendini. Artık bir adı yoktu, düşüncesi, benliği, arzusu yoktu ama bir rahmi vardı. Yaşamını kolonilere sürülmeden, öldürülmeden, Damızlık Kız olarak sürdürmesini sağlayan rahmi. Artık âşık olmayacaktı, sevmeyecekti, onaylanmış bir dilin ötesine geçmeyecekti. Duvarlara asılmış sıra sıra cesetler, tek gerçeğin savaş ve üreme olduğunu hatırlatıyordu. Özgürlük hatırlanmayacak kadar uzaktaydı…
Margaret Atwood’un başyapıt niteliğindeki feminist distopyası Damızlık Kızın Öyküsü, bütün distopyalar gibi geleceğe dair bir paranoyayı değil, içinde yaşadığımız gerçeğin ta kendisini dile getiriyor. Erkek egemen muhafazakâr bir rejimin üremeyle sınırlandırdığı, mahrem örtülerin ardına gizlediği kadın bedenleriyle bize aşina gelen bir gerçeğin.
Anlatılan bizim hikâyemizdir!
Basım Yılı : 2017
Sayfa Sayısı : 384
Doğan Kitap
Okumak lazım , maalesef gerçeği dile getirmiş evet. Teşekkürler çok öz bir anlatımla aktarmışsın kitabı emeğine sağlık Beydacım
YanıtlaSilDemirlady;
SilRica ederiz:) Kitabın arka kapak tanıtımı. Ben henüz okuyamadım canım:)
Beydacım gülesim geldi :D olsun sen okuyunca senden de güzel bi yorum alırız elbet :p sevgiler
YanıtlaSilCanım inşallah:)
SilDizisini kitabından daha çok sevdiğimi söyleyebilirim. Kitap sonrası mutlaka izle, tavsiye ederim.
YanıtlaSilSibel;
SilNot aldım canım:) Sağol;)
Tam kadınlara göre bir kitap sanırım t😊
YanıtlaSilDerya;
SilOkumadım ama kitabın seveni olduğu kadar, yerden yere vuranı da çok fazla canım.