“Zaman zaman, karanlığın içinde karşıma birden biri çıkar diye tedirgin oluyor ve sağımı solum etraflıca süzerken, kıstığım gözlerimin saklanmama yardım edeceğini düşünüyordum.
Bunun üstüne bir de, mezarlık yoluna yaklaştığım her dakikada anlatılan cin hikâyelerini hatırlıyor ve garip bir şekilde, bunları unutabilmek için zorladığım zihnime hükmedemiyordum. Hem içimde biriken korkudan hem de bedenimi çepeçevre sarmalayan soğuktan kaçabilecekmişim gibi adımlarımı hızlandırmış ve değil sağa sola bakmak, kimi zaman gözlerimi dahi kapatır olmuştum.”
Çamurlu yollar, yabancıları sevmeyen köylüler, kaynayan bir kahvehane… Namus bekçileri, haset ve husumetler… Sırtından “zopası” eksik edilmeyen çocuklar, erkekler ve erkeklikler… Karanlık evler, ışığı pır pır eden odalar. Muammalı bir ölüm ve çiçeği burnunda bir öğretmen…
Bozlak, polisiyenin kıyılarında gezinen bir novella, bir köy hikâyesi. Konup konup havalanan kuşlar. Emirhan Dağkan G., bir ölüyle doğrulanan parçalanmışlığın hikâyesini, cayır cayır süren bir sessizliği anlatıyor.
Basım Yılı : 2018
Sayfa Sayısı : 180
İletişim Yayınları
Güzel bir kitap alıp okumak lazım..
YanıtlaSilTarif Dünyam;
SilOkunması gerekenlerden:)
Konusu güzel bir kitap.. İçinde bizimde korkularımızı barındıran, sadece korku değil düşüncelerimizi de... Mezarlık yolundan geçmek, üç harfliler, dikkat çekerim hala üç harfliler diyorum ki hala bir korku barındırırım bu yaşta bile içimde. Küçük yerlerdeki yaşamların iç içe oluşu, yollar, köylüler... Kendi memleketimin kokusu geldi bir an burnuma. Teşekkürler tanıtım için...
YanıtlaSilŞairane;
SilBazı kişilerin bazı şeylere korkusu yıllar geçse de geçmiyor. Rica ederim:)
Çok güzel böyle kitapları seviyorum. Hele hele eğitim öğretim konularından bahsediyorsa daha çok seviyorum. Teşekkürler.
YanıtlaSilFatih Bey;
SilGüzel kitaplardan:)