Merhabalar
Hani bazı yazarlar vardır, ne yazsa okursunuz.
Ayşegül Çiçekoğlu'nun kalemi de benim için öyle. Ne yazsa çıkar çıkmaz alır okurum. Yankı ve Ada'nın hikayesinin bir kısmını yine wattpad ortamında okumuş ve çok beğenmiştim. Kitap hali ve üstelik hem Yankı'nın hem de Ada'nın ağzından anlatımı çok güzel olmuş. İlk kitapta Yankı ile başlayalım o zaman.
Yankı 9 yaşında aşık olur Duru'ya. Görür görmez hayatının aşkı olduğunu anlar ve bir daha da peşini bırakmaz. Duru okula geldiği ilk günden sonra Yankı ile sürekli birlikte olur. Küçücük yüreklerindeki aşk sandıkları duygu ile günler geçer. Duru ve Yankı'nın birlikteliği devam ederken bir gün Duru'nun kuzeni Ada anne ve babasının ölümüyle kalıcı olarak hayatlarına dahil olur. Duru ilk andan itibaren Ada'yı hiç sevmez. Her durumda tersler, üzer ve aşağılar. Yankı Ada'ya sahip çıkmaya çalışsa da, sonuçta aşkı Duru'ya karşı durmak pek de mümkün olmaz. El mecbur bir yerden sonra Yankı bile kurtaramaz Ada'yı.
Ada ilk gördüğü andan itibaren sever Yankı'yı. Ama bunu sadece kendisi bilir. Kimselere söyleyemez. Kendi içinde yaşatması gereken yasak bir aşktır Yankı.
Duru ve Yankı ilerleyen zamanlarda kendilerini bambaşka duygular içinde bulur. Duru hayatını farklı şekilde yaşamak isterken, Yankı için durum daha farklıdır. Duru Ayvalık'ta kalmak istemez. Hayali büyük şehirdir. Yankı ise daha samimi, sıcak ortamları sevdiğinden Ayvalık'tan ayrılmak istemez. Anlaşmazlıklar baş gösterdiği zaman Yankı durumun daha kötü bir hal almaması için Duru'yu istemeye gider. Sonuçta yıllardır beraberdirler ve bu işi resmiyete dökmekte fayda vardır. Peki Duru bu konuda Yankı ile aynı fikirde midir? Duru'yu istemeye gittiğinde yaşananlar nedeniyle kendisini bambaşka bir olayın içinde bulur. Yaşadığı olayın sonucunu kabullenemeyen Yankı bir sabah kimseye haber vermeden ülkeyi terk eder ve bilinmeze doğru yola çıkar. Fakat geri dönmek gitmek kadar kolay olmayacaktır. Hele ki döndüğünde karşılaşacağı sürpriz bir çok dengeyi değiştirecek türdendir.
Ayşegül Abla yine çok güzel yazmış. Kitap boyunca Yankı'yı öldürmek istediğim doğrudur. Yankı'nın anne, babası ile anneannesi Helga'ya ve babaannesine bayıldım. Helga'nın çektiği acılar çok kötüydü. Başlarda neden bu şekilde davrandı desem de, sonradan sebeplerini öğrendiğimde çok üzüldüm.
Ada bu hikayede en masum taraf. Yazık ki çektiği acılar çok kötüydü. Hiçbir kadının düşmesini istemeyeceğim bir duruma düştü. Duru'nun Ada'ya davranışları nedeniyle Duru'dan da nefret ettim. İnsan nasıl bu kadar kötü ve bencil olabilir. Duru'nun ailesi de aynı kızları gibiydi. Aileden komple nefret ettim. Allah insanı böyle akrabalardan korusun denecek türden hepsi.
Sırada Ada var. Bakalım Ada'nın hikayesinde bizi neler bekliyor?
Yeni yazılarımda görüşünceye dek, kendinize çok iyi bakın. Kitap, sağlık ve aşkla geçen bir gününüz olsun.
Hoşçakalın.
Duru ve Yankı ilerleyen zamanlarda kendilerini bambaşka duygular içinde bulur. Duru hayatını farklı şekilde yaşamak isterken, Yankı için durum daha farklıdır. Duru Ayvalık'ta kalmak istemez. Hayali büyük şehirdir. Yankı ise daha samimi, sıcak ortamları sevdiğinden Ayvalık'tan ayrılmak istemez. Anlaşmazlıklar baş gösterdiği zaman Yankı durumun daha kötü bir hal almaması için Duru'yu istemeye gider. Sonuçta yıllardır beraberdirler ve bu işi resmiyete dökmekte fayda vardır. Peki Duru bu konuda Yankı ile aynı fikirde midir? Duru'yu istemeye gittiğinde yaşananlar nedeniyle kendisini bambaşka bir olayın içinde bulur. Yaşadığı olayın sonucunu kabullenemeyen Yankı bir sabah kimseye haber vermeden ülkeyi terk eder ve bilinmeze doğru yola çıkar. Fakat geri dönmek gitmek kadar kolay olmayacaktır. Hele ki döndüğünde karşılaşacağı sürpriz bir çok dengeyi değiştirecek türdendir.
Ayşegül Abla yine çok güzel yazmış. Kitap boyunca Yankı'yı öldürmek istediğim doğrudur. Yankı'nın anne, babası ile anneannesi Helga'ya ve babaannesine bayıldım. Helga'nın çektiği acılar çok kötüydü. Başlarda neden bu şekilde davrandı desem de, sonradan sebeplerini öğrendiğimde çok üzüldüm.
Ada bu hikayede en masum taraf. Yazık ki çektiği acılar çok kötüydü. Hiçbir kadının düşmesini istemeyeceğim bir duruma düştü. Duru'nun Ada'ya davranışları nedeniyle Duru'dan da nefret ettim. İnsan nasıl bu kadar kötü ve bencil olabilir. Duru'nun ailesi de aynı kızları gibiydi. Aileden komple nefret ettim. Allah insanı böyle akrabalardan korusun denecek türden hepsi.
Sırada Ada var. Bakalım Ada'nın hikayesinde bizi neler bekliyor?
Yeni yazılarımda görüşünceye dek, kendinize çok iyi bakın. Kitap, sağlık ve aşkla geçen bir gününüz olsun.
Hoşçakalın.
Tanıtım Bülteninden
“Buradan giderken yirmi beş yaşında, hayalleri olan bir delikanlıyken artık otuz iki yaşında, hayattan zevk almasını beceremeyen, sevdiklerimden uzakta yaşadığım her yıl yüreğimde var olan sevgiyi yitiren bir adamdım. Ne hayallerim vardı artık ne de yaşama isteğim. Yıllarca peşimi bırakmayan pişmanlıklarım, ne yaparsam yapayım susturamadığım vicdanım ve unutamadığım anılarım da benimleydi. Buradan giden adamla, şimdi dönen adam arasında dağlar kadar fark vardı.”
Hayalleri yıkılan ve gelecekten bir beklentisi kalmayan bir adam ne yapar? Yankı gitmeyi seçti.
Bir sabah ardında ailesini, doğduğu şehri ve ülkesini bırakarak kimselere haber vermeden çekip gitti. Aradan geçen yıllar geçmiş hayal kırıklıklarını, pişmanlıklarını ve özlemini ortaya çıkardı. Gitmek kolaydı, peki ya dönmek?
Yıllar sonra sevdiği şehre geri döndüğünde onu bir sürpriz bekliyordu. Üstelik giderken ardında bıraktığı hiç kimse eskisi gibi değildi. Yıllar herkesi değiştirmiş, pişmanlıklar ve acılar bir kez daha gün yüzüne çıkmıştı.
Yankı’nın önünde hatalarını telafi edeceği günler mi vardı yoksa eski hatalarına yenilerini mi ekleyecekti?
Basım Yılı : 2019
Sayfa Sayısı : 448
Müptela Yayınları
Yorumlar
Yorum Gönder
Fikirlerinizi paylaşırsanız sevinirim.