Nazmiye Sümer Röportajı

Merhabalar

Pazartesi günlerimizin vazgeçilmezi yazar ve şair röportajlarımızla haftaya merhaba demeye alıştık sanırım. Bugün bir Karadenizli yazarımız bloğuma konuk oldu. O zaman keyifli röportajımıza buyurun.

Nazmiye Hanım öncelikle bloğuma hoşgeldiniz. Bu güzel röportaj için şimdiden teşekkür ederim.

Hoş buldum. Beni ağırlamandan onur duydum. 

Dilersiniz sorularımıza geçelim.

* Kısaca kendinizden bahseder misiniz?

Rize'de doğdum. Babamın görevi gereği on yaşımdan itibaren İzmir'de yaşıyorum. Dört kardeşin en büyüğüyüm. Öğrenim ve çalışma hayatım hep İzmir de geçti. Eşim ve iki oğlumla hâlâ bu güzel şehirde yaşıyorum.

* Yazmaya ne zaman başladınız? 

Ortaokul da Türkçe öğretmenimin teşvikiyle yazmaya başladım. Tabi daha öncesinde ağaç tepelerinde kendi kendime piyes oynadığımı itiraf etmeliyim.

* Kitap yada genel olarak yazma konusunu nasıl seçiyorsunuz? Etkileşim var mı? Yoksa tamamen tesadüf mü? Yani kurguyu önceden mi belirlersiniz? Yoksa bütün olay örgüsü siz yazdıkça mı gelişir? 

Rüya,desem kısaca. Rüyamda görüp etkisinde kaldığım küçük bir anı hikayenin bel kemiğini oluşturuyor. Olayları önceden kurgulamayı beceremedim. Sahne kendiliğinden ilerliyor.

* Kimsenin okumayacağını bilseniz bile yazmaya devam eder miydiniz? 

Müthiş bir terapi yazmak. Bana göre kitap okumak insan ruhuna ilaç, yazmak ise kimyasal ilaç kullanmaya gerek duyulmayan tedavidir.

* İlk kitabınızı çıkarmaya nasıl ve ne zaman karar verdiniz? 

Manevi kızımın teşvikiyle bu fikir ortaya çıktı. Kendisi ilk okuyucularım arasında başı çekiyordu. 

* İnsanların çoğu "hayatımı yazsam roman olur" der. Sizce herkes kitap yazabilir mi? Yazmak bir yetenek midir? 

Herkes yazamaz bence. Yazmak bir yetenektir. 

* Yazma ritüelinizden bahseder misiniz? Mesela hangi ortamda, hangi metaryallerle, hangi müzikle ve nasıl bir coğrafya da yazmayı tercih edersiniz? 

Sakin ortamlar ilk tercihimdir. (Oğullarım bazen buna müdahale etse de....) Müzik, olmazlarım arasındadır.

* Yazmak isteyen ancak nasıl yazmaya başlaması gerektiğini bilmeyenler için tavsiyeleriniz var mı? 

Tavsiyeye ihtiyaç duyacaklarını sanmam. İnsanın içinden geldikten sonra hiçbir bahane kâr etmez. İlham perisi, o ilham perisi var ya; düz duvara bile tırmandırır yazmak söz konusu olduğunda.

* Bir gün kurgu olmayan bir şey yazmayı düşünüyor musunuz? 

Elbette! Ama bunun henüz zamanı olduğuna inanmıyorum.

* Bir yazar olarak okuduğunuz ve beğendiğiniz yazarlar kimler?

Türk edebiyatına gönül vermiş yazarlar arasında seçim yapmak zor. Ama illaki bir isim derseniz; onun tarzında yazdığım için Muazzez Tahsin Berkant diyorum.

* En son hangi kitabı okudunuz?

Cazi ll için araştırma içinde olduğum için David A. Leevis'in Dünya Mitleri kitabını okuyorum. 

* Yayımlanan 4 kitabınız var ve yeni kitabınız Bana Aşkla Gel yakın zamanda raflardaki yerini alacak. Bu kitabınızdan sonra yeni kitap veya yeni projeler var mı? 

CAZÎ ll için araştırma içindeyim. Wattpadde AşkSızım ve Kalbimin Gelini hikayelerim devam ediyor. 

* Asıl mesleğiniz nedir?

Öncelikle anneyim. El Halı Desinatörüydüm. Çin piyasaya girene kadar. Şimdi gıda sektöründe çalışıyorum.

* Yazmak sizin için hayat boyu sürecek serüven mi? Yoksa yazmayı bırakmayı düşündüğünüz bir zaman var mı?

Asla! Ömrüm ve sağlığım vefa ettiği sürece okuyucularımı hayallerime ortak edeceğim. 

* Günümüzde gençlerin sosyal medya sitelerinde çok zaman geçirmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Değerlendirmek haddime değil. Ama illaki bir şey söylemem gerekiyorsa; başınızı kaldırın ve çevrenize bakın. Gerçekten bakın! Hayat akıp giderken hiçbirine ortak olamamak büyük bir kayıp. 

* Günümüz gençliğine üç tavsiye verecek olsaydınız bunlar ne olurdu?

Oku. Araştır. Yargısız infaz etme.

* Kitaplarınızda yayımlandıktan sonra şunu yazsaydım yada şunu yazmasaydım dediğiniz oldu mu?

Mutlaka oluyor. 

* Yazmadığınız zaman ne yaparsınız?

Çalışıyorum. 

* Kitap fuarlarıyla ilgili düşünceleriniz nelerdir?

Fuarlar müthiş!  Okuyucuyla yüz yüze gelmek gibisi yok. Kaç hayatın içine seni de ortak ettiklerini düşündükçe heyecanlanıyorsun. Asıl olan ise okuyucumun yüzünde gördüğüm mutluluk ve heyecan. Bazen beni Tarkan'mışım gibi hissettiriyorlar.

* Hayatınız boyunca yaşadığınız pişmanlık var mı?

Çok... Neden bu yolculuğa daha önce çıkmadığım en başı çekiyor.

* En büyük korkunuz nedir?

Yalnız kalmak.

* Aşk sizce nedir? İlk görüşte aşk var mıdır?

Aşk, kimya işidir. Kimya tutarsa mantık devreden çıkartılır.  Kendimden bilirim. Ve, evet. İlk görüşte aşk vardır.

* Okurlarınızla aranızda nasıl bir bağ var?

Bu kelimelerle ifade etmek zor. Onları seviyorum ve bunu hissediyorlar. Yazdığım karakteri kendisiyle bağdaştırdıklarını söylediklerine onları yakından tanıdığıma inanıyorum. Okuyucularımı seviyorum ya!

* Ulaşamadığınız biri ile sohbet etme şansınız olsaydı. Bu kim olurdu? Neden?

Bu soruya kadar hiç düşünmemiştim. Ama peygamber Efendimizle sohbet etmek isterdim. Onu okuduklarımdan ve hadislerden değil, karşısına geçip bu yaşadıklarımızın gerçek İslam olup olmadığını sormak. 

* Hayatta en çok kıymet verdiğiniz kişi?

Evlatlarım.

* Son olarak eklemek istedikleriniz var mı ya da okurlarınıza mesajınız var mı?

Mesaj demeyelim de; teşekkürlerimi sunmak isterim. Bu yola çıkarken beni hiç yalnız bırakmaya, hayal ortaklarım; Sizleri seviyorum. İyi ki varsınız. Sizlerin kalbine dokunabilmek bile büyük mutluluk. 

Nazmiye Hanım keyifli bir sohbet oldu. Umarım ilerleyen zamanlarda sizi yine bloğumda konuk edebilirim. Zaman ayırıp röportaj yaptığınız için tekrar teşekkür ederim. Yolunuz açık, okurunuz bol olsun.

Ben teşekkür ederim. Okuyacak olanların zamanlarını aldığım için haklarını helâl etsinler. Yeni hikâyelerde yeniden buluşmak dileğimle diyorum. Sevgiler.