Ana içeriğe atla

Fatih Murat Arsal - Anlaşma Kitap Alıntısı


Merhabalar

Bugünden itibaren yepyeni bir bölümle karşınızdayım. Zaman buldukça okuduğum kitaplardan alıntılar paylaşacağım. Uzun zamandır yapmayı planladığım ancak zaman bulamadığım bu bölümü seveceğinizi düşünüyorum.  Zira ben kitap alıntısı okumayı seviyorum ve alacağım kitaplarla ilgili de fikir sahibi olmamı sağlıyor. Sizin içinde almayı düşündüğünüz kitaplar açısından bir bakış açısı olabilir. 
O zaman ilk konuğumuz benim kalemiyle Anlaşma kitabı sayesinde tanıştığım ve sonrasında da yazarın bütün kitaplarını okuyarak müptelası olduğum bir yazar olan Fatih Murat Arsal ve Anlaşma kitabı. Yavuz ve Merve çiftini çok sevmiştim. Umarım seversiniz. Anlaşma kitap yorumuna buradan ulaşabilirsiniz. Keyifli okumalar. 

Yeni yazılarımda görüşünceye dek, okumalara devam. Hoşçakalın.

Fatih Murat Arsal - Anlaşma Kitabından

Arabaya bindikten sonra kendisine el sallayanlara o da el salladı. Lüks araba homurdanarak hareket etti. Kalabalık ailenin yanlarından ayrılıp, karanlık ve hafif çiseleyen havada uzaklaştılar. Şimdi bir başlarına kalmışlardı. Mutlulukla gülümsedi Merve. Böyle bir ailesi olması güzeldi. Kalabalık bir ailesi olmasını her zaman istemişti. Her ne kadar kısa bir süre için de olsa, bu durumdan memnundu. 
"Bakıyorum...Keyfin yerinde?" diye mırıldandı genç adam.
"Olmasın mı?" diye safça sordu.
"Kalabalık çoğu kişinin hoşuna gitmez. Sen pek rahatsız olmuş gibi değilsin?"
"Ben çok sevdim. Hepsi de çok sıcak ve cana yakın insanlar!" diyerek kendisini savundu Merve. "Benim hiç kalabalık bir ailem olmadı." 
"Kendini fazla alıştırmasan iyi olur." dedi genç adam acımasızca.
Merve'nin gülümsemesi dondu. Güzel gözleri soldu. Kirpiklerini kırpıştırdı istemsizce. "Haklısın..." dedi bir süre sonra. "Alıştırmam..." diye de fısıldadı. Kalbi bir anda inanılmaz kırılmıştı. Bir aile bulmuştu ve şimdi bir anda kaybetmişti. Yavuz onun ailesiyle fazla samimi olmasını istemiyordu. Daha açık söyleyemezdi. Başını cama çevirip karanlığa baktı. Arabanın içi karanlık olduğu için bu lafa bozulduğunu adamın görmemiş olmasını umdu. 
********************************************************
İşyerine vardığında daha çok erkendi. Kimse gelmemişti. Sekreteri bile. Etraf yavaş yavaş hareketlendi. Pazartesi gününün normal yoğunluğu başladı. Genç adam öğleden önce girdiği toplantıya ise bir türlü dikkatini veremiyordu. Öfkesi azalmıştı. Öfkesi zaten karısına değildi ki! Tamamen kendisineydi. Konuşmaları boş gözlerle izlerken, ona olan düşkünlüğünün derecesini anlamaya başlamıştı. 
Ne aptal bir adamdı!
Bu kesindi. Evlilikten korktuğunu sanmıştı bugüne kadar! Şimdi anlıyordu ki, bu korkuyu çoktan aşmıştı. Şimdi korktuğu tek şey ise onu kaybetmekti. O zaman zaman sakin olan, kızdığında ise gözleri öfkeyle parlayan dilberi bırakmaya hazır değildi. Ne bugün, ne de aylar sonra! O yüzden geciktirip durmuştu. Kahretsin! Nasıl da fark etmemişti? Aslında fark etmişti ama anlamamazlıktan gelmişti. 
Müdürlerden birisi yeni bir yatırım hakkında konuşurken, birden ayağa kalktı. Herkes şaşkınlıkla başını ona çevirmişti. Yavuz bunun farkında bile olmadı. Saatine baktı. On ikiye geliyordu. Uyanmadıysa da onu öperek uyandırmayı hayal etti. Aklına gelen bu tatlı düşünce ile gülümsedi. Kendisine hâlâ şaşkınca bakan kadın ve erkek yöneticiler, bu önemli toplantıda onun bu garip hali karşısında irkilmişlerdi. Genç adam yanındaki yardımcısına döndü.
"Siz devam edin!" dedi sakince. "Benim çok önemli bir işim var!"
"Ama efendim? Sizin imzanız?"
"Önemli değil! Gelince atarım. Bugün gelebileceğimi sanmıyorum...Gereken neyse yapın."
Hiç cevap beklemeden odanın kapısına yürüdü. Herkesi garip bir merakla gerisinde bırakarak odadan çıktı. Arabasına binip eve gitmesi fazla vaktini almamıştı. Neredeyse bütün kuralları çiğnemişti. Boş gördüğü her kırmızı ışıkta geçmişti. İki üç ufak kaza tehlikesi atlattığının farkında bile değildi. Tüm istediği bir an önce kadınına kavuşmak ve...
...Ve onu sevdiğini söyleyebilmekti!

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Tüm Zamanların En Güzel Kadını : Prenses Fevziye

Kavalalı Mehmet Ali Paşa soyundan, Mısır'ın ilk kralı Fuad'ın kızı; yine Mısır'ın son kralı Faruk'un kız kardeşiydi Prenses Fevziye.

Beyza Alkoç - 3391 Kilometre

Merhabalar Beyza Alkoç'un 3391 kilometre kitabını ilk çıktığı zaman görmüştüm ama açıkçası almakla almamak arasında kalmıştım. Kitap hediyeleşme etkinliği sayesinde okuma fırsatı bulduğum kitaba tek kelimeyle bayıldım. 

Zeynep Sahra - Elmalı Turta

Merhabalar Zeynep Sahra'nın Ayçöreği hikayesi Elmalı Turta ile son sürat devam ediyor. Öncelikle yeniden belirtmek istiyorum bu kitap Ayçöreğinin devam kitabı. Yani öncelikle Ayçöreğini okumalısınız.

Smilodon (Kılıç Dişli Kaplan) Hakkında Bilinmeyenler

Herkese Merhaba  Bugün sizlere Smilodon'dan (Kılıç Dişli Kaplan) bahsedeceğim. 

Fatih Murat Arsal - Ödünç Aşk

Merhabalar Fatih Murat Arsal'ın kalemini sevdiğimi bilmeyen kalmadı sanırım.

Yeşil Yol

 

Samed Behrengi - Bir Şeftali Bin Şeftali

Herkese merhaba Kısa zaman önce bitirdiğim bir kitap Bir Şeftali,Bin Şeftali. Bir gün annesinin dalında büyümekte olan bir şeftalinin hikayesi bu. Bu şeftali büyüyünce sahibi tarafından köye satılmaya götürülür.

Uğruna İnsanların İntihar Ettiği İran Şahının En Sevdiği Karısı Anis-el Doleh

Merhabalar Son zamanlarda sosyal medyada sıklıkla karşılaştığım bir haber, aslında güzellik kavramımızı sorgulamama neden oldu.

Poy Baharatı Nedir? Nerelerde Kullanılır?

  Merhabalar Baharat kullanmayı sever misiniz?

Fatih Murat Arsal - İki Mükemmel Hata

Merhabalar Uzun zamandır sizlere kitap yorumu yaz(a)mıyorum zira bu sıralar yorum yazmak için maalesef kafamı toparlayamıyorum. Hoş bir aydan fazladır kitap kapağı da açamadım. Kitap okumadan uyumayan ben; son zamanlarda kitaplara dokunamadım bile. Fakat okuduğum kitaplara ve yazarlara da haksızlık da etmek istemiyorum. Zira beğendiğim kitapların yorumsuz durmalarına maalesef gönlüm razı gelmiyor. Çıktığı ilk anda alıp okuduğum, ancak yorum giremediğim bir kitap İki Mükemmel Hata. O zaman başlayalım.