Merhabalar
Bir aylık bir ayrılığın ardından yazar röportajlarımızla haftaya ve yeni aya başlayalım inşallah.
Sevgili Zuzu sağolsun röportajları yayımlayacaktı ancak bir tanesini yayımlama fırsatı buldu. Sizlere aktardığım nedenlerden dolayı kendisine röportajları ulaştıramadım. Neyse geç olsun, güç olmasın diyerek bu haftaki röportaj konuğumuz Selin Işıl'ın keyifli sohbeti ile sizleri başbaşa bırakıyorum.
Herkese mutlu, huzurlu ve sağlıklı bir hafta diliyorum. Kendinize çok iyi bakın.
Hoşçakalın.
Selin Hanım öncelikle bloğuma hoşgeldiniz. Bu güzel röportaj için şimdiden teşekkür ederim. Dilersiniz sorularımıza geçelim.
Hoş buldum Beyda hanım. Nazik davetiniz için ben teşekkür ederim.
* Kısaca kendinizden bahseder misiniz?
Ben Selin Işıl. 1975 doğumluyum. Memur bir babanın ortanca çocuğu olarak, babamın görevi dolayısıyla çocukluğu neredeyse il il gezerek geçmiş biriyim.
* Yazmaya ne zaman başladınız?
Uzun uzadıya yazmaktan ziyade elinde daima kalem olan biri olarak yer, mekân, durum, zaman fark etmeksizin ömrü kısa alınan notlarla geçmiş biriyim.
* Kitap yada genel olarak yazma konusunu nasıl seçiyorsunuz? Etkileşim var mı? Yoksa tamamen tesadüf mü? Yani kurguyu önceden mi belirlersiniz? Yoksa bütün olay örgüsü siz yazdıkça mı gelişir?
Yaşamdaki hiç bir şeyin tesadüf olmadığına inanlardanım. Belki o an farkında olamasak da her şeyin bir sebep sonuç ilişkisi içinde oluştuğunu ve kadersel olarak çarkın döndüğüne inanırım. Etkileşim muhakkak oluyor. Çünkü yaşadığımız evrende çevremize kayıtsız kalarak varlığımızı sürdürmemiz imkansız. Bu sebepten, yayımlanan bir kitap tamamen kurgu dahi olsa mutlaka yazarın bilinçaltında saklı kalmış bir şeylerin ürünüdür. Kitabın herhangi bir satırı bile olsa bu, bilinçaltındaki gözlemler, yaşananlar, duygular, düşünceler devreye girmiştir mutlaka.
* Kimsenin okumayacağını bilseniz bile yazmaya devam eder miydiniz?
Kesinlikle "evet"... Bu bir tutkudur ve öncelikle birileri için değil, kendinizi bu tutkunuzun varlığına teslim etmek için yazarsınız.
* İlk kitabınızı çıkarmaya nasıl ve ne zaman karar verdiniz?
Yaşadığım sancılı sürecin sonunda içimi dökmek için yazmıştım aslında ilk olarak. Sessizliğimi ve çığlığımı duymayanlara, görmeyenlere karşın kalem ve kağıt görsün, işitsin istedim. Sonunda bir baktım ki bu sadece benim çığlığım değilmiş meğer, binlerce insanın çığlığı imiş!. Ve fark ettim ki ben onların sesi olmuşum aslında. Yazdıklarımı okuyan yakınlarımın da teşvik etmesiyle yayımlamaya karar verdim.
* İnsanların çoğu "hayatımı yazsam roman olur" der. Sizce herkes kitap yazabilir mi? Yazmak bir yetenek midir?
Herkes bir şeyler karalayabilir, bu mümkün ama herkes yaşadığı hayatı roman gibi sunma yetisine sahip olamaz. Yazma işi ustalık, cesaret, tutku, eşsiz bir özveri ve sabır gerektiren bir iş. Okullarda teknik olarak öğrenebilirsiniz ama dedikleri gibi; yürek başka bir şey!
* Yazma ritüelinizden bahseder misiniz? Mesela hangi ortamda, hangi metaryallerle, hangi müzikle ve nasıl bir coğrafya da yazmayı tercih edersiniz?
Kara kalem ve bir defter...En sahici materyaller. Sükuneti severim dolayısıyla sessiz bir ortamda harflerle, cümlelerle daha iyi anlaştığımı düşünüyorum. Bu şartlar altında huzurlu her mekan yeterlidir benim için. Ruhuma gıda olarak da Beethoven, Chopin, Vivaldi, Schubert gibi ustaların tınılarını tercih ediyorum yazarken.
* Yazmak isteyen ancak nasıl yazmaya başlaması gerektiğini bilmeyenler için tavsiyeleriniz var mı?
Tavsiyem; öncelikle yazmayı gerçekten isteyip istemediklerini sorsunlar kendilerine. Çünkü yeterince azim, sabır, istek, heyecan yoksa bir süre sonra kelimeler yarı yolda bırakacaktır onları. Bir şeyi gönülden istemek ve inanmak yapmakla eşdeğerdir.
* Bir yazar olarak okuduğunuz ve beğendiğiniz yazarlar kimler?
Çok fazla yazar ve beni etkileyen kitap var. Dolayısıyla bir yazarın adını yazarak diğerlerini pas geçmek istemeyeceğim için oldukça uzun olan listemi buraya sığdırmaya çalışmam doğru olmaz sanırım.
* En son hangi kitabı okudunuz?
HONORE DE BALZAC " Vadideki Zambak".
* Yayımlanan tek kitabınız var ve çiçeği burnunda. Okuyucusu bol olsun inşallah. Yine de yakında yeni kitap veya yeni projeler var mı?
Çok teşekkür ederim. İnşallah. Elbette var. Yazımı biten ancak derlemesini tamamlayacağım bir kitabım var. Şu anda piyasada okurla buluşmakta olan HAYATA TUTUNUYORUM adlı kitabımın demini alma sürecinde, uyumaya bıraktım onu şimdilik.
* Asıl mesleğiniz nedir?
Işletmeciyim.
* Yazmak sizin için hayat boyu sürecek serüven mi? Yoksa yazmayı bırakmayı düşündüğünüz bir zaman var mı?
Yazmayı bırakmayı düşünmüyorum. Çünkü yazmak beni rahatlatıyor ve hislerime tercüman oluyor.
* Günümüzde gençlerin sosyal medya sitelerinde çok zaman geçirmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bu konuda biraz üzgün olduğumu söylemeliyim. Sosyal medya gerektiği kadar ve ölçüde kullanıldığında sempatik olabilir ancak özellikle gençlerdeki birebir iletişim gücünü ve yansıtılması gereken gerçek hisleri körelttiğini düşünüyorum. Her şeyin fazlası zararlıdır.
* Günümüz gençliğine üç tavsiye verecek olsaydınız bunlar ne olurdu?
Azimle çalışmak, iradeli olmak ve sabırla bezenmiş inanç.
* Kitaplarınızda yayımlandıktan sonra şunu yazsaydım yada şunu yazmasaydım dediğiniz oldu mu?
Hiç olmadı.
* Yazmadığınız zaman ne yaparsınız?
Yazmadığım zamanlarımı sevdiklerimle buluşarak, spor yaparak ve okuyarak geçiririm.
* Kitap fuarlarıyla ilgili düşünceleriniz nelerdir?
Faydalı bir platform olduğunu düşünüyorum. Düşünsenize, sizi reelde tanımayan ve tanımadığınız pek çok insanla tokalaşma hazzını yaşayıp, ortak paydada buluşuyorsunuz. Bu müthiş bir duygu.
* Hayatınız boyunca yaşadığınız pişmanlık var mı?
Ne ve nasıl olmuşsa geçmişime dair , hepsi kabulümdür . Olumlu ya da olumsuz yaşanmışlıklarımı kucaklamayı ve onları sevmeyi öğrendim.
* En büyük korkunuz nedir?
Allah'ın bana yükleyeceği kadersel yaptırımlar dışında hiçbir şeyden korkmuyorum.
* Aşk sizce nedir? İlk görüşte aşk var mıdır?
Aşk, "hayat" demek. Yaşamın kendisi demek. Ve AŞK, sevilmeye layık her şey ve herkes demek . İlk görüşte aşka ve bunun gücüne inanırım.
* Okurlarınızla aranızda nasıl bir bağ var?
Kitabım çıkalı henüz çok yeni olmasına rağmen, okurların beni bağrına basmaları, yazdıklarımı ve beni sahiplenmeleri, sanki onların hayatında hep var olmuş biriymişim gibi samimiyetle sevgilerini göstermeleri bu kitapla birlikte yepyeni bir duygu fırtınası yarattı bende. Ve inanın bu hissin dünyada bir benzeri ve sözcük karşılığı yok. Bu, çok özel bir his. Hepsine, herkese sonsuz şükranlarımı sunuyorum sizin aracılığınızla.
* Ulaşamadığınız biri ile sohbet etme şansınız olsaydı bu kim olurdu? Neden?
ATATÜRK ile.... Bu özlemin ve isteğin nedeni herkesçe bilinir sanırım.
* Hayatta en çok kıymet verdiğiniz kişi?
Tereddüt etmeksizin söylüyorum ki: ailem.
* Son olarak eklemek istedikleriniz var mı ya da okurlarınıza mesajınız var mı?
Zaman ve şartlar her ne kadar zorluyor olsa da insanları, lütfen daima iyilik, hoşgörü ve sevgiden yana olsunlar. Okusunlar, araştırsınlar, öğrensinler, dolu dolu sevsinler hayatın içindeki her şeyi, gülümsemenin ve pozitif olabilmenin erdemini kavrasınlar. Çünkü hayat çok kısa. Ölüm hariç, her şeyin bir geri dönüşümü olacağına inanarak, sımsıkı tutunsunlar hayata ve sevgiye.
Selin Hanım keyifli bir sohbet oldu. Umarım ilerleyen zamanlarda sizi yine bloğumda konuk edebilirim. Zaman ayırıp röportaj yaptığınız için tekrar teşekkür ederim. Yolunuz açık, okurunuz bol olsun.
İlginizden ve olumlu temennilerinizden dolayı ben teşekkür ederim Beyda Hanım.
Teşekkür ederizz bu güzel ve samimi röportaj için. Yazarı da tanımış oldum. :)
YanıtlaSilTuğçe;
SilÇok teşekkürler tatlım:)
Yeni yeni kitapları da çıkar inşallah :) Bol başarı diliyorum hemcinsime :)
YanıtlaSilYurdagül;
SilÇok teşekkürler canım:)
Kitabı bir günde okumuş biri olarak Selin hanımın dirayetine değil sadece kelimeleri kullanım şekline de hayran oldum. "Hayat çok güzel devam ediyor" başlıklı, sağlığının sorunsuz olacağı bir kitabını hasretle beklerim
YanıtlaSilMeles Bass;
Silİnşallah kısa zamanda raflardaki yerini alır. Çok teşekkürler:)