Ana içeriğe atla

Kapı Önü Dedikoduları - Yumurta Savaşları

Merhabalar

Benim ortaokul zamanımda sene sonlarında -bana halen daha anlamsız gelen- okulda geleneksel bir adet vardı.
Yumurta savaşı. 

Her yıl okulun son günü gizliden okula sokulan koli koli yumurtalar çıkışta herkesin kafası, vücudu artık neresi denk gelirse fırlatılmak suretiyle insanlara atılır ve bundan inanılmaz keyif alınırdı.

Ben hiçbir zaman okula yumurta götüren kişi olmadım ama kafamda çok yumurta kırılmışlığı, ceketimin omlete dönmüşlüğü çoktur. 

Eve geldiğimde annemden deli gibi fırça yerdim. Çünkü temizleme paraları her defasında daha fazla tutardı ve bu da bana birkaç haftalık harçlığa mâl olurdu. Her ne kadar benim bir suçum olmasa da, bunu anneme anlatamazdım. Neymiş efendim, kaçacakmışım. "Sıkıysa sen kaç!" diyesim geliyordu ama 39 numara terliği ağzımın ortasına yemekten korktuğumdan sesimi çıkaramıyordum.

Aynı okulda okuduğumuz kardeşim ise tek bir sıçrama emaresi olmadan eve nasıl ulaşıyordu halen daha anlamış değilim. Beni görseniz bildiğiniz tepeden, tırnağa kadar her yerimden yumurta akarak geliyordum. O derece fena olurdu. Üstelik kendimi koruyacak elimde bir yumurta olmadığını bildiklerinden olsa gerek, daha fazla yumurta atarlardı. Üstelik ben inek bir öğrenciydim. Yani bu taraklarda bezim de yoktu. 

Bana hiçbir zaman eğlenceli gelmedi bu yumurta savaşları. Belki de elimde yumurta olmadığından bilemiyorum. Olsaydı belki bende eğlenebilirdim. Ama o yumurtalara dökecek param hiçbir zaman olmadı. Hoş olsaydı da, kesin okula sokmaya çalışırken kırardım. Zira şu zaman oldu koli ile götürdüğüm yumurtaları bile taşırken kan ter içinde kalıyorum. Değil ki gizliden taşıdığım yumurtayı parçalamadan okula sokabileyim. O ayrı bir maharet azizim. Hele ki yakalanmadan sokmak. Resmen ustalık gerektiriyor. Bunu o zamanlar başaran, beni yumurtaya boyayan arkadaşlarıma selam olsun.

Yorumlar

  1. Ahahahaa o sendin demek, üstü başı yumurta içinde olanlardan :)) Sadece bir kere üzerime sıçramıştı başkasından sekip, bunun dışında ben de yumurtalanmadan eve gidenlerdendim. Artık işine yaramaz ama benim temiz kalma yöntemim; okul çıkışı yumurta savaşı grup yada gruplarını gözüme kestirip, nasıl hemen sıvışacağımı hesaplar, hemen eve yollanırdım :)) Onları izlemek için dahi olsa durmazdım okulda :)) Sevgiler.

    YanıtlaSil
  2. Belki kardeşin yumurta atan taraftı o yüzden iz almadan atlatıyordu :D Neyse ben olsam ben de hiç hoşlanmazdım. İyi ki yoktu bizde öyle şeyler.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Fikirlerinizi paylaşırsanız sevinirim.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sait Faik Abasıyanık - Karlı Hava

Fuat Baray - Diz Çökmeyen Çocuk

Sevginin Gücü Film Yorumu

 

Hasan Tülüceoğlu - Ateş Yakmayınca

 

Poy Baharatı Nedir? Nerelerde Kullanılır?

  Merhabalar Baharat kullanmayı sever misiniz?

Fatih Murat Arsal - Nefretten Sonra

Merhabalar Natalia gençliğinin baharında babasının ölümü ile hayatta tek başına kalır. Bir yabancının evlerine gelip babasıyla konuşmasından sonra babası kendini öldürür. Babasının ölmeden önce Natalia'den istediği tek şey vardır. Tamer denen o adamdan intikamını alması.

Blog Keşif Etkinliği

Merhabalar Malum artık annemle birlikte blog yazmaya başladık. Böylesi belki de daha iyi olacak. Omuz omuza, anne-oğul birlikte daha güzel şeyler yapabilmek adına tek blog, tek yürek olarak yolumuza devam etmeye karar verdik. Annem benim her daim hep ve tam destekçim. 

Fatih Murat Arsal - İki Mükemmel Hata

Merhabalar Uzun zamandır sizlere kitap yorumu yaz(a)mıyorum zira bu sıralar yorum yazmak için maalesef kafamı toparlayamıyorum. Hoş bir aydan fazladır kitap kapağı da açamadım. Kitap okumadan uyumayan ben; son zamanlarda kitaplara dokunamadım bile. Fakat okuduğum kitaplara ve yazarlara da haksızlık da etmek istemiyorum. Zira beğendiğim kitapların yorumsuz durmalarına maalesef gönlüm razı gelmiyor. Çıktığı ilk anda alıp okuduğum, ancak yorum giremediğim bir kitap İki Mükemmel Hata. O zaman başlayalım.

Sosyal Medya Bildirim Çılgınlığı

Merhabalar İnsan hastayken gözü bir şey görür mü?

Fatih Murat Arsal Tüm Kitap Yorumları