Merhabalar
Bayram tatilinde ne okusam diye raflarda dolanırken gözüme ilişince alıp okumaya başladığım kitaptır Fırtınaya Vurgun.
Dilara küçük yaşlardan beri abisi Bora ve abisinin arkadaşı Kuzey ile büyümüştür. Annesinin tüm çabalarına rağmen Kuzey'e bir türlü abi demez. Çünkü Kuzey'i hiçbir zaman abisi olarak görmemiştir. Kuzey Dilara'nın hayatının bambaşka bir yerindedir ve bu yeri ikisi de çok sonra anlayacaktır.
Dilara'nın hayatta tek hedefi vardır mimar olmak ve günün birinde Kuzey'in şirketinde çalışmak. Ancak bu hayallerine bir gün gölge düşer. Çünkü kendisine hayır dediği çocukluk arkadaşı Mert kendisini sevdiğiyle ilgili söylentiler çıkartmış ve bununla da kalmayıp, Dilara'nın babasının kulağına kadar gitmesini sağlar. Çok geçmez ve Mert daha da ileri giderek Dilara'yı babasından ister. Dilara'nın babasının geçmişte yaşadığı bazı olaylardan dolayı huzursuz olmasıyla Dilara'yı Mert'e vererek düğününü yaparlar. Ancak düğünden önce yaşanan bazı olayları Mert görür ve düğünün ertesi sabahı Dilara'yı babasının kapısına bırakır. Dilara'nın kapısına gelmesiyle geçmişte yaşanan olaylara dönen babası Dilara'yı evden kovar. Dilara yaşananlardan sonra artık Karadeniz'de kalamayacağını anlar ve İstanbul'a gider. Kendisine inanmayan bir aile ile hayatını devam ettirmeyecektir.
Fırtınaya Vurgun bir aile hikayesi. Geçmişte yaşanan acılar, şimdiki zamanda eskiye dönüş ve yeniden aynı şeylerin yaşanacağı düşüncesi. Aile bağlarının güçlü olup, olmadığını sorguladığımız bir hikaye. Bir de güven meselesi var tabii.
Genel konu olarak beğendiğim, bazı yerlerde uzatılmış bulduğum bir kitap. Bir de yazım hataları çok fazlaydı.
Erkek karakter sevgim bu kitapta da öne çıktı. Kuzey'i çok sevdim. Ancak Bora için kitabın belli bir noktasına kadar aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Kardeşine inanmadı ve dinlemedi bile. Kitapta en sağlam karakter bana kalırsa Dilara'nın kuzeni Eylül'dü. Kızın karakterine hayran kaldım. Kendime de çok benzettim bir yandan. Bora'ya çok güzel dersler de verdi. Ama aşktan da kaçamadı.
Dilara'nın bazı yerlerdeki tepkilerine kızdım ve bencilce buldum. Kuzey'in o kadar yaptıklarından sonra halen daha Kuzey'i anlamadı. Kitabın bazı bölümlerinde Dilara ile pek bağdaştığım söylenemez. Dilara'nın ailesi dışında sanırım kitaptaki anlaşamadığım tek karakter Dilara. Dilara'nın halası, eniştesi ve iki kuzenine resmen bayıldım. Çok düzgün karakterli ve çok sahip çıkan insanlardı. Yargılamadan, anlayarak dinleyen insanları her zaman sevdim.
Kitap bende aralarda bir yerlerde kaldı. Bu da sanırım Dilara'nın tepkilerinden dolayı. Son olarak birde Mert manyağı vardı ki, nasıl bir psikopatsa ve içinde ne yaşıyorsa kıza hepsini yaşattı.
Yeni yazılarımda görüşünceye dek, kendinize çok iyi bakın. Sağlık, mutluluk ve aşk sizinle olsun. Hayırlı Cumalar.
Hoşçakalın.
Tanıtım Bülteninden
Ruhumda büyük bir fırtına kopuyordu. Aslında bu fırtına yıllar önce başlamıştı. Şiddetini arttırıp tozu dumana katarak gelmiş ve hepimizi bir yerlere savurmuştu. Kuzey bile bu fırtınayı durdurmayı başaramamıştı.
Zaten bu fırtınanın adı Kuzey değil miydi?
Ben Kuzey’e vurularak fırtınayı başlatmış, bir öpücükle de şiddetlendirmiştim. Şimdi de fırtınadan dolayı savrulmuş, parçalanmış hayatımı toparlamaya çalışıyordum.
“Yemin ediyorum, gün gelecek evlendiğim kadın olacaksın.”
Basım Yılı : 2019
Sayfa Sayısı : 496
Parola Yayınları
En son cümle o yemin çok iddialı :)
YanıtlaSilBi Çay;
SilO yemini tutunca daha da iddialı oluyor :)
a beautiful image!!
YanıtlaSilEvi Erlinda;
SilThanks:)
İşte tam sevdiklerimden bu kitap :) Son cümle ise karşılıklı sevgiler için ne muhteşem geldi :)
YanıtlaSillovehouse;
SilEvet ama o hırs anında söylenen bir cümle olunca daha da farklı bir durum ortaya çıkıyor canım :)
Yorum için teşeklürler. Beğendiğine sevindim. Bu kitapta ki benim de severek yazdığım karakter Eylüldü. Eylül benim bir nevi düşümcelerimi dışa vuruyor
YanıtlaSilZeynep Hanım;
SilBizi bu güzel kitapla buluşturduğunuz için çok teşekkürler. Eylül gerçekten çok tatlıydı:)